Bahçeli, DEM Partililerin tepki çeken açıklamaları sonrası konuştu
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında konuştu. Bahçeli, "Terörsüz Türkiye" süreciyle birlikte tekrar kamuoyunun gündeminde yer edinen Anayasa'daki millet tanımına, PKK'nın silah bırakma sürecine, özerklik tartışmalarına ilişkin şunları kaydetti:
Türkiye devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Terörsüz Türkiye hedefimiz bu ebedi bütünlüğü korumak, kollamak ve yeni yüzyılda bütün yönleriyle güvenceye kavuşturmaktır.
Yakından müşahede ve mütalaa ediyorum ki, son günlerde 'Terörsüz Türkiye' adımlarını yıpratmak, yıkmak ve yıldırmak üzerine kurgulanmış, farklı gerekçelerle ilerletilen bir komplo mekaniği devrededir.
Türk milletinin sinir uçlarına dokunan söz, iddia ve ihtiraslı istekler emin olunuz ki barış, huzur ve kardeşlik ortamını sulandırmaya matuftur. 'Terörsüz Türkiye' bölünmüş, bölünmesi hayal edilmiş, çatısı çökmüş bir Türkiye’nin kisvesi, kamuflajı ve gizli sığınağı değildir, tam tersine hizmet edenler tarih, hukuk ve millet huzurunda kaçamayacakları mükellefiyet altındadır.
“İZAH EDİLEMEYECEK SAPMA VE ÇARPIKLIKTIR”
Meclislerin kuruluşuna egemen olan değerler, o ülkelerin siyaset felsefesini ve yönetim ilkelerini oluşturur. Rejimin esaslarını, siyasetin ahlakını, toplumun hedeflerini, devletin ve vatandaşın sorumluluklarını belirlerler. Hepsinin özeti de siyasi akıldır. Bu siyasi akıl demokraside samimi, dürüst ve ısrarlıysa cesur kararların mayası olacaktır.
Gazi Meclis’te kurulan Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu böylesi bir siyasi akılla, geniş bir temsiliyet yapısıyla Terörsüz Türkiye hedefinin demokratik ve hukuki parametrelerini hazırlayıp olgunlaştıracaktır. Kervan yoldayken, olmayan ganimetin paylaşım telaşına düşmek, buna heves etmek, yegâne gündem olarak bunu görmek iyi niyetle izah edilemeyecek sapma ve çarpıklıktır.
“ŞEHİTLERİMİZİN VE GAZİLERİMİZİN MÜCADELE ONURLARINA LEKE SÜRDÜRMEYELİM”
Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu değerleriyle, Türk milletinin birliğini, dirliğini ve dayanışma azmini kıracak hiçbir dayatma veya teklifin geçerliliği ve konuşmaya değecek tarafı yoktur, olması da düşünülemez. Fiili durum yaratmak, siyasi ihtiraslarda aşırıya kaçmak kimseye bir şey kazandırmaz. İhtiras hayatın üç temel kudretini, yani irade, inanç ve aklı bereketsiz hale getirir.
Geçmişin acılarını istismar ederek geleceği kundaklamayalım. Şehitlerimizin ve gazilerimizin mücadele onurlarına, şükran duyduğumuz hatıralarına, vatan ve millet sevdalarına leke sürdürmeyelim. Türk-Kürt kardeşliğinin emsalsiz feragat, feraset, fedakarlık ve kaynaşmasıyla beşeriyetin kaptan köşküne tırmanan Türk milletini varlığımızın kutlu nişanesi olarak el ele, gönül gönüle sahiplenelim.
“TÜRK’Ü HAFİFE ALAN TÜRKİYE’Yİ DİNAMİTLEYECEKTİR”
Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunda Kürt kardeşlerim asal bir rol oynamışlar, sonraki yıllarda da kesinlikle yok sayılmamışlardır. Kürt'ü yok sayan milleti yok sayacaktır. Türk’ü hafife alan Türkiye’yi dinamitleyecektir.
Türkiye’nin dinamitlenmesi mahvoluşun davet ve siparişidir. Devletimizin kuruluşundan sonra Kürtlerin yok sayıldığını, bunu yapanların da alçak olduğunu iddia eden dil alçalmış ve yalana batmış bir dildir. 27 Şubat İmralı açıklamasının hilafına yapılan arızalı ve yanlışa yorulması kaçınılmaz olan bayağı çıkışların Terörsüz Türkiye hedefini sakatlayacağı, böylesi aymazlıktan herkesin titizlikle uzak durması asla gözden uzak tutulmaması gereken bir ihtiyaçtır.
“ATATÜRK CEVHERİ ASLİDİR”
Gazi Mustafa Kemal Atatürk Türkiye Cumhuriyeti’nin banisi, ortak değeri, milletin sinesinden çıkan cevheri aslisidir. Atatürk demek; Cumhuriyet demek, istiklal demek, üniter devlet demek, esareti reddeden kahramanlık demektir. Terör örgütü PKK lağvedilmiştir. İmralı sözünü tutmuştur. Bu çerçevede ayrı bir ulus devlet, federasyon, özerlik hatta kültüralist taleplerin olmadığını, terör örgütünün anlam yoksunu haline geldiğini, kendisini feshetmesi gerektiğinin İmralı tarafından ilan edilmesi çok mühim ve bağlayıcı bir açıklamadır. Şimdi sırayı örgütün tüm bileşenlerinin silahları yakması veya bırakması almıştır.
“ÜLKEYİ BİRLİKTE KURDUKTAN SONRA KÜRDÜ YOK SAYANLAR ALÇAKTIR”
DEM Parti Milletvekili Sırrı Sakık, meclisteki yaptığı skandal konuşmada şu ifadeleri kullanmıştı:
“Asıl alçaklık nedir biliyor musunuz? Ülkeyi birlikte kurduktan sonra dönüp Kürdü yok sayanlar alçaktır. Bir halkın dilini yasaklayanlar alçaktır. Bir halkın haklarını gasp eden alçaktır. Kim alçaktır biliyor musunuz? On binlerce Kürdün faili meçhul cinayetler ile katleden bunlara ses çıkarmayanlar alçaktır. Üç bin beş yüz Kürdün köyünü yakanlar alçaktır. Ölümler sürsün isteyenler alçaktır. Savaş devam etsin diyenler alçaktır. Kürdün bir çakıl taşı olmasın isteyenler alçaktır. Kim ki bize alçak diyorsa alçağın en büyüğü de odur”
ŞEHİTLER İÇİN “GENCECİK CESETLER” DEDİ
DEM Partili Gülistan Kılıç Koçyiğit ise, TBMM Genel Kurulu'nda DEM Parti sıralarında "Birileri provokasyon peşinde. Birileri provokasyon yapmak istiyor. Birileri bu ülkeyi karıştırmak istiyor. Birileri, birileri barışa, birileri barışa pusu kurmak istiyor. Birilerinin kanlı emelleri var. Gelecek gencecik cesetlerin üzerine, tabutların üzerine elini koyup hamaset ederek yoksul Anadolu köylüsünün ölümünü alkışlayacak insanlar var” ifadelerini kullanmıştı.