Doğum izni düzenlemesi Meclis’e geliyor

Doğum izni düzenlemesine ilişkin süredir devam eden hazırlıklar artık son aşamaya geldi. AK Parti Meclis Grubu, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı tarafından oluşturulan taslak üzerindeki nihai değerlendirmeyi gelecek hafta yapacak.

Yeni çalışmada, halihazırda “doğumdan önce 8, doğumdan sonra 8 hafta” olmak üzere toplam 16 hafta olarak uygulanan doğum izninin 24 haftaya çıkarılması öngörülüyor. Taslak, annelere tanınan izin süresinin uzatılmasını ve ebeveyn haklarının daha kapsayıcı hale getirilmesini hedefliyor.

ÖZEL SEKTÖRDEKİ BABALARA MÜJDE

Taslağın en dikkat çeken başlıklarından biri, işçi ve memur statüsündeki ebeveynler arasındaki farkların ortadan kaldırılması. Bu kapsamda, özel sektörde çalışan babalara verilen 5 günlük izin 10 güne çıkarılarak memur babalarla eşitlenmesi planlanıyor. Özel sektördeki anneler için de memurlarda uygulanan daha geniş kapsamlı süt izni modeline geçilmesi üzerinde duruluyor.

Mevcut mevzuata göre hem sigortalı anneler hem de sigortalı babalar, doğum sonrası emzirme ödeneğinden yararlanabiliyor. Doğum izni bitiminde işe dönen annelere ise bebeğin bir yaşına kadar günlük 1,5 saat süt izni veriliyor. Kamu ve özel sektörde ilk altı ay için günlük 3 saat, devamındaki süre için ise 1,5 saat olarak uygulanan bu düzenlemenin yeni taslakla daha eşitlikçi bir yapıya kavuşması bekleniyor.

AİLEYİ DESTEKLEYEN DÜZEN KURMAK

Hükümet, doğum izninin daha da uzatılmasını değerlendirse de, bu adımın kadınların istihdamda dezavantajlı bir konuma düşmesine yol açabileceği riskine dikkat çekilerek dengeli bir model üzerinde çalışılıyor. Hedef, aileyi destekleyen ancak kadınların iş gücüne katılımını olumsuz etkilemeyen bir düzen kurmak.

Bu nedenle, yalnızca doğum izni değil, aile yaşamını güçlendirecek diğer destek mekanizmaları da gündemde yer alıyor. Ev hanımlarına yönelik emeklilik düzenlemeleri, vergi kolaylıkları, çalışan anneler için kreş imkanlarının artırılması ve bakım desteklerinin yaygınlaştırılması üzerinde de çalışılıyor. Hükümet kaynakları, yalnız yaşayan bireylerin oranının yüzde 20’ye ulaşmasının, politikaların “aile dostu” bir çerçevede yeniden ele alınmasını zorunlu kıldığını vurguluyor.

Türkiye’de doğurganlık oranının 2,1’in altına inmesi ve kadınların iş gücüne katılımının OECD ortalamasının belirgin şekilde altında seyretmesi, yeni ebeveyn izinleri düzenlemesinin arkasındaki temel motivasyon olarak öne çıkıyor. Yapılacak değişikliklerin, hem aile yapısının korunmasına hem de daha adil, paylaşımcı bir ebeveynlik modelinin güçlendirilmesine katkı sağlaması amaçlanıyor.