Ekrem İmamoğlu'na Şerefsiz Diyen Rasim Ozan Kütahyalı İçin Karar
Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı, Rasim Ozan Kütahyalı'nın tutuklu Ekrem İmamoğlu'na yönelik, "Risk alarak söylüyorum her türlü şerefsizliği yapıyorsun" hakaretine ilişkin kovuşturmaya yer olmadığına karar verdi.
UZLAŞMAYA TABİ HAKARET SUÇUT24'teki habere göre, Başsavcılık, Kütahyalı’nın sözlerinin İmamoğlu’nun kamu göreviyle ilgili söylenmediğini, bu nedenle uzlaşma ve şikayete tabi bulunan hakaret suçunu oluşturduğu söyledi.
NE OLMUŞTU?Kütahyalı'nın 31 Mart 2024'te yapılan yerel seçimler öncesinde İmamoğlu'yla ilgili kullandığı ifadeler gündem yaratmıştı. 31 Mart'ta yapılacak yerel seçimlere ilişkin bir televizyon programında konuşan Kütahyalı, İmamoğlu'na yönelik şu ifadeleri kullanmıştı:
"Ekrem İmamoğlu, görüyorsun Kürtlerdeki değişikliği. Kürtlerin sırtına basarak kazanamayacağını görüyorsun. Risk alarak söylüyorum her türlü şerefsizliği yapıyorsun. Adam satın alma, adam kayırma, ona buna paralar dağıtma. Sırf Kürtlerin yeniden sırtına binebilmek için. Bak bugün tweet atım CHP’li delegelere rüşvet vermeye benzemez bu işler. CHP’li delegelere rüşvet verdin devlet karışmıyor, ben bildiğini biliyorum raporunu okudum. İlgili devlet kurumunun CHP’li delegelere nasıl rüşvet dağıttığının raporunu okudum, okuduğum gün söyledim. Devletten de korkmam gider açıklarım. Adam tutmaya adam kullanma yaparsan kazansan da elinde kalır!"
BİR VATANDAŞ CİMER'DEN ŞİKAYETTE BULUNDUİmamoğlu'na yönelik hakaret içeren sözler sarfeden Kütahyalı'ya, bir vatandaş 28 Mart 2024'te CİMER üzerinden şikayette bulundu. Şikayetin ardından Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığ tarafından hakaret suçundan soruşturma başlatıldı.
DAHA ÖNCE TAZMİNAT KARARI ÇIKMIŞTIEkrem İmamoğlu, Kütahyalı'nın sözlerini mahkemeye taşımış ve tazminat davası açmıştı. 23'üncü Asliye Hukuk Mahkemesi, söz konusu davada 5 Aralık 2024'te kararını vermişti. Mahkeme, Rasim Ozan Kütahyalı'nın, Ekrem İmamoğlu'na 60 bin lira tazminat ödemesine hükmetmişti. Rasim Ozan Kütahyalı'nın avukatı, müvekkilinin yaptığı yorumun mesleğinin gereği olarak kabul edilmesi gerektiğini ve davacının kişilik haklarına yönelik herhangi bir saldırı bulunmadığını öne sürmüştü.