Herkes uzmanlara soruyor, bakalım sokak ne diyor?
Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun 18 Aralık’ta gerçekleştireceği ikinci toplantı öncesinde vatandaşın nabzını tuttuk. Farklı yaş ve gelir gruplarından yurttaşlara “Asgari ücret ne kadar olmalı?” sorusunu yönelttik. Sokaktan yükselen sesler, mevcut ekonomik şartlar altında asgari ücretle geçinmenin neredeyse imkânsız hale geldiğini ortaya koydu.
“KİRALAR ASGARİ ÜCRETİ AŞTI”
Röportajımıza katılan bir vatandaş, özellikle konut krizine dikkat çekerek, “Bugün ev kiraları 30-35 bin liradan başlıyor. Asgari ücretli bir insan kirasını mı ödesin, elektriğini mi, suyunu mu, yoksa ailesini mi geçindirsin? Kırk bin liranın altında bir ücret gerçekçi değil” ifadelerini kullandı. Vatandaş, asgari ücretin hayatın gerçekleri göz önünde bulundurularak belirlenmesi gerektiğini vurguladı.
GENÇLER GELECEKTEN UMUTSUZ
Aile evinde yaşadığını söyleyen genç bir katılımcı ise, son yıllarda kendi ayakları üzerinde durmaya çalıştığını belirtti. “Öğrenciyim ama iki yıldır kendi kazandığım parayla yaşamaya alışmaya çalışıyorum. Şu şartlarda tek başına yaşamak zaten mümkün değil. Asgari ücret, bir insanın temel ihtiyaçlarını karşılayacak seviyede olmalı” dedi.
EMEKLİ DE GEÇİNEMİYOR
Emekli maaşlarının da yetersiz kaldığını söyleyen bir başka yurttaş, geçim sıkıntısının sadece çalışanlarla sınırlı olmadığını ifade etti. “Karı koca iki kişiyiz. Kira verdikten sonra elimizde kalan para yetmiyor. Ev sahibi kentsel dönüşüm var diye çıkmamızı istiyor. Gençlere bakıyorum, sizler bu şartlarda nasıl bir gelecek kuracaksınız diye üzülüyorum” sözleriyle yaşadığı kaygıyı dile getirdi.
“35-40 BİN TL’NİN ALTI KURTARMAZ”
Asgari ücret beklentisini 35-40 bin TL olarak açıklayan bir başka vatandaş, “En basit kira 20 bin lira. Asgari ücretli bu parayı kiraya mı versin, çocuğuna mı, faturaya mı? Orta halli bir ailenin ayakta kalabilmesi için en az 60 bin lira gelir olması lazım. Minimum 35-40 bin TL’nin altı kurtarmaz” diye konuştu.
Ev sahibi olmasına rağmen geçinmekte zorlandığını ifade eden bir yurttaş ise empati çağrısında bulundu. “Evet, benim evim var ama olmayan çok fazla insan var. Sadece kendimizi düşünemeyiz. Komşumuz açken tok olmamalıyız. ‘Benim evim var, bana ne’ demek doğru değil” sözleriyle dayanışma vurgusu yaptı.
BAKAN ŞİMŞEK’İN SÖZLERİNE TEPKİ
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in “Devlet halkın tüm yükünü sırtında taşıyamaz” açıklaması hatırlatıldığında ise tepkiler gecikmedi. Bir vatandaş, “Öncelik kendi halkımız olmalı. Halk geçinemiyorsa burada bir sorun var demektir. Biz bu ülkede yaşıyoruz, kalıcı olan biziz. Önce vatandaşın geçimi düşünülmeli” dedi.
ANADOLU’DA DA TABLO AYNI
Van’da yaşadığını belirten bir başka katılımcı ise, “Kendi evimiz olmasaydı geçinmek çok daha zor olurdu. Ama evimiz olmasına rağmen yine de yetmiyor. Çocuklar var, evin masrafları var. Asgari ücret kesinlikle yeterli değil” ifadelerini kullandı.
“YÜZDE HESABI DEĞİL, GEÇİM HESABI”
Bazı yurttaşlar asgari ücret beklentisini 30 bin TL olarak dile getirirken, bu rakamın bile ancak “idare eder” seviyede kalacağını savundu. Elektrik, su, doğalgaz ve internet faturalarının temel giderleri dahi zor karşıladığını belirten vatandaşlar, yapılacak zammın yüzdelik oranlarla sınırlı kalmaması gerektiğini ifade etti.
GÖZLER 18 ARALIK’TA
Sokak röportajında öne çıkan ortak görüş ise dikkat çekiciydi: Asgari ücretin, sadece açlık sınırı değil, gerçek yaşam koşulları dikkate alınarak belirlenmesi gerektiği. Vatandaşlar, sınırlı bir artışın geçim sorununu çözmeye yetmeyeceğini vurgularken, gözler şimdi 18 Aralık’ta yapılacak kritik toplantıya çevrildi.