Hindistan Silahlı Kuvvetleri, 22 Nisan’da Cammu Keşmir’in Pahalgam bölgesinde turistlere yönelik düzenlenen ve 26 kişinin hayatını kaybettiği saldırıyı gerekçe göstererek, 9 ayrı hedefi vurduğu "Sindoor Operasyonu"nu başlattı. Hindistan, saldırıların "terör altyapılarını hedef aldığını" ve "Pakistan askeri tesislerinin kasıtlı olarak dışarıda bırakıldığını" iddia etti. Ancak Pakistan cephesi, sivillerin ve dini alanların hedef alındığını öne sürerek Hindistan'ı "saldırganlıkla" suçladı. 

Pakistan Ordusu Sözcüsü Korgeneral Ahmed Şerif Chaudhry, saldırılar sırasında bir caminin de vurulduğunu, hiçbir askeri tesisin hedef alınmadığını belirtti. "Hindistan’ın bu korkak saldırısıyla elde ettiği geçici mutluluğun yerini kalıcı bir üzüntü alacaktır" ifadelerini kullanan Chaudhry, can kaybının 26’ya çıktığını ve kayıp 2 kişinin arandığını duyurdu. 

Hindistan'ın saldırılarına cevap olarak Pakistan ordusu, beş Hint savaş uçağını ve bir insansız hava aracını düşürdüğünü açıkladı. Ayrıca, Kontrol Hattı’na (LoC) yakın Dudhnial bölgesindeki bir Hint askeri kontrol noktasının ve bir karargahın imha edildiği belirtildi. 

Pakistan Silahlı Kuvvetleri, "Hava kuvvetlerimiz tam teyakkuzda ve tüm unsurlarımız düşmana gerekli karşılığı vermektedir" açıklamasıyla askeri hazırlığın sürdüğünü duyurdu. Güvenlik kaynakları, Hindistan’ın doğrudan sivilleri hedef aldığını ve bu durumun ciddi bir uluslararası hukuk ihlali olduğunu savundu. 

Artan gerilim üzerine Hindistan Başbakanı Narendra Modi, Norveç, Hırvatistan ve Hollanda’ya yapacağı diplomatik ziyaretleri iptal etti. Özellikle Oslo’da düzenlenecek Hindistan-Nordik Zirvesi’ne katılımın ertelenmesi, bölgedeki durumun ciddiyetini bir kez daha ortaya koydu. 

Pakistan, Birleşmiş Milletler’e resmi bildirimde bulunarak Hindistan’ın saldırılarını "uluslararası barışı tehdit eden açık bir saldırganlık" olarak niteledi. BM Genel Sekreteri António Guterres ise taraflara itidal çağrısında bulunarak, "gerilimin daha fazla tırmanmasının önlenmesi gerektiğini" vurguladı. 

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Pakistan Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Muhammed İshak Dar ile Pakistan ile Hindistan arasındaki son gelişmeler hakkında telefonda görüştü.  Görüşmede, Pakistan ile Hindistan arasındaki son gelişmeler ele alındı. 

Her iki ülke de askeri tehditlere karşı alarm seviyesini yükseltti. Pakistan, hava sahasını 48 saatliğine kapatarak tüm iç ve dış hat uçuşlarını askıya aldı. Bu kararın ardından Türk Hava Yolları ve Pegasus’a ait uçuşlar geri döndü veya rotalarını değiştirdi. Hindistan’ın Amritsar kentindeki havaalanında ise güvenlik önlemleri artırıldı. 

İslamabad’da eğitim faaliyetleri askıya alınırken, Keşmir'in Hindistan kontrolündeki bölgelerinde halkın tahliyesine başlandı. Tehlikeli görülen sınıra yakın yerleşim birimlerinden siviller güvenli alanlara yönlendiriliyor. 

ABD Başkanı Donald Trump konuya ilişkin kısa bir açıklama yaparak, “Ben sadece bunun çok çabuk sona ermesini umuyorum” ifadelerini kullandı. 

Hindistan ve Pakistan arasındaki mevcut gerilimi daha tehlikeli kılan temel faktör, her iki ülkenin de nükleer silah kapasitesine sahip olması. Hindistan’ın 172, Pakistan’ın ise 170 civarında nükleer savaş başlığı bulunduğu tahmin ediliyor. Bu durum, her türlü askeri gerilimin çok daha geniş bir yıkım potansiyeline dönüşebileceği yönünde uluslararası endişeleri artırıyor. 

Pakistan Savunma Bakanı Khawaja Asif, Hindistan’ın saldırılarını "korkakça ve gizli" olarak niteleyerek, "Bu provokasyon cevapsız kalmayacak. Kendi saldırılarından çok daha büyük bir karşılık vereceğiz" açıklamasında bulundu. 

Öte yandan Hindistan hükümet kaynakları, Pakistan’ın savaş uçaklarını düşürdüğü yönündeki iddiaları kesin bir dille reddetti. India Today’e konuşan yetkililer, “Herhangi bir hava aracımız vurulmadı” şeklinde açıklamada bulundu. 

Tarihi düşmanlıklarla yüklü Hindistan-Pakistan ilişkileri, Keşmir sorunu çerçevesinde yeni bir sıcak çatışma eşiğine geldi. Şu ana kadar diplomatik çabalarla birçok kez çatışmanın önüne geçilmiş olsa da, bu kez sivillerin doğrudan hedef alınması, nükleer tehdit söylemleri ve misillemeler krizi daha farklı bir yöne sürükleyebilir. 

Birleşmiş Milletler, NATO, Avrupa Birliği ve İslam İşbirliği Teşkilatı başta olmak üzere çok sayıda uluslararası kuruluş, Hindistan ve Pakistan'ı askeri adımlar yerine diplomatik çözüm yollarını benimsemeye davet etti.