Danimarka'nın Aarhus kentinde yaşayan bir adam, tatil bölgelerinde sıkça satılan, önceden hazırlanmış bir hindistancevizi satın almıştı. Ancak hindistancevizini buzdolabına koymak yerine mutfak tezgahında bir ay boyunca bekletti.

Tadının kötü olduğunu fark eden adam, sadece bir yudum alıp hindistancevizini çöpe attı. Ancak üç saat içinde yoğun terleme, mide bulantısı ve kusma şikayetleri başladı. Ambulans çağrıldı ve adam, bilinç kaybı, denge kaybı ve solgun ciltle hastaneye kaldırıldı.

Hastaneye vardığında yapılan MR taramaları, beyninde ciddi bir şişlik olduğunu ortaya koydu. Doktorlar, beyin fonksiyonlarını etkileyen metabolik ensefalopati teşhisi koydular, ancak zehirlenmenin kaynağını bulamadılar. 26 saat sonra, adam hayatını kaybetti.

Otopsi sırasında, adamın nefes borusunda mantar oluşumu tespit edildi. İlk başta, bunun bongkrekik asit adlı bir toksin nedeniyle olduğunu düşünüldü, ancak yapılan detaylı analizler, hindistancevizinin içinde "Arthrinium saccharicola" adlı bir mantarın geliştiğini ortaya çıkardı.

Bu mantar, ölümcül bir toksin olan 3-nitropropiyonik asit (3-NPA) üretiyor. Çin ve Afrika'da, 1991'den bu yana küflü şeker kamışı tüketimi nedeniyle benzer vakalar yaşandığı biliniyor.

3-NPA, önce mide ve bağırsak rahatsızlıklarına yol açıyor, ardından hızla beyne saldırarak ölümcül beyin şişmesine neden oluyor. Ne yazık ki, bu zehirlenmeye karşı bilinen bir panzehir bulunmuyor.