Orman Yangınlarında İhmaller Zinciri: Batuhan’ın Babasını Kim Şehit Etti?

Gazeteci İsmail Saymaz, Halk TV'deki köşe yazısında Eskişehir Seyitgazi’deki orman yangınına müdahale ederken şehit olan beş orman işçisi ve beş AKUT gönüllüsünden oluşan 10 kişilik ekipten Eyüp Dereli’nin ölümünü ele aldı. Saymaz, Azerbaycan’daki yangın söndürme ekipmanları ve uygulamalarıyla Türkiye’deki sistemsel eksiklikleri çarpıcı biçimde karşılaştırdı. 

Saymaz’ın yazısından öne çıkan başlıklar şu şekilde: 

“BABAMI KİM ŞEHİT ETTİ?” 

“Seyitgazi’deki yangında hayatını kaybeden beş orman işçisi ve beş AKUT gönüllüsü geçtiğimiz günlerde toprağa verildi. 37 yaşındaki Eyüp Dereli için Eskişehir Reşadiye Camisi’nde cenaze namazı kılındı. Cenazeye Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı ve Eskişehir Valisi de katıldı. Dereli’nin tabutuna Türk bayrağı sarıldı. 

İmam, Dereli için “din-ü devlet ve mülk-ü millet için feda-i can eylediğini” ve “şehit” olduğunu söyledi. O sırada Dereli’nin oğlu Batuhan, tabut başında gözyaşları içinde şu sözlerle haykırdı: 
 “Babamı kim şehit etti!” 

GEÇİM DERDİYLE BAŞLAYAN TRAJEDİ 

Eyüp Dereli, 10 yıl belediyede dozer operatörü olarak çalıştıktan sonra Orman Genel Müdürlüğü’ne (OGM) geçmişti. Ancak geçim sıkıntısı devam etti. Saymaz, Dereli’nin iki yıl önce sendikaya attığı mesajı köşesine taşıdı: 

“Hayırlı akşamlar, sendika yetkisi ve TİS imza hakkında bir gelişme var mı? Acaba bu ay zamlı maaş alabilecek miyiz? Bilgi verirseniz çok seviniriz.” 

Aldığı cevap netti: “Bu ay alamazsınız, bir sonraki ay olabilir.” Dereli, başka bir mesajında ise şöyle yazmıştı: 
 “Orman işçileri geçinemiyor!” 

YETERSİZ EĞİTİM, EKSİK TEÇHİZAT 

Dereli gibi birçok orman işçisi İŞKUR aracılığıyla kurayla belirleniyor. Fiziki yeterlilik testini geçenler, çalışacakları orman şefliğinde kısa bir ‘hızlandırılmış eğitim’ alıyor. Bu eğitim de çoğunlukla kıdemli personelin bilgi aktarımıyla sınırlı kalıyor. 

Koruyucu ekipmanlar da ciddi eksiklik taşıyor. İşçilere sadece iki adet yanmaz kıyafet, yüz maskesi, yanmaz battaniye, bot ve 25 dakikalık oksijen tüpü veriliyor. Ancak bu ekipmanlar yeterli değil. Bazı araçlarda oksijen tüpü bulunmuyor ya da eksik. Taşınabilir oksijen sistemi ise hiç kullanılmıyor. 

“YANGINA TİŞÖRTLE MÜDAHALE ETTİLER” 

Saymaz’ın aktardığına göre: 
“Seyitgazi’de can veren bazı işçilerin koruyucu kıyafetleri yoktu. Yangına tişörtle müdahale etmişlerdi.” 

AZERBAYCAN’LA ÇARPICI KIYAS 

Saymaz, Türkiye’deki eksiklikleri Azerbaycan ekibiyle kıyasladı. Antalya’daki yangına müdahale eden Azerbaycan ekipleri, alev dayanımlı kıyafetler giyiyor, konum takibi yapılabiliyor, nabız ve oksijen düzeyleri anlık izlenebiliyor. 

Öte yandan Türk işçiler, sadece fosforlu “Orman” yeleğiyle çalışıyor. Arazözler 5+1 kişilik ekiple çalışması gerekirken genellikle 2-3 kişiyle sevk ediliyor. Farklı illerden gelen ekipler arasında telsiz sistemleri uyumlu değil. Bu yüzden uçaklara su talebini iletmek için işçiler tişörtlerini sallamak zorunda kalıyor. 

İLETİŞİMSİZLİK VE AŞIRI YÜK 

Yangın sırasında kullanılan 200 metreye kadar uzanan hortumlarda, basınç ayarı ya da yön değişikliğine dair talimatlar telsiz eksikliği nedeniyle iletilemiyor. Bu da yangının kontrol altına alınmasını zorlaştırıyor. 

Ayrıca, yangın işçileri hazirandan aralığa kadar bir yangından diğerine gönderiliyor. Haftalarca duş alamıyor, temiz kıyafet bulamıyor ve sekiz saatlik mesai dışında da çalıştırılıyorlar. Tüm bu koşullara rağmen fazla mesai ücretlerini dahi alamadıkları ifade ediliyor. 

“DÜNYAMIN KAHRAMANISIN SEN BABAM!” 

Saymaz’ın yazısına göre, cenaze aracı Kanlıpınar Şehitliği’ne doğru ilerlerken, küçük Batuhan iki büyüğünün arasında yürüyordu. Gözyaşları içinde şu sözleri söyledi: 
 “Dünyamın kahramanısın sen babam!” 

Saymaz, yazısını şu sözlerle sonlandırdı: 
 “Senin baban hepimizin kahramanı. Hem de iki kez! 37 bin TL maaşla geçinip çocuklarını büyütürken bir, eksik donanımla alevlerin arasına girerken iki.”

Saymaz'ın Yazısının Tamamı İçin Buraya Tıklayın