Yaşlanmayı Geciktirin İşte Öneriler…

Sağlık 20.04.2025 - 12:29, Güncelleme: 20.04.2025 - 12:29 826+ kez okundu.
 

Yaşlanmayı Geciktirin İşte Öneriler…

‘‘Yaşlanmayı önlemek mümkün değil ama yavaşlatmak biraz da kendi elimizde’’ diyen İç Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Osman Erk, bunu da erken yaşlardan itibaren yaşam tarzımızda ve alışkanlıklarımızda yapacağımız bazı değişikliklerle başarabileceğimizi anlattı.
Yaşlanma, doğumla birlikte başlasa da esas etkilerini ergenlik sonrası göstermeye başlar. Bu süreç hücrelerden başlayarak dokuları, organları ve tüm vücudu etkiler. İç Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Osman Erk, genetik kadar yaşam tarzının da sağlıklı yaşlanmada belirleyici olduğunu vurguluyor. Erk, dünya genelinde yaşam süresinin uzadığını hatırlatarak, uzun ömrü sağlıklı geçirebilmek için dikkat edilmesi gereken yaşam alışkanlıklarını sıralıyor. UZUN YAŞAM SIRLARI Japonya’nın Okinawa adasında yaşayanlar arasında 100 yıldan daha fazla yaşayan kişi sayısı Japonya ve batı ülkelerinden 4 kat daha fazladır. Bunun nedeninin bu adada yaşayanların yaşam tarzları ve diyetleri ile ilgili olduğu düşünülmektedir. Bu adada yaşayanlar daha az kalori tüketirler. Bol sebze, az et tüketimi söz konusudur. Okinawalılar az ve öz yerler, genellikle sofradan yarı aç kalkarlar. Sessiz, sakin, aktif bir yaşam tarzı bu geleneksel yaşam biçiminin temel unsurlarıdır. Adada çevre kirliliğine yol açan sanayi tesisleri bulunmamaktadır. ŞEKER TUZAĞINA DÜŞMEYİN Glisemik indeksi ve glisemik yükü yüksek olan beyaz şeker, mısır şurubu, beyaz ekmek, beyaz makarna, beyaz pirinç gibi yiyecekler kan şekerini hızla yükselterek, fazla miktarda insülin salınımına neden olur. İnsülin bilindiği gibi inflamasyona (iltihaplanmaya) sebep olan ve aynı zamanda vücutta yağ depolatan bir hormondur. Aşırı insülinle birlikte kan şekeri hızla düşer, kişi tekrar şekerli yiyecekler yeme ihtiyacı hisseder ve bu kısır döngü sürer gider. Bu süreç içinde ortaya çıkan insülin direnci, vücudun metabolik ve hormonal dengesini bozarak yaşlanma sürecini başlatır ve hızlandırır. BU FAKTÖRLERE DİKKAT! Genetik mirasın yanı sıra serbest radikaller (hücreleri hızla paslandırıp, yaşlandıran kötü moleküller), toksinler, çevresel kirlilik, radyasyon, hormonlarda azalma, insülin direnci, şeker hastalığı, hareketsiz yaşam tarzı, aşırı egzersiz, sağlıksız beslenme, sigara, alkol, stres, depresyon, uyku kalitesinde azalma, vücut yağlanması, obezite, geçirilmiş hastalıklar, kolesterol yüksekliği, damar yaşlanması (ateroskleroz), homosistein yüksekliği (B vitamini eksikliği)  yaşlanma sürecini hızlandıran en önemli nedenleridir. Ancak son yüzyılda modern tıp, koruyucu hekimlik, aşılar, hijyen, yaşam tarzı değişiklikleri ve eğitim ortalama yaşam süresini 50’lerden 85’lere çıkartmıştır. TAKVİYELER GENÇLİK İKSİRİ DEĞİLDİR Yanlış ve yetersiz beslenme, kronik stres, ağır işler, aşırı spor, uyku bozuklukları, sigara ve alkol gibi kötü alışkanlıklar bağışıklık sisteminin gücünü azaltır. Bağışıklık sistemini güçlü kılmak için yeterli ve sağlıklı beslenme; vitamin, mineral, antioksidan desteği, makul egzersiz programı, stresten uzak bir yaşam ve düzenli uyku önemlidir. Yaşlanmayla birlikte bağışıklık sistemi güç kaybederken, bağışıklık sisteminin bozulması da yaşlanma sürecini hızlandırır. Ancak bağışıklığınızı güçlü tutmak için doktora danışmadan gelişigüzel takviye almaya kalkmayın. Vücut direncinizi doğal yoldan besinlerle artırmaya çalışın. BÖYLE YAŞAMAYA ÖZEN GÖSTERİN - Farklı ve doğal beslenin. Besinleri çeşitlendirin ama her gıdadan az ve öz yiyin. Günde en az 8-10 porsiyon sebze ve meyve tüketin. Tabii mevsiminde ve mümkünse organik olmalarına dikkat edin. - Gün boyunca susamadan su için. Musluk suyundan uzak durun. - Doymuş, trans yağ, mısır şurubu, hormon, antibiyotik ve katkı maddeleri içeren besinleri tüketmemeye çalışın. - Yemeklerinizde soğuk sıkım zeytinyağını tercih edin. n Haftada iki kez yağlı balık tüketin. - Sigara ve alkol kullanmayın. Pasif içici de olmayın. - Üç beyazdan sakının (şeker, un, tuz) - Ölçülü ve lifli tam tahıl tüketin. - Yoğurt, kefiri sofradan eksik etmeyin. - Ilımlı siyah, yeşil, beyaz çay ve kahve için. - Her gün en az bir avuç çiğ kuruyemiş yiyin. - Hareketsiz kalmayın. Kas çalıştırıcı hareketler yapıp, yürüyün. n Cep telefonu kullanımında aşırıya kaçmayın. n Günde en az 7-8 saat uyuyun. n Düzenli bir cinsel hayatınız olsun. n Güneşe fazla maruz kalmayın. n Sessiz, sakin bir yaşam sürün. Stresi yönetmeyi öğrenin, stresi artıran etkenlerden uzak durmaya çalışın. Negatif insanlardan kendinizi izole edin. Size pozitif enerji veren kişilerle bir arada olun. - Rutin sağlık kontrollerinizi aksatmayın.
‘‘Yaşlanmayı önlemek mümkün değil ama yavaşlatmak biraz da kendi elimizde’’ diyen İç Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Osman Erk, bunu da erken yaşlardan itibaren yaşam tarzımızda ve alışkanlıklarımızda yapacağımız bazı değişikliklerle başarabileceğimizi anlattı.

Yaşlanma, doğumla birlikte başlasa da esas etkilerini ergenlik sonrası göstermeye başlar. Bu süreç hücrelerden başlayarak dokuları, organları ve tüm vücudu etkiler. İç Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Osman Erk, genetik kadar yaşam tarzının da sağlıklı yaşlanmada belirleyici olduğunu vurguluyor. Erk, dünya genelinde yaşam süresinin uzadığını hatırlatarak, uzun ömrü sağlıklı geçirebilmek için dikkat edilmesi gereken yaşam alışkanlıklarını sıralıyor.

UZUN YAŞAM SIRLARI

Japonya’nın Okinawa adasında yaşayanlar arasında 100 yıldan daha fazla yaşayan kişi sayısı Japonya ve batı ülkelerinden 4 kat daha fazladır. Bunun nedeninin bu adada yaşayanların yaşam tarzları ve diyetleri ile ilgili olduğu düşünülmektedir.

Bu adada yaşayanlar daha az kalori tüketirler. Bol sebze, az et tüketimi söz konusudur. Okinawalılar az ve öz yerler, genellikle sofradan yarı aç kalkarlar. Sessiz, sakin, aktif bir yaşam tarzı bu geleneksel yaşam biçiminin temel unsurlarıdır. Adada çevre kirliliğine yol açan sanayi tesisleri bulunmamaktadır.

ŞEKER TUZAĞINA DÜŞMEYİN

Glisemik indeksi ve glisemik yükü yüksek olan beyaz şeker, mısır şurubu, beyaz ekmek, beyaz makarna, beyaz pirinç gibi yiyecekler kan şekerini hızla yükselterek, fazla miktarda insülin salınımına neden olur.

İnsülin bilindiği gibi inflamasyona (iltihaplanmaya) sebep olan ve aynı zamanda vücutta yağ depolatan bir hormondur.

Aşırı insülinle birlikte kan şekeri hızla düşer, kişi tekrar şekerli yiyecekler yeme ihtiyacı hisseder ve bu kısır döngü sürer gider. Bu süreç içinde ortaya çıkan insülin direnci, vücudun metabolik ve hormonal dengesini bozarak yaşlanma sürecini başlatır ve hızlandırır.

BU FAKTÖRLERE DİKKAT!

Genetik mirasın yanı sıra serbest radikaller (hücreleri hızla paslandırıp, yaşlandıran kötü moleküller), toksinler, çevresel kirlilik, radyasyon, hormonlarda azalma, insülin direnci, şeker hastalığı, hareketsiz yaşam tarzı, aşırı egzersiz, sağlıksız beslenme, sigara, alkol, stres, depresyon, uyku kalitesinde azalma, vücut yağlanması, obezite, geçirilmiş hastalıklar, kolesterol yüksekliği, damar yaşlanması (ateroskleroz), homosistein yüksekliği (B vitamini eksikliği)  yaşlanma sürecini hızlandıran en önemli nedenleridir.

Ancak son yüzyılda modern tıp, koruyucu hekimlik, aşılar, hijyen, yaşam tarzı değişiklikleri ve eğitim ortalama yaşam süresini 50’lerden 85’lere çıkartmıştır.

TAKVİYELER GENÇLİK İKSİRİ DEĞİLDİR

Yanlış ve yetersiz beslenme, kronik stres, ağır işler, aşırı spor, uyku bozuklukları, sigara ve alkol gibi kötü alışkanlıklar bağışıklık sisteminin gücünü azaltır.

Bağışıklık sistemini güçlü kılmak için yeterli ve sağlıklı beslenme; vitamin, mineral, antioksidan desteği, makul egzersiz programı, stresten uzak bir yaşam ve düzenli uyku önemlidir.

Yaşlanmayla birlikte bağışıklık sistemi güç kaybederken, bağışıklık sisteminin bozulması da yaşlanma sürecini hızlandırır. Ancak bağışıklığınızı güçlü tutmak için doktora danışmadan gelişigüzel takviye almaya kalkmayın. Vücut direncinizi doğal yoldan besinlerle artırmaya çalışın.

BÖYLE YAŞAMAYA ÖZEN GÖSTERİN

- Farklı ve doğal beslenin. Besinleri çeşitlendirin ama her gıdadan az ve öz yiyin. Günde en az 8-10 porsiyon sebze ve meyve tüketin. Tabii mevsiminde ve mümkünse organik olmalarına dikkat edin.

- Gün boyunca susamadan su için. Musluk suyundan uzak durun.

- Doymuş, trans yağ, mısır şurubu, hormon, antibiyotik ve katkı maddeleri içeren besinleri tüketmemeye çalışın.

- Yemeklerinizde soğuk sıkım zeytinyağını tercih edin. n Haftada iki kez yağlı balık tüketin.

- Sigara ve alkol kullanmayın. Pasif içici de olmayın.

- Üç beyazdan sakının (şeker, un, tuz)

- Ölçülü ve lifli tam tahıl tüketin.

- Yoğurt, kefiri sofradan eksik etmeyin.

- Ilımlı siyah, yeşil, beyaz çay ve kahve için.

- Her gün en az bir avuç çiğ kuruyemiş yiyin.

- Hareketsiz kalmayın. Kas çalıştırıcı hareketler yapıp, yürüyün. n Cep telefonu kullanımında aşırıya kaçmayın. n Günde en az 7-8 saat uyuyun. n Düzenli bir cinsel hayatınız olsun. n Güneşe fazla maruz kalmayın. n Sessiz, sakin bir yaşam sürün. Stresi yönetmeyi öğrenin, stresi artıran etkenlerden uzak durmaya çalışın. Negatif insanlardan kendinizi izole edin. Size pozitif enerji veren kişilerle bir arada olun.

- Rutin sağlık kontrollerinizi aksatmayın.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve sariyersoz.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.