Prof. Dr. Mehmet Ceyhan: Yeni pandemi gripten olacak

Özel Haberler 07.10.2025 - 10:27, Güncelleme: 06.11.2025 - 12:22
 

Prof. Dr. Mehmet Ceyhan: Yeni pandemi gripten olacak

Dünyada yeni bir pandeminin gripten beklendiğini belirten Ceyhan, “1918’de dünya üzerinde bu kadar seyahat olmadığı bir dönemde 100 milyon kişiyi öldüren hastalık bugün bir felaket olur ve dünya gelecek bir pandemiye maalesef hazırlıksız” dedi.
ÖZEL HABER/ TOLGA ŞAHİN Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, Sarıyer Söz Gazetesi'ne konuştu. Ceyhan, Türkiye’de koronavirüs vakalarındaki artışlardan gelecek yeni bir salgına ve aşıların yan etkilerine yönelik iddialarla ilgili önemli açıklamalarda bulundu. “TÜRKİYE’DE HAKİM OLAN VARYANTA İLİŞKİN BİLGİMİZ YOK” Türkiye’de koronavirüs vakalarında bir artış olup olmadığıyla ilgili konuşan Ceyhan, “Türkiye’de 2023’ten beri varyant analizi, rutin test yapılmıyor. Bunu ancak sürveyansa devam eden yani hastalıkla uyumlu şikayetleri olan kişilere test yapan ülkeler yayınlıyor. Onlarda Omicron 2021’de çıktı ve tabloya hakim oldu. Bildiğimiz gibi Omicron’un özelliği ilk tanımlanan virüsten daha hafif seyreden hastalıklara neden olması ve daha kolay bulaşması. Omicron çıktıktan sonra Omicron’un 32 tane varyantı insanlarda saptandı. Bunlardan gerçekten iki tanesi hem Avrupa’da hem Güneydoğu Asya’da hem Amerika Birleşik Devletleri’nde sürveyans yapan ülkelerde tabloya hakim gibi görünüyor. Ama Türkiye’de maalesef durumu bilemiyoruz. Hastaların çok olduğunu görüyoruz yani test yaptıranlar da virüs çıkıyor ama o virüse tabii bir alt test yapıp varyantın ne olduğuna bakmak lazım onu yapmıyoruz. Bunu Sağlık Bakanlığı uygulamadan çıkardı. Şu an hekim gerekli olduğunu görüp de test isterse bakılıyor. Bunun dışında rutin bir test olmadığı için Türkiye’de şu kadar vaka var, işte şu varyantı hakim diye bir bilgimiz yok” ifadelerini kullandı. “GRİPTEN BİR PANDEMİ BEKLENİYOR” Yeni bir salgın olup olmayacağına değinen Ceyhan, “Koronavirüsten çok gripten bir pandemi bekleniyor. Belirli aralıklarla çünkü grip pandemileri olur. Zaten koronavirüs pandemisi çıkmadan önce biz grip pandemisine karşı seferberlik planı hazırlıyorduk. Kovide bağlı bir pandeminin yaşanması beklenmeyen bir durum oldu. Ancak gripten hep beklenir. Ortalama 10-20 yılda bir büyük pandemiler yapar. Dünyada zaten ‘en çok ölüme neden olan nedir?’ diye bir soru sorulsa ki buna savaşlar ve depremler dahil bütün felaketleri ekleyin, en çok ölüme neden olan felaket 1918-1919’daki grip pandemisi olmuştur. Değişik rakamlara göre 100 milyon civarında insan ölmüş. O dönem ki, seyahatin bu kadar olduğu bir dönem değil. O dönemde bu kadar yayılıp ölüme neden olan bir hastalık, bugün felaket olur. Daha sonrasında 2 pandemi daha yaşanmış Asya ve Hong Kong gribi, birinde 3.5 milyon diğerinde 1.5 milyon insan ölmüş. Açıkçası bu pandemi hep beklenir ve bütün ülkeler buna hazırlık yapar. Ancak koronavirüs pandemisi çıkınca bütün dünya şaşırdı. Hazırlık amacıyla yapılan tatbikatlar devam ediyor mu bir bilgim yok şuan açıkçası” dedi. “DÜNYA GELECEK BİR PANDEMİYE HAZIRLIKSIZ” Dünyanın gelecek bir pandemiye hazırlıksız olduğunu belirten Ceyhan, “Pandemi döneminde devlet başkanları çıktı ve hazırlıklı olunacağını söyledi. Ama gördük ki ekonomik sıkıntılara kimse dayanamadı ve tedbirler erken kaldırıldı ve şuanda baktığımızda hiçbir hazırlık falan yok dünyada. Sağlık denildiğinde insanın aklına tedavi hizmetleri geliyor ancak sağlık deyince bunun yüzde 80’i, 90’ı koruyucu sağlık hizmetleri olmalı. Hastanelerde yoğun bakım yatağımız olabilir ancak oraya yatan hastaların çoğu ölüyor, yoğun bakım personel sıkıntısı da çok oluyor. Tedavi hizmetlerine baktığımızda koruyucu sağlık hizmetlerinden çok daha maliyetli olduğunu görüyoruz. Bir pandemiyi önlemek için koruyucu sağlık hizmetleri hem daha kolay hem daha ucuz. Ancak baktığımızda bütün dünyada ne hazırlık var ne koruyucu sağlık hizmetlerine önem veriliyor. Dolayısıyla biz bu felaketleri yaşamaya maalesef devam edeceğiz. Bir pandeminin olacağı biliniyor ama buna karşı dünya hazırlıksız. Halbuki bütün laboratuarların Dünya Sağlık Örgütü veya başka bir kurumda bir merkeze bağlı olması gerekiyor. Bu şekilde anında ortaya çıkan yeni varyantlar görülebilir ve onlarla ilgili alınması gereken tedbirler alınabilir. Ancak bu bile yapılmadı. Hiçbir ülke birbiriyle verilerini paylaşmıyor” dedi. “AŞIYA BAĞLI BAĞIŞIK OLAN KİMSE YOK” Koronavirüs varyantlarına karşı geliştirilen aşılarla ilgili de konuşan Ceyhan, “Bizde 2020’de koronavirüs vakaları görülmeye başlandı. 2021’den sonra da aşılama yaptık. Fakat virüs Omicron’a dönünce bizim yaptığımız aşıların etkinliği hemen hemen yok denecek düzeye düştü. Dolayısıyla batı ülkelerinde Omicron için ayrı bir aşıya dönüldü onlar 2022’den itibaren bu varyantlara da karşı etkili olan aşıyı yaptı. Ancak biz o dönemde o aşıyı alıp yapmadık yani şu anda hastalığı geçirenler dışında aşıya bağlı bağışık olan kimse pratikte yok” dedi. “AŞI İÇİN 12 YIL BEKLENEMEZDİ” Pandemi dönemi aşılarının ayrı bir grup olduğunu belirten Ceyhan, “Pandemi dönemi aşıları bizim rutin olarak yaptığımız aşılar gibi değildir, ayrı özellikler gerektirir. Normalde bir aşının molekülünün geliştirilmesi, aşının piyasaya sürülmesi ve uygulanması arasında 12-15 yıl kadar bir süre gerekir ama pandemideyseniz, kitlesel şekilde insanlar ölüyorsa bunu bir an önce durdurmanız için süreci hızlandırmanız lazım. Aşı için 12 yıl beklersen pandemi zaten öldüreceğini öldürür ve biter. Dolayısıyla belli şeyleri hızlandırıp bir yıl gibi bir süreye indiriyorsunuz. Bu pandemiye özgü bir durum değil bu, daha önceki pandemilerde çıkan aşılar da böyleydi” ifadelerini kullandı. “FORM İMZALAMANIZ DAVA AÇMANIZA ENGEL DEĞİL” Yan etkilere yönelik ortaya atılan iddiaların söylenti olduğuna da dikkat çeken Ceyhan, “Diyorlar ki, aşıdan şu kadar insan öldü. İnsanlar patır patır düşüyor. Ben de diyorum ki 14 milyar doz aşı yapıldı covid sırasında ve henüz aşıya bağlı bir tane bile ölüm gösterilmedi. Eğer aksini düşünüyorsanız, Sağlık Bakanlığını mahkemeye verin. Ancak bakıyoruz Türkiye’de açılmış bir tane dava bile yok. Aşı olurken imzaladıkları form sadece uygulanacak tedaviye razı olduklarını gösterir. Şimdi diyelim ameliyat olacaksınız size form imzalatıyorlar ancak ameliyata sağlam bacağını kestiler veya sağlam böbreğini aldılar. Sen bu durumda mahkemeye vermiyor musun? Veriyorsun. Atılan imza risklerin sana anlatıldığını ve senin bunu göze aldığını gösterir ancak bundan hayatını kaybeden insan olursa, o attığın imzanın da hiçbir anlamı kalmaz. Her zaman dava açılabilir” dedi. “BUNLARIN HİÇBİRİNDEN HASTALAR ÖLMEDİ” Almanya’da aşının yan etkilerine yönelik açılan davalara da değinen Ceyhan, “Almanya’da sadece 393 kişi dava açtı ancak bunların tamamı olumsuz neticelendi. Hiçbirinde aşıdan olabilir diye bir tazminata ya da başka bir yaptırama yönelik karar çıkmadı. Zaten en son 280 bin vakalı bir çalışma yapıldı ve çalışmanın sonucunda kalp problemleri aşısız olanlarda aşılılara göre 4 kat daha fazla çıktı. Örneğin suyu bile fazla içseniz yan etkisi vardır yani aşının yan etkisinin olmaması mümkün değil ama ölümcül bir hastalıktan korunmak için yapıyorsun. Aşı yapılan durumla aşı yapılmayan durumun karşılaştırılmasının yapılması gerekli. Durup dururken ‘ben aşı yapayım’ denmiyor ki, şuan ‘hiç aşı yapılmasaydı’ şeklinde bir şey iddia etmek mümkün değil. Aşının yapılması gerekiyordu ve o dönem yapıldı. Aşıya bağlı bazı problemler ortaya çıktı doğru ama bunların hiçbirinden hastalar ölmedi” dedi.  
Dünyada yeni bir pandeminin gripten beklendiğini belirten Ceyhan, “1918’de dünya üzerinde bu kadar seyahat olmadığı bir dönemde 100 milyon kişiyi öldüren hastalık bugün bir felaket olur ve dünya gelecek bir pandemiye maalesef hazırlıksız” dedi.

ÖZEL HABER/ TOLGA ŞAHİN

Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, Sarıyer Söz Gazetesi'ne konuştu. Ceyhan, Türkiye’de koronavirüs vakalarındaki artışlardan gelecek yeni bir salgına ve aşıların yan etkilerine yönelik iddialarla ilgili önemli açıklamalarda bulundu.

“TÜRKİYE’DE HAKİM OLAN VARYANTA İLİŞKİN BİLGİMİZ YOK”

Türkiye’de koronavirüs vakalarında bir artış olup olmadığıyla ilgili konuşan Ceyhan, “Türkiye’de 2023’ten beri varyant analizi, rutin test yapılmıyor. Bunu ancak sürveyansa devam eden yani hastalıkla uyumlu şikayetleri olan kişilere test yapan ülkeler yayınlıyor. Onlarda Omicron 2021’de çıktı ve tabloya hakim oldu. Bildiğimiz gibi Omicron’un özelliği ilk tanımlanan virüsten daha hafif seyreden hastalıklara neden olması ve daha kolay bulaşması. Omicron çıktıktan sonra Omicron’un 32 tane varyantı insanlarda saptandı. Bunlardan gerçekten iki tanesi hem Avrupa’da hem Güneydoğu Asya’da hem Amerika Birleşik Devletleri’nde sürveyans yapan ülkelerde tabloya hakim gibi görünüyor. Ama Türkiye’de maalesef durumu bilemiyoruz. Hastaların çok olduğunu görüyoruz yani test yaptıranlar da virüs çıkıyor ama o virüse tabii bir alt test yapıp varyantın ne olduğuna bakmak lazım onu yapmıyoruz. Bunu Sağlık Bakanlığı uygulamadan çıkardı. Şu an hekim gerekli olduğunu görüp de test isterse bakılıyor. Bunun dışında rutin bir test olmadığı için Türkiye’de şu kadar vaka var, işte şu varyantı hakim diye bir bilgimiz yok” ifadelerini kullandı.

“GRİPTEN BİR PANDEMİ BEKLENİYOR”

Yeni bir salgın olup olmayacağına değinen Ceyhan, “Koronavirüsten çok gripten bir pandemi bekleniyor. Belirli aralıklarla çünkü grip pandemileri olur. Zaten koronavirüs pandemisi çıkmadan önce biz grip pandemisine karşı seferberlik planı hazırlıyorduk. Kovide bağlı bir pandeminin yaşanması beklenmeyen bir durum oldu. Ancak gripten hep beklenir. Ortalama 10-20 yılda bir büyük pandemiler yapar. Dünyada zaten ‘en çok ölüme neden olan nedir?’ diye bir soru sorulsa ki buna savaşlar ve depremler dahil bütün felaketleri ekleyin, en çok ölüme neden olan felaket 1918-1919’daki grip pandemisi olmuştur. Değişik rakamlara göre 100 milyon civarında insan ölmüş. O dönem ki, seyahatin bu kadar olduğu bir dönem değil. O dönemde bu kadar yayılıp ölüme neden olan bir hastalık, bugün felaket olur. Daha sonrasında 2 pandemi daha yaşanmış Asya ve Hong Kong gribi, birinde 3.5 milyon diğerinde 1.5 milyon insan ölmüş. Açıkçası bu pandemi hep beklenir ve bütün ülkeler buna hazırlık yapar. Ancak koronavirüs pandemisi çıkınca bütün dünya şaşırdı. Hazırlık amacıyla yapılan tatbikatlar devam ediyor mu bir bilgim yok şuan açıkçası” dedi.

“DÜNYA GELECEK BİR PANDEMİYE HAZIRLIKSIZ”

Dünyanın gelecek bir pandemiye hazırlıksız olduğunu belirten Ceyhan, Pandemi döneminde devlet başkanları çıktı ve hazırlıklı olunacağını söyledi. Ama gördük ki ekonomik sıkıntılara kimse dayanamadı ve tedbirler erken kaldırıldı ve şuanda baktığımızda hiçbir hazırlık falan yok dünyada. Sağlık denildiğinde insanın aklına tedavi hizmetleri geliyor ancak sağlık deyince bunun yüzde 80’i, 90’ı koruyucu sağlık hizmetleri olmalı. Hastanelerde yoğun bakım yatağımız olabilir ancak oraya yatan hastaların çoğu ölüyor, yoğun bakım personel sıkıntısı da çok oluyor. Tedavi hizmetlerine baktığımızda koruyucu sağlık hizmetlerinden çok daha maliyetli olduğunu görüyoruz. Bir pandemiyi önlemek için koruyucu sağlık hizmetleri hem daha kolay hem daha ucuz. Ancak baktığımızda bütün dünyada ne hazırlık var ne koruyucu sağlık hizmetlerine önem veriliyor. Dolayısıyla biz bu felaketleri yaşamaya maalesef devam edeceğiz. Bir pandeminin olacağı biliniyor ama buna karşı dünya hazırlıksız. Halbuki bütün laboratuarların Dünya Sağlık Örgütü veya başka bir kurumda bir merkeze bağlı olması gerekiyor. Bu şekilde anında ortaya çıkan yeni varyantlar görülebilir ve onlarla ilgili alınması gereken tedbirler alınabilir. Ancak bu bile yapılmadı. Hiçbir ülke birbiriyle verilerini paylaşmıyor” dedi.

“AŞIYA BAĞLI BAĞIŞIK OLAN KİMSE YOK”

Koronavirüs varyantlarına karşı geliştirilen aşılarla ilgili de konuşan Ceyhan, “Bizde 2020’de koronavirüs vakaları görülmeye başlandı. 2021’den sonra da aşılama yaptık. Fakat virüs Omicron’a dönünce bizim yaptığımız aşıların etkinliği hemen hemen yok denecek düzeye düştü. Dolayısıyla batı ülkelerinde Omicron için ayrı bir aşıya dönüldü onlar 2022’den itibaren bu varyantlara da karşı etkili olan aşıyı yaptı. Ancak biz o dönemde o aşıyı alıp yapmadık yani şu anda hastalığı geçirenler dışında aşıya bağlı bağışık olan kimse pratikte yok” dedi.

“AŞI İÇİN 12 YIL BEKLENEMEZDİ”

Pandemi dönemi aşılarının ayrı bir grup olduğunu belirten Ceyhan, Pandemi dönemi aşıları bizim rutin olarak yaptığımız aşılar gibi değildir, ayrı özellikler gerektirir. Normalde bir aşının molekülünün geliştirilmesi, aşının piyasaya sürülmesi ve uygulanması arasında 12-15 yıl kadar bir süre gerekir ama pandemideyseniz, kitlesel şekilde insanlar ölüyorsa bunu bir an önce durdurmanız için süreci hızlandırmanız lazım. Aşı için 12 yıl beklersen pandemi zaten öldüreceğini öldürür ve biter. Dolayısıyla belli şeyleri hızlandırıp bir yıl gibi bir süreye indiriyorsunuz. Bu pandemiye özgü bir durum değil bu, daha önceki pandemilerde çıkan aşılar da böyleydi” ifadelerini kullandı.

“FORM İMZALAMANIZ DAVA AÇMANIZA ENGEL DEĞİL”

Yan etkilere yönelik ortaya atılan iddiaların söylenti olduğuna da dikkat çeken Ceyhan, “Diyorlar ki, aşıdan şu kadar insan öldü. İnsanlar patır patır düşüyor. Ben de diyorum ki 14 milyar doz aşı yapıldı covid sırasında ve henüz aşıya bağlı bir tane bile ölüm gösterilmedi.

Eğer aksini düşünüyorsanız, Sağlık Bakanlığını mahkemeye verin. Ancak bakıyoruz Türkiye’de açılmış bir tane dava bile yok. Aşı olurken imzaladıkları form sadece uygulanacak tedaviye razı olduklarını gösterir. Şimdi diyelim ameliyat olacaksınız size form imzalatıyorlar ancak ameliyata sağlam bacağını kestiler veya sağlam böbreğini aldılar. Sen bu durumda mahkemeye vermiyor musun? Veriyorsun. Atılan imza risklerin sana anlatıldığını ve senin bunu göze aldığını gösterir ancak bundan hayatını kaybeden insan olursa, o attığın imzanın da hiçbir anlamı kalmaz. Her zaman dava açılabilir” dedi.

“BUNLARIN HİÇBİRİNDEN HASTALAR ÖLMEDİ”

Almanya’da aşının yan etkilerine yönelik açılan davalara da değinen Ceyhan, “Almanya’da sadece 393 kişi dava açtı ancak bunların tamamı olumsuz neticelendi. Hiçbirinde aşıdan olabilir diye bir tazminata ya da başka bir yaptırama yönelik karar çıkmadı. Zaten en son 280 bin vakalı bir çalışma yapıldı ve çalışmanın sonucunda kalp problemleri aşısız olanlarda aşılılara göre 4 kat daha fazla çıktı. Örneğin suyu bile fazla içseniz yan etkisi vardır yani aşının yan etkisinin olmaması mümkün değil ama ölümcül bir hastalıktan korunmak için yapıyorsun. Aşı yapılan durumla aşı yapılmayan durumun karşılaştırılmasının yapılması gerekli. Durup dururken ‘ben aşı yapayım’ denmiyor ki, şuan ‘hiç aşı yapılmasaydı’ şeklinde bir şey iddia etmek mümkün değil. Aşının yapılması gerekiyordu ve o dönem yapıldı. Aşıya bağlı bazı problemler ortaya çıktı doğru ama bunların hiçbirinden hastalar ölmedi” dedi.

 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve sariyersoz.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.