Sındırgı’da magma da harekete geçti: Uzmanlardan hibrit deprem uyarısı

Gündem 04.11.2025 - 19:30, Güncelleme: 04.11.2025 - 19:30
 

Sındırgı’da magma da harekete geçti: Uzmanlardan hibrit deprem uyarısı

Sındırgı’da haftalardır süren sarsıntıların ardından uzmanlar, bölgede magmanın da hareketlendiğine dikkat çekti. Hibrit deprem sistemi uyarısı yapıldı.
Balıkesir’in Sındırgı ilçesi ile Kütahya’nın Simav bölgesinde son haftalarda meydana gelen depremler, bilim dünyasının dikkatini bu bölgeye çevirdi. Art arda yaşanan sarsıntıların ardından uzmanlar, olayların yalnızca tektonik süreçlerle açıklanamayacağını belirtti.  Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Özgür Karaoğlu, bölgedeki depremlerin magmatik etkenlerle de bağlantılı olabileceğine dikkat çekti.  “TEKTONİK VE MAGMATİK ETKENLERİN KARIŞIMI”  Volkan bilimci Prof. Dr. Özgür Karaoğlu, Sındırgı ve Simav çevresinde etkili olan depremlerin tektonik ve magmatik süreçlerin karışımıyla oluşan hibrit bir sistem sonucu meydana gelmiş olabileceğini ifade etti.  Karaoğlu, “Depremler tektonik ve magmatik etkenlerin karışımı hibrit bir sistem sonucu meydana gelmiş olabilir. Yer altındaki magma, bölgedeki kırık sistemlerinin içinden geçerken hem dikine hem de yatay şekilde hareket ediyor. Tıpkı camın içinde bir şeyi iter gibi kendine yeni çatlaklar açıyor. Bu çatlaklar da küçük depremlere neden olmuş olabilir. Tüm bunlardan dolayı burada hibrit bir sistem olduğunu düşünüyorum.” dedi.  BÖLGEDE 20 BİNDEN FAZLA SARSINTI KAYDEDİLDİ  Volkan sismolojisi alanında çalışmalar yürüten Karaoğlu, Sındırgı ve Simav çevresinde 20 bini aşkın sarsıntı kaydedildiğini belirtti. Bazı depremlerin bilinen fay hatları üzerinde gerçekleşmediğini, hatta faysız alanlarda görüldüğünü vurguladı.  Bu durumun alışılmışın dışında olduğunu dile getiren Karaoğlu, sarsıntıların Yunanistan’ın Santorini Adası ve çevresindeki volkanik depremlerle benzerlik gösterdiğini söyledi.  “BÖLGENİN GÜNEYİNDE VOLKANİK FAALİYETLER VAR”  Karaoğlu, Sındırgı çevresinde depremlerin yoğunlaştığı alanın güneyinde Miyosen dönemine ait volkanların bulunduğunu hatırlatarak, “Bu bölgede bazı araştırıcılar herhangi bir volkanizmanın olmadığını söylese de aslında güneydeki çeşitli havzalar, Miyosen dönemi volkanlarıyla bilinmekte. Dolayısıyla daha önce bu bölgenin güneyinde volkanik faaliyetler var.” dedi.  Uzman, depremlerin dar bir alanda yoğunlaşması, fay hatlarından uzak bölgelerde oluşması ve geçmişteki volkanik faaliyetlerin varlığı dikkate alındığında, magmatik etkinin araştırılması gerektiğini vurguladı.  “MAGMA ZORLUYOR, JEOLOJİK SİSTEM HAZIR BİR ORTAM SAĞLIYOR”  Prof. Dr. Karaoğlu, magmanın yer altındaki hareketlerinin bölgede yeni çatlaklar oluşturabileceğini belirterek, “Magma zorluyor, var olan su, akışkan ve jeotermal sistem, eski kırık sistemlerinin çalışması için oldukça kolay bir ortam hazırlıyor. Buralarda sürekli, pek azı fay sistemlerinde, çoğu fay sistemlerinden biraz daha uzak depremleri görmeye başlıyoruz.” ifadelerini kullandı.  BİLİMSEL İNCELEME EKİBİ KURULDU  Karaoğlu, konunun bilimsel olarak incelenebilmesi için çeşitli üniversite ve kurumlarda görevli uzmanlardan oluşan bir araştırma ekibi oluşturduklarını duyurdu. Ekip, bölgede jeofizik çalışmalar yürütmeyi planlıyor.  “MAGMA SOKULUMU TEST EDİLMELİ”  Prof. Dr. Karaoğlu, yapılacak çalışmalar sonucunda bölgedeki magma sisteminin varlığının tespit edilebileceğini belirterek şu ifadeleri kullandı:  “Sındırgı ve Simav'da iki farklı alanda eş zamanlı olarak bu depremlerin meydana gelmesi yalnızca tektonik kuvvetlerle açıklanabilecek olaylar silsilesi değildir. Bundan dolayı magma sokulumunu çok ciddi bir şekilde test etmemiz gerekiyor. Magmanın gelmesi, burada mekanik olarak kabuğu zorlaması depremleri meydana getirebildiği gibi hiçbir kırığın olmadığı, hiçbir fayın olmadığı alanlarda ama var olan fay sistemlerinde bu zorlama neticesinde orada var olan jeotermal ve akışkanların o fay sistemlerinde dolaşırken onları hareket ettirmesi yeni depremlere yol açmasına sebep olmuştur diye düşünüyorum. Dolayısıyla ana motor güç, burada magmanın yerleşmesi ve yüzeye yakın yerleşmesidir.”
Sındırgı’da haftalardır süren sarsıntıların ardından uzmanlar, bölgede magmanın da hareketlendiğine dikkat çekti. Hibrit deprem sistemi uyarısı yapıldı.

Balıkesir’in Sındırgı ilçesi ile Kütahya’nın Simav bölgesinde son haftalarda meydana gelen depremler, bilim dünyasının dikkatini bu bölgeye çevirdi. Art arda yaşanan sarsıntıların ardından uzmanlar, olayların yalnızca tektonik süreçlerle açıklanamayacağını belirtti. 

Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Özgür Karaoğlu, bölgedeki depremlerin magmatik etkenlerle de bağlantılı olabileceğine dikkat çekti. 

“TEKTONİK VE MAGMATİK ETKENLERİN KARIŞIMI” 

Volkan bilimci Prof. Dr. Özgür Karaoğlu, Sındırgı ve Simav çevresinde etkili olan depremlerin tektonik ve magmatik süreçlerin karışımıyla oluşan hibrit bir sistem sonucu meydana gelmiş olabileceğini ifade etti. 

Karaoğlu, “Depremler tektonik ve magmatik etkenlerin karışımı hibrit bir sistem sonucu meydana gelmiş olabilir. Yer altındaki magma, bölgedeki kırık sistemlerinin içinden geçerken hem dikine hem de yatay şekilde hareket ediyor. Tıpkı camın içinde bir şeyi iter gibi kendine yeni çatlaklar açıyor. Bu çatlaklar da küçük depremlere neden olmuş olabilir. Tüm bunlardan dolayı burada hibrit bir sistem olduğunu düşünüyorum.” dedi. 

BÖLGEDE 20 BİNDEN FAZLA SARSINTI KAYDEDİLDİ 

Volkan sismolojisi alanında çalışmalar yürüten Karaoğlu, Sındırgı ve Simav çevresinde 20 bini aşkın sarsıntı kaydedildiğini belirtti. Bazı depremlerin bilinen fay hatları üzerinde gerçekleşmediğini, hatta faysız alanlarda görüldüğünü vurguladı. 

Bu durumun alışılmışın dışında olduğunu dile getiren Karaoğlu, sarsıntıların Yunanistan’ın Santorini Adası ve çevresindeki volkanik depremlerle benzerlik gösterdiğini söyledi. 

“BÖLGENİN GÜNEYİNDE VOLKANİK FAALİYETLER VAR” 

Karaoğlu, Sındırgı çevresinde depremlerin yoğunlaştığı alanın güneyinde Miyosen dönemine ait volkanların bulunduğunu hatırlatarak, “Bu bölgede bazı araştırıcılar herhangi bir volkanizmanın olmadığını söylese de aslında güneydeki çeşitli havzalar, Miyosen dönemi volkanlarıyla bilinmekte. Dolayısıyla daha önce bu bölgenin güneyinde volkanik faaliyetler var.” dedi. 

Uzman, depremlerin dar bir alanda yoğunlaşması, fay hatlarından uzak bölgelerde oluşması ve geçmişteki volkanik faaliyetlerin varlığı dikkate alındığında, magmatik etkinin araştırılması gerektiğini vurguladı. 

MAGMA ZORLUYOR, JEOLOJİK SİSTEM HAZIR BİR ORTAM SAĞLIYOR” 

Prof. Dr. Karaoğlu, magmanın yer altındaki hareketlerinin bölgede yeni çatlaklar oluşturabileceğini belirterek, “ Magma zorluyor, var olan su, akışkan ve jeotermal sistem, eski kırık sistemlerinin çalışması için oldukça kolay bir ortam hazırlıyor. Buralarda sürekli, pek azı fay sistemlerinde, çoğu fay sistemlerinden biraz daha uzak depremleri görmeye başlıyoruz.” ifadelerini kullandı. 

BİLİMSEL İNCELEME EKİBİ KURULDU 

Karaoğlu, konunun bilimsel olarak incelenebilmesi için çeşitli üniversite ve kurumlarda görevli uzmanlardan oluşan bir araştırma ekibi oluşturduklarını duyurdu. Ekip, bölgede jeofizik çalışmalar yürütmeyi planlıyor. 

MAGMA SOKULUMU TEST EDİLMELİ” 

Prof. Dr. Karaoğlu, yapılacak çalışmalar sonucunda bölgedeki magma sisteminin varlığının tespit edilebileceğini belirterek şu ifadeleri kullandı: 

Sındırgı ve Simav'da iki farklı alanda eş zamanlı olarak bu depremlerin meydana gelmesi yalnızca tektonik kuvvetlerle açıklanabilecek olaylar silsilesi değildir. Bundan dolayı magma sokulumunu çok ciddi bir şekilde test etmemiz gerekiyor. Magmanın gelmesi, burada mekanik olarak kabuğu zorlaması depremleri meydana getirebildiği gibi hiçbir kırığın olmadığı, hiçbir fayın olmadığı alanlarda ama var olan fay sistemlerinde bu zorlama neticesinde orada var olan jeotermal ve akışkanların o fay sistemlerinde dolaşırken onları hareket ettirmesi yeni depremlere yol açmasına sebep olmuştur diye düşünüyorum. Dolayısıyla ana motor güç, burada magmanın yerleşmesi ve yüzeye yakın yerleşmesidir.”

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve sariyersoz.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.