Erhan Ertürk
Köşe Yazarı
Erhan Ertürk
 

SÖZ VERİYOR, GÜNDEMİ DEĞİŞTİRİYORUZ

BU YAZI İKİ BÖLÜMDEN OLUŞUYOR. İlk bölümde SÖZ YAYIN GRUBU olarak yaptığımız haberlerin kısa bir değerlendirmesi, ikinci bölümde ise Türkiye gündeminde hepimizi ilgilendiren, hepimizi etkileyen ve etkilemeye devam edecek olan gelişmelerin yorumları yer alacak. Önce biz. Yani SÖZ. SÖZ verdiğimizi yapmaya devam ediyoruz. Doğum yerimiz olan Sarıyer ile ilgili haberlerimiz özellikle ses getiriyor, yankı buluyor ve ilgililerin, yetkililerin müdahalesiyle sonuç veriyor. Bu haberleri tek tek sıralamayacağım. Ancak siz zaten gazetemizden, çok özendiğimiz internet sitemizden ve sosyal mecralarından takip ediyorsunuz. Biz bu iz üstünde yol almaya devam edeceğiz. Yani doğruyu ve yanlışı aramaya, size aktarmaya, gerektiğinde yetkilileri harekete geçirmeye ve yanlışlara müdahale edilmesine vasıta olmaya devam edeceğiz. Bu takip gerektiriyor. Yani yayın vizyonumuz, haberi verip geçmek değil onu takip de etmek. Gelelim fırtına gibi esmeye devam eden ülke gündemine. ÇÖZÜM SÜRECİ YENİDEN Gündeme oturan ikinci konu, ikinci çözüm süreci. Bu satırlar okunurken PKK’dan silah bırakma açıklaması geldi. PKK fesih ve silah bırakma kararı verdi. Daha ayrıntılı ifadeyle; silahlı mücadele yönteminin sonlandırılmasına karar verildi. PKK adıyla yapılan çalışmalara son verilmiştir denildi. Peki ya PKK adıyla yapılmayan çalışmalar ? Her şey bir yana, açıklamada çok sorunlu ifadeler var. Bunları SÖZ HABER’in ayrıntılı haberinde okuyabilirsiniz. Pervin Buldan, hayırlı olsun ifadesini kullandı. Barışı taçlandıracak yeni bir dönem başlıyor denildi. AK Parti sözcüsü Ömer Çelik, fesih kararı tüm illegal yapıları kapsamalı dedi. Yani bazı tereddütler var. Bu illegal yapılar kim ? ABD’nin tam desteğini alan, Suriye’de silahlandırılan; eğitilip donatılan; petrol ticaretinde de söz sahibi olan YPG mi ? İktidar, bunun tarihi bir süreç olduğunu açıkladı. Doğru. Gerçekten de tarihi bir süreç. Ancak akıbeti ile ilgili soru işaretleri, tıpkı birinci çözüm sürecinde olduğu gibi yerli yerinde duruyor. Ama bir değerlendirme olarak, bu kez sürecin öncekine kıyasla daha ketum devam ettiğini söylemek mümkün. Sırrı Süreyya Önder, hayatını kaybetti. İkinci sürecin öne çıkan isimlerinden biriydi. Sadece kamera önünde değil sürecin planlanmasında ve yürütülmesinde de etkiliydi. Bunun yanında MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli. Fitili ateşleyen; kuvvetle muhtemel Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile temaslar sonucunda; Devlet Bahçeli’ydi. Tavrı birçok çevrede “nasıl da döndü” diye değerlendiriliyor ve eleştiriliyor. Bu tavır dönüşü, gerçekten de en hafif ifadesiyle, “eşi benzeri görülmemiş bir değişim” ! Müsavat Dervişoğlu, “bu ülkeyi PKK’nın kongrelerinden medet umar hale getirdik” diyor. Ama diğer yandan başta CHP olmak üzere, muhalefetin bir başka kanadı, ikinci sürece tam destek verdi. Elbette sonuçlarının iyi olması bekleniyor ancak yanıt bekleyen bazı sorular var. PKK silah bırakırsa, PKK’lılar ne olacak ? Kim nasıl yargılanacak ? Yeniden seyyar mahkemeler kurulacak mı ? Elebaşları ne olacak ? Türkiye’ye mi gelecekler yoksa Avrupa’nın son derece demokratik (!) olan ülkelerinde mi himaye edilecekler ? Silahlı mücadeleden vazgeçilmesi, nasıl bir mücadelenin devamı anlamına gelecek ve hedef ne olacak? Neyle mücadele edecekler ? PKK’nın sonu neyin başlangıcı olacak ? Bir sıcak soru daha. Acaba Abdullah Öcalan bir şekilde İmralı’dan çıkar mı ? EKONOMİ, EKONOMİ, EKONOMİ Ekonomi hala “memleket meselesi” Ancak artık Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in sık sık kullandığı “makro ekonomik göstergeler iyi gidiyor” ya da “enflasyon düşüş eğilimini sürdürüyor” söylemleri sokağı kızdırıyor. TÜİK’in açıkladığı ancak gerçeği göstermeyen enflasyon verileri; ücretliyi, emekliyi iyice zor durumda bırakan enflasyon verileri, gittikçe büyüyen; alevlenen tartışmaya odun taşıyor Tavsiye, TÜİK’in sokağa çıkması, gerçek hayatın içindeki fiyat etiketlerine bakması ve hem esnafla hem de vatandaşla konuşması. Konuşulması gereken kişiler arasında çiftçiler ve hayvancılıkla uğraşanlar da var. Bir de döviz. Kendi kendine yeten bir ülkeyken, ithalatla birilerinin para kazandığı, çoğunluğun fakirleştiği, ithalata bağımlı olan değil, ithalata bağımlı hale getirilmiş bir ülkeye dönüştürüldük. Bilmem bu cümle dönüştürenlerin vicdanında, sanmıyorum ama, bir sızı oluşturmuş mudur. Çünkü hayatın gerçekleri bize söylenenleri söylemiyor. Fiyat artışı diyorlar ama adı ZAM. Ve ZAMLAR, hayatın her alanında yağmur gibi. Üstelik birçok uzman kısa vadede iyileşme beklemiyor. Bunun yanında şunu da hatırlatmak gerekiyor. Enflasyonun düşmesi fiyatların da düşmesi anlamına gelmeyecek. Sadece fiyat artış hızının azalması sonucunu doğuracak. Kaldı ki bu ortamda ücretlerin, maaşların durumu da ortada. Eridikçe eriyor. KRONİK HASTALIĞIMIZ Ateşten gömlek gibi gündemin maddelerinden biri de belediyeler, tutuklamalar ve bir türlü hazırlanamayan; “hazırlanmayan, hazırlatılmayan” iddianameler. Belediyelerle ilgili tutuklama furyası son dönemin en çok dikkat çeken başlıkları arasında. İBB başkanı Ekrem İmamoğlu başta olmak üzere birçok başkan ve belediye bürokratı “içeride” Yargımız sağ olsun; bir kez daha Ergenekon sürecine döndük ve ne olduğunu bilmediğimiz “gizli tanıklarla” yeniden tanıştık. Sonrasında olanlar ortada. Muhalefet, desteği ile birlikte “sokak” diyor, iktidar ise yüklendikçe yükleniyor. Siyasetin dili, özellikle iktidarın yaklaşımıyla zaten sertti. Şimdi çok daha sert ve bu durum ahaliye de yansıyor. Sözün özü memlekette tansiyon çok yüksek. Soru : Her şey bir yana, neden bazı iddianameler jet hızıyla hazırlanırken bazıları yıl alıyor ? Bir de hepimiz görüyoruz; davet edilseler ifadeye gidecek kişilere apar topar gözaltı furyası gırla devam ediyor. Soru artık ne yazık ki geleneksel hale geldi. Yanıt beli. Ancak döne döne bunun altını çizmek, hatırlatmak, unutulmamasını sağlamak gerekiyor. Cevap şu : Bazı davalarda, aslında yapılmaması gerekirken tutuklama, cezalandırma yöntemi olarak kullanılıyor ve söz konusu davalar, “birileri tarafından” cımbızla seçiliyor. Güzel ülkemde daha adil günler dileği ile; sevgi ve saygıyla.
Ekleme Tarihi: 12 May 2025 - Monday

SÖZ VERİYOR, GÜNDEMİ DEĞİŞTİRİYORUZ

BU YAZI İKİ BÖLÜMDEN OLUŞUYOR.

İlk bölümde SÖZ YAYIN GRUBU olarak yaptığımız haberlerin kısa bir değerlendirmesi, ikinci bölümde ise Türkiye gündeminde hepimizi ilgilendiren, hepimizi etkileyen ve etkilemeye devam edecek olan gelişmelerin yorumları yer alacak.

Önce biz. Yani SÖZ.

SÖZ verdiğimizi yapmaya devam ediyoruz.

Doğum yerimiz olan Sarıyer ile ilgili haberlerimiz özellikle ses getiriyor, yankı buluyor ve ilgililerin, yetkililerin müdahalesiyle sonuç veriyor.

Bu haberleri tek tek sıralamayacağım.

Ancak siz zaten gazetemizden, çok özendiğimiz internet sitemizden ve sosyal mecralarından takip ediyorsunuz.

Biz bu iz üstünde yol almaya devam edeceğiz. Yani doğruyu ve yanlışı aramaya, size aktarmaya, gerektiğinde yetkilileri harekete geçirmeye ve yanlışlara müdahale edilmesine vasıta olmaya devam edeceğiz.

Bu takip gerektiriyor.

Yani yayın vizyonumuz, haberi verip geçmek değil onu takip de etmek.

Gelelim fırtına gibi esmeye devam eden ülke gündemine.

ÇÖZÜM SÜRECİ YENİDEN

Gündeme oturan ikinci konu, ikinci çözüm süreci.

Bu satırlar okunurken PKK’dan silah bırakma açıklaması geldi. PKK fesih ve silah bırakma kararı verdi. Daha ayrıntılı ifadeyle; silahlı mücadele yönteminin sonlandırılmasına karar verildi. PKK adıyla yapılan çalışmalara son verilmiştir denildi. Peki ya PKK adıyla yapılmayan çalışmalar ?

Her şey bir yana, açıklamada çok sorunlu ifadeler var. Bunları SÖZ HABER’in ayrıntılı haberinde okuyabilirsiniz.

Pervin Buldan, hayırlı olsun ifadesini kullandı. Barışı taçlandıracak yeni bir dönem başlıyor denildi.

AK Parti sözcüsü Ömer Çelik, fesih kararı tüm illegal yapıları kapsamalı dedi. Yani bazı tereddütler var. Bu illegal yapılar kim ? ABD’nin tam desteğini alan, Suriye’de silahlandırılan; eğitilip donatılan; petrol ticaretinde de söz sahibi olan YPG mi ?

İktidar, bunun tarihi bir süreç olduğunu açıkladı. Doğru. Gerçekten de tarihi bir süreç. Ancak akıbeti ile ilgili soru işaretleri, tıpkı birinci çözüm sürecinde olduğu gibi yerli yerinde duruyor.

Ama bir değerlendirme olarak, bu kez sürecin öncekine kıyasla daha ketum devam ettiğini söylemek mümkün.

Sırrı Süreyya Önder, hayatını kaybetti. İkinci sürecin öne çıkan isimlerinden biriydi. Sadece kamera önünde değil sürecin planlanmasında ve yürütülmesinde de etkiliydi.

Bunun yanında MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli.

Fitili ateşleyen; kuvvetle muhtemel Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile temaslar sonucunda; Devlet Bahçeli’ydi.

Tavrı birçok çevrede “nasıl da döndü” diye değerlendiriliyor ve eleştiriliyor.

Bu tavır dönüşü, gerçekten de en hafif ifadesiyle, “eşi benzeri görülmemiş bir değişim” !

Müsavat Dervişoğlu, “bu ülkeyi PKK’nın kongrelerinden medet umar hale getirdik” diyor.

Ama diğer yandan başta CHP olmak üzere, muhalefetin bir başka kanadı, ikinci sürece tam destek verdi.

Elbette sonuçlarının iyi olması bekleniyor ancak yanıt bekleyen bazı sorular var.

PKK silah bırakırsa, PKK’lılar ne olacak ?

Kim nasıl yargılanacak ? Yeniden seyyar mahkemeler kurulacak mı ?

Elebaşları ne olacak ? Türkiye’ye mi gelecekler yoksa Avrupa’nın son derece demokratik (!) olan ülkelerinde mi himaye edilecekler ?

Silahlı mücadeleden vazgeçilmesi, nasıl bir mücadelenin devamı anlamına gelecek ve hedef ne olacak? Neyle mücadele edecekler ?

PKK’nın sonu neyin başlangıcı olacak ?

Bir sıcak soru daha. Acaba Abdullah Öcalan bir şekilde İmralı’dan çıkar mı ?

EKONOMİ, EKONOMİ, EKONOMİ

Ekonomi hala “memleket meselesi”

Ancak artık Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in sık sık kullandığı “makro ekonomik göstergeler iyi gidiyor” ya da “enflasyon düşüş eğilimini sürdürüyor” söylemleri sokağı kızdırıyor.

TÜİK’in açıkladığı ancak gerçeği göstermeyen enflasyon verileri; ücretliyi, emekliyi iyice zor durumda bırakan enflasyon verileri, gittikçe büyüyen; alevlenen tartışmaya odun taşıyor

Tavsiye, TÜİK’in sokağa çıkması, gerçek hayatın içindeki fiyat etiketlerine bakması ve hem esnafla hem de vatandaşla konuşması. Konuşulması gereken kişiler arasında çiftçiler ve hayvancılıkla uğraşanlar da var.

Bir de döviz. Kendi kendine yeten bir ülkeyken, ithalatla birilerinin para kazandığı, çoğunluğun fakirleştiği, ithalata bağımlı olan değil, ithalata bağımlı hale getirilmiş bir ülkeye dönüştürüldük.

Bilmem bu cümle dönüştürenlerin vicdanında, sanmıyorum ama, bir sızı oluşturmuş mudur.

Çünkü hayatın gerçekleri bize söylenenleri söylemiyor. Fiyat artışı diyorlar ama adı ZAM. Ve ZAMLAR, hayatın her alanında yağmur gibi.

Üstelik birçok uzman kısa vadede iyileşme beklemiyor. Bunun yanında şunu da hatırlatmak gerekiyor.

Enflasyonun düşmesi fiyatların da düşmesi anlamına gelmeyecek. Sadece fiyat artış hızının azalması sonucunu doğuracak.

Kaldı ki bu ortamda ücretlerin, maaşların durumu da ortada. Eridikçe eriyor.

KRONİK HASTALIĞIMIZ

Ateşten gömlek gibi gündemin maddelerinden biri de belediyeler, tutuklamalar ve bir türlü hazırlanamayan; “hazırlanmayan, hazırlatılmayan” iddianameler.

Belediyelerle ilgili tutuklama furyası son dönemin en çok dikkat çeken başlıkları arasında.

İBB başkanı Ekrem İmamoğlu başta olmak üzere birçok başkan ve belediye bürokratı “içeride”

Yargımız sağ olsun; bir kez daha Ergenekon sürecine döndük ve ne olduğunu bilmediğimiz “gizli tanıklarla” yeniden tanıştık.

Sonrasında olanlar ortada. Muhalefet, desteği ile birlikte “sokak” diyor, iktidar ise yüklendikçe yükleniyor.

Siyasetin dili, özellikle iktidarın yaklaşımıyla zaten sertti. Şimdi çok daha sert ve bu durum ahaliye de yansıyor. Sözün özü memlekette tansiyon çok yüksek.

Soru : Her şey bir yana, neden bazı iddianameler jet hızıyla hazırlanırken bazıları yıl alıyor ?

Bir de hepimiz görüyoruz; davet edilseler ifadeye gidecek kişilere apar topar gözaltı furyası gırla devam ediyor.

Soru artık ne yazık ki geleneksel hale geldi. Yanıt beli. Ancak döne döne bunun altını çizmek, hatırlatmak, unutulmamasını sağlamak gerekiyor.

Cevap şu : Bazı davalarda, aslında yapılmaması gerekirken tutuklama, cezalandırma yöntemi olarak kullanılıyor ve söz konusu davalar, “birileri tarafından” cımbızla seçiliyor.

Güzel ülkemde daha adil günler dileği ile; sevgi ve saygıyla.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve sariyersoz.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.