Bundan tam 25 yıl önce bir çocuk evinde boğazı kesilmiş halde ölü bulundu. Şişli'deki evinde kanlar içinde bulunan 15 yaşındaki kız çocuğunun ismi 'Çağla Tuğaltay'dı. Geçtiğimiz günlerde, olağanüstü zaman aşımı süresi olan 30 yıla yaklaşmış faili meçhul cinayet dosyası, yeniden gündeme geldi. Yeterli delil elde edilemediği için yıllardır açılmayan dosya, tam 25 yıl sonra, "dosya yeniden açıldı" şeklinde manşetlerde yerini aldı. Peki, şimdi ne olacak?
Yapılan çalışmalarda herhangi bir eşleşmeye uymayan 3 parmak izi ve Çağla'nın tırnaklarında bir erkeğe ait olduğu belirlenen DNA örnekleri, cinayet dosyasında yer alan delillerdi. Cumhuriyet Savcılığı, parmak izi ve DNA bulgularının İnterpol arşivinden taranmasına izin verdi. Söz konusu bulgular, İnterpol'e üye 196 ülkenin kayıtlarıyla karşılaştırılacak. Bu güzel ve yerinde bir adım olarak görülse de aslında geç kalınmış bir çalışma. Düşünsenize, 25 yıl önce birisi korkunç bir cinayetin katili oluyor ve kayıplara karışıyor. Şu an kim bilir nerede, kaçımız onunla geçiştik, bir yerlerde karşılaştık ve belki de daha kötüsü, diyalogda bulunduk. Ülkemizde çocuklar, kadınlar, hayvanlar ve maalesef son zamanlarda ağaçlar bile güvende değil.
Ne yazık ki, Çağla Tuğaltay cinayeti Türkiye'de faili meçhul tek cinayet değil. Geçen yıl Eylül ayında bir derede cansız bedeni bulunan Narin Güran'ın da katili, olayın üstünden neredeyse 1 yıl geçmesine rağmen henüz bulunamadı. Umalım ki, Narin için adalete ulaşmak Çağla'nın cinayetindeki kadar geçe kalmasın. Adalet zamanında tecelli etmediği sürece, masum kız çocuklarının cinayet dosyaları tozlu raflarda unutulduğu sürece, katiller ne yazık ki aramızda dolaşmaya devam edecek. Toplum olarak 'adaletsizlik' kavramına alıştık ve kanıksadık. Bugün bu ülkede katillere ve tecavüzcülere hak ettikleri cezalar verilmediği için, masum bir hayvanı öldüren caninin annesi rahatlıkla "Dışarıda tecavüzcüler yargılanmıyor da oğlum kedi öldürdü diye mi yargılanıyor?" sorusunu sorabiliyor.
Bu yaşananları unutursak, adaletin sadece kadın ismi olduğu bir ülkeye dönüşürüz. 'İlahi adalet hiçbir vakit zaman aşımına uğramaz' derler. Umalım ki Çağla'nın katili, dava dosyası zaman aşımına uğramadan yakalanır ve en ağır şekilde cezalandırılır.

