Vakıflar Kanunu’nda değişiklik teklifine Meclis’ten ilk onay: Muhalefetten sert tepki

TBMM Genel Kurulu, vakıf taşınmazları ve kültür varlıklarına ilişkin düzenlemeleri kapsayan Vakıflar Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’nin birinci bölümünü kabul etti. 
10 maddeden oluşan bu bölüm, kültür varlıklarının korunması, tarihi alan yönetimi ve turizm faaliyetlerinde dijital denetim mekanizmalarının güçlendirilmesini amaçlıyor. 

Teklifin tamamı 19 maddeden oluşuyor ve 10 farklı kanunda değişiklik öngörüyor. Yasayla birlikte vakıf taşınmazlarının statüsü, kıyı tesisleri, kamu mülkiyeti ve kültürel miras yönetimiyle ilgili kapsamlı değişiklikler gündeme geliyor. 

KANUN TEKLİFİNİN KAPSAMI VE AMACI 

Teklif; vakıf taşınmazlarının kullanımına ilişkin yeni düzenlemeler getiriyor, kültür varlıklarının korunması ve yönetiminde merkezi idarenin rolünü artırıyor. 
Ayrıca, kamu mülkiyeti, tarihi alan yönetimi, kıyı tesisleri ve turizm faaliyetlerinde dijital denetim uygulamalarının güçlendirilmesi hedefleniyor. 

Bu düzenlemeler, özellikle yerel yönetimlerin ve kamu kurumlarının taşınmaz yönetimindeki yetkilerini etkileyebilecek nitelikte görülüyor. 

MECLİS’TEKİ GÖRÜŞMELER VE SONRAKİ ADIMLAR 

Birinci bölümün kabul edilmesinin ardından TBMM Başkanvekili, birleşimi 11 Kasım Salı günü saat 15.00’te yeniden toplanmak üzere kapattı. 
Bir sonraki oturumda teklifin kalan 9 maddesi üzerinde görüşmeler devam edecek. Teklifin yasalaşma süreci, komisyon aşamaları ve olası değişiklik önerileriyle birlikte ilerleyecek. 

NECMETTİN ÇALIŞKAN’DAN SERT ELEŞTİRİ: BU YASA PARALEL DEVLET YASASIDIR 

Yeni Yol Partisi Hatay Milletvekili Necmettin Çalışkan, kanun teklifine sert tepki gösterdi. Çalışkan, düzenlemenin kamu menfaatini zedelediğini ve belli gruplara çıkar sağlama amacı taşıdığını öne sürdü. 
 Milletvekili konuşmasında şu ifadeleri kullandı: 

"Her şeyden önce net bir sabitedir ki devlet aynı zamanda aile reisidir. Aile fertleri arasında ayırım gözetemez ve devleti yönetenler bir emanet bilinciyle hareket etmek durumundadır; kendilerine verilen emaneti en iyi şekilde nasıl korur, bunun gayreti içerisinde olurlar. Ne yazık ki son dönemdeki uygulamalar hemen her işin altında bir bit yeniği aranmasına neden olduğundan bu işte de bir peşkeş ve bir bityeniği kokusu ortaya çıkıyor. 

Devletin aynı zamanda kendisine karşı yükümlülüklerini yerine getirmeyenler ile getirenleri aynı pozisyonda bile tutmaması gerekirken burada rekabet ortamı ortadan kaldırılıyor, vatandaşlar arası eşitlik ortadan kaldırılıyor, kamu menfaati yok ediliyor. Vakıf Kanunu çıktığını düşünerek bu milletin menfaatinin düşünüldüğünü sanıyorsunuz oysa bu yasa, yeni bir peşkeş yasası, 'Kamunun elindeki yerleri yüzsüzlere nasıl daha fazla peşkeş çekeriz' buna bir çözüm aranıyor. 
 Kamu kaynakları bütün milletin ortak malıdır; özellikle de ormanlar, kıyılar, göller, şelaleler milletin ortak kullanımına açılması gerekirken, iskeleler bu çıkan yasayla da bir kez daha net pekişiyor ki iskeleler özel iskele hâline gelecek, kıyılara özel mülkiyetle ya para ödenerek girilecek veya otopark ücreti altında birileri zengin edilecek. 
 Yasanın Anayasa'ya bile aykırı bu yönleriyle beraber, aynı zamanda bu yasa bir paralel devlet yasasıdır." 

CHP’DEN İTİRAZ: YEREL YÖNETİMLERİN ELİ KISITLANIYOR 

CHP İstanbul Milletvekili Ayşe Sibel Yanıkömeroğlu da teklifteki düzenlemelerin vakıf kültürünün özüne aykırı olduğunu belirterek Meclis kürsüsünden eleştirilerde bulundu. Yanıkömeroğlu’nun açıklamaları şu şekilde: 

"Bu teklif, adı her ne kadar 'Vakıflar Kanunu' olsa da; uygulamadaki aksaklıkların giderilmesi için bir revizyon göremiyoruz. Daha çok yerel yönetimleri etkileyecek düzenlemeler içeriyor. Vakıf kültürünü güçlendirmek yerine, vakıf mallarını belli ellerin denetimine bırakıyor. Ayrıca birbiriyle ilişkisiz 10 farklı kanunda değişiklik yapılıyor. 
 Bugün burada yalnızca bir kanun teklifini değil, aslında bir zihniyeti konuşuyoruz. İktidarın vakıf kültürüne ve yerel yönetime bakış açısını görüyoruz. Vakıflar bu ülkenin vicdanıdır; kamu yararını gözeten, sosyal hizmet odaklı, kültürel mirası yaşatan kurumlarıdır. Ama bu teklifte, vakfın anlamı unutulmuş görünüyor. Ne yazık ki düzenlemeler bu tarihsel ruhu yansıtmıyor. 

Vakıf malını rant kapısı haline getirecek düzenlemeler yapılıyor. Bu teklif, vakıf kültür varlıklarının yönetimini merkezi idareye devrediyor. Yerel yönetimleri devre dışı bırakmayı amaçlıyor. Yıllardır belediyelerimizin restore ettiği, yaşattığı, halka açık tuttuğu taşınmazları ellerinden alacaksınız yani. 
Yalnızca İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne ait 100’den fazla vakıf taşınmazı bundan etkilenecek. Belediye Başkanlarımızı tutsak ettiniz yetmedi, kayyum atadınız yetmedi. Şimdi de yönetimlerindeki taşınmazları ellerinden almak istiyorsunuz. Bunu kabul edemeyiz, sessiz de kalamayız."