Almanya’da zorunlu askerlik geri geliyor!

Almanya'da 2011'den beri askıda olan zorunlu askerliğin geri dönüş hazırlığına karşı gençler ayaklandı. Meclis'te oylanacak yasaya tepki gösteren gençler, "Öldürmeyi öğrenmek istemiyoruz" diyerek 5 Aralık'ta ülke çapında okul grevine gidiyor.

Son yıllarda küresel çapta artan askeri harcamalar ve Rusya-Ukrayna Savaşı'nın yarattığı jeopolitik gerilim, Almanya'nın güvenlik politikasını kökten değiştiriyor. Savunma Bakanı Boris Pistorius'un "ülkeyi savaşa hazır hale getirme" söylemiyle şekillenen bu süreçte, 2011'den beri askıda olan zorunlu askerlik uygulaması yeniden ülkenin en kritik gündemi haline geldi. Parlamentoda oylanması beklenen tasarıya karşı ise gençler ve akademi dünyası, sokaklarda ve okullarda güçlü bir direniş başlatıyor. ZORUNLU ASKERLİK YÜRÜRLÜĞE GİREBİLİR Almanya Federal Parlamentosu (Bundestag), 5 Aralık'ta, ülkenin savunma kapasitesini artırmayı hedefleyen kritik bir yasa tasarısını oylayacak. Koalisyon gruplarının uzlaştığı bu tasarının kabul edilmesi halinde, zorunlu askerlik 2026 yılında tekrar yürürlüğe girecek. Yeni düzenleme, özellikle 2008 ve sonrası doğumlu genç erkekler için zorunlu yoklama ve sağlık muayenesi öngörüyor. Uygulama başlangıçta gönüllülük esasına dayansa da, ordudaki "personel açığı" durumunda zorunlu askerliğin devreye sokulması planlanıyor. Gönüllü hizmet verenlere aylık yaklaşık 2.600 Euro maaş ve uzun süreli sözleşmeli askerlik imkanı tanınacak. İşçi sendikaları ve barış örgütleri, bu adımın gençlerin yaşam planlama özgürlüğünü kısıtlayacağını ve sosyal eşitsizlik yaratacağını savunuyor. "ÖLDÜRMEYİ ÖĞRENMEK İSTEMİYORUZ" Zorunlu askerliğin geri gelme ihtimaline en sert tepkiyi, doğrudan hedef kitle olan liseliler veriyor. "Nein zur Wehrpflicht!" (Zorunlu Askerliğe Hayır) ittifakı, 5 Aralık'ta yasa tasarısının oylanacağı gün, Almanya'nın birçok kentinde okul grevleri, mitingler ve yaratıcı eylemler düzenliyor. Bu antimilitarist hareketin ana çağrısı oldukça net: "Hayatımızın yarım yılını kışlalarda kilitli, talim ve itaat eğitimi alarak ve öldürmeyi öğrenerek geçirmek istemiyoruz. Savaş geleceğe dair bir ihtimal değil ve geçim kaynağımızı mahvediyor. İşte bu nedenle 5 Aralık'ta okula gitmeyeceğiz!" Potsdam'daki öğrencilerin "Biz ve arkadaşlarımız rastgele seçilip öldürmeye ve ölmeye gönderilirken boş durmayın" şeklindeki çağrısı, hareketin aciliyetini ve öfkesini özetliyor. ÜNİVERSİTELERDE  ASKERİ ARAŞTIRMA TEŞVİKLERİ Almanya'daki militarizasyon eğilimi yalnızca zorunlu askerlikle sınırlı kalmıyor bilim ve akademi alanına da sıçrıyor. Savunma Bakanı Pistorius'un söylemlerine paralel olarak, silah üreticilerine teşvikler artırılırken, Federal Eğitim ve Araştırma Bakanlığı, Mart 2024'te yayımladığı bir belgeyle sivil ve askeri araştırma kurumları arasındaki iş birliğinin derinleştirilmesini savundu. Bakanlık, sivil ve askeri araştırmanın ayrımını sorgulayarak, üniversitelerde askeri araştırmaların teşvik edilmesini destekliyor. Bu durum, akademik özerkliğe ve barışçıl araştırmaların ruhuna aykırı olduğu gerekçesiyle akademisyenler ve sendikalar tarafından büyük tepkiyle karşılanıyor. AKADEMİ VE SENDİKALARDAN ORTAK DİRENİŞİ Zorunlu askerlik ve artan militarizasyon, akademi dünyasında da ciddi bir direniş başlattı. Berlin Özgür Üniversitesi'nde Ver.di sendikasına bağlı üyeler, "Dönüm Noktasında Üniversite" başlıklı bir barış politikası kararı aldı.Kararda dikkat çekilen en önemli nokta, savaş ve silahlanma kararlarını alanlarla, bu kararların bedelini ödeyecek olanlar arasındaki uçurumdur: “Savaş, silahlanma ve zorunlu askerlik kararları, asla cepheye gitmeyecek kişiler tarafından alınıyor. Kriz anında hayatını riske atacak olanlar biziz. Stajyerler, işçiler, öğrenciler ve güvencesiz çalışanlar.” 5 Aralık'taki grevler ve üniversitelerde yükselen barış talepleri, Almanya'nın yeniden silahlanma politikalarına karşı gençlerin ve akademisyenlerin kolektif iradesini ve toplumsal barışa olan bağlılığını gösteren güçlü bir mesaj olarak öne çıkıyor.