Av Yasağı Sona Eriyor: Balıkçılar 1 Eylül'de 'Vira Bismillah' Diyecek
Av Yasağı Sona Eriyor: Balıkçılar 1 Eylül'de 'Vira Bismillah' Diyecek
Denizlerdeki av yasağı 31 Ağustos gecesi (bugün) sona eriyor. Sezon hazırlıklarını tamamlayan balıkçılar, 'Vira Bismillah' diyerek denize açılacak. Söz Haber, Bursa'nın Gemlik ilçesindeki Karacaali Mahallesi'nde balıkçılarımıza mikrofon uzattı.
Denizlerimizdeki balık popülasyonunu korumak amacıyla uygulanan av yasağı, 15 Nisan'da başlamıştı. Av yasağı 1 Eylül'den itibaren sona erecek ve balıkçılar, 31 Ağustos gecesi saatler 00.00'ı gösterdiğinde 'Vira Bismillah' diyerek denize açılacak. Sezon öncesi tekne ve ekipman bakımlarını yaparak sezona hazırlanan balıkçılar, hem umutlu hem de endişeli. Kimisi "Denizin bereketi bitmez" derken, kimisi artan maliyetler ve getirilen yasaklardan yakınıyor.
Söz Haber Muhabiri Kevser Karaduman, Bursa'nın Gemlik ilçesindeki Karacaali Mahallesi'nde son hazırlıklarını yapan balıkçılarımıza mikrofon uzattı. Karacali Mahallesi Su Ürünleri Kooperatif Başkanı İbrahim Cezayir, teknesinin hazırlıklarının bittiğini ve ertesi gün ağları tekneye alacaklarını ifade ederek 31 Ağustos gecesi denize açılmaya hazır olduklarını belirtti. İbrahim Cezayir, " Av yasağı boyunca tekneyi boyadık, kaynaklarını yaptık, ağları diktik. Bütün işlerimiz bitti." diye ekledi.
"BU SENE HAMSİ AZ GİBİ GÖRÜNÜYOR"
Denize çıkmadan ballık bolluğunun net şekilde ifade edilemeyeceğini söyleyen Cezayir, " Hamsi az gibi duruyor, bu bölgede istavrit var ama denize çıkınca değişir. Gemlik bölgesinde çoğunlukla palamut, hamsi, istavrit ve çinekop olur. Aya göre de değişir, çoğunlukla bu balıkları avlıyoruz." dedi.
"MİDYE ÇİFTLİKLERİ ALANIMIZI KISITLADI"
Mazotun pahalılığından ve giderlerin hem fazla hem de maliyeti olmasından yakınan Cezayir, " Hamsi pek uygun olmaz gibi geliyor. Bizim bu bölgede az bu yıl ama Karadeniz'de nasıl olur bilemiyorum. Bazı sene kazanç yüksek oluyor, bazı sene düşük. Balıkçılıkta kazanç her sene aynı olmaz. Rastegeledir, denize çıktığın zaman durum değişir. Benim oğlum da balıkçılık yapıyor benim yanımda ama balıkçılığın geleceğini iyi görmüyorum. Yasaklardan çok derdimiz var bizim. Midye çiftlikleri yapıldı mesela, midye çiftlikleri bizim balıkçılık yaptığımız meraları komple bitirdi. Balıkçılık yaptığımız yerler kısıtlandı yani. O konuda çok sıkıntı çekiyoruz. Kooperatifler olarak, kendi Tarım İl Müdürlüklerimize taleplerimiz oluyor. Körfez, kıyı ve derinlik yasakları bizleri, ufak çaplı balıkçıyı çok zorladı. Büyük çaplı balıkçı açık denize gidiyor ama biz gidemiyoruz. Bir de midye çiftlikleri yapılınca avlanacağımız yerler yarı yarıya kısıtlandı. Derinlik yasağı geldi. 23 metreden kıyıya inmemiz yasaklandı." diyerek kıyı balıkçısının mağdur edildiğini belirtti.
"DENİZİN BEREKETİ BİTMEZ"
Yaklaşık 70 sene balıkçılık yaptığını söyeleyen Aydın Kösemen, "Balıkçılığın geleceği güzel, yeter ki kanunlar işlesin. Kanunsuz çalışan şikayet edilse de bu kapıdan girer, öbür kapıdan çıkar. Fakat kanunen çalışan ekmek parası için mücadele ediyor. O esnada da sahil güvenlik veya su ürünleri gelip durduruyor seni, bir sürü tantanası oluyor. Git kanunsuz çalışanı yakala mesela. Şu anda kanunlar biraz daha ciddiye bindi, o yüzden bundan sonra balıkçılık daha güzel yapılacak inşallah. Balıkçılıkta kimse iflas etmez. Kıyıda yatarsan ve herkes denizde balık tuatrsa, yani sen burada oturursan olmaz. Herkesle birlikte mücadele edeceksin. Onlar 10 kasa tutarken, sen 5 kasa tutarsın ama tutarsın yani. Denizin bereketi bitmez." ifadelerini kullandı.
MÜSİLAJIN BALIKÇILIK FAALİYETLERİNE ETKİSİ
Geçen sene denizlerde oluşan müsilajın balıkçılık faaliyetlerine engel olduğunu öne süren Ümit Balaban, "Yaz sezonu bizim için komple bakım olarak geçiyor, kışın ise balık tutmak için uğraşıyoruz. Bence bu sene daha güzel olacak çünkü geçen sene müsilaj ve kabarcık oldu. O yüzden bu sene bir akım var. Allah izin verirse palamutta akacak, lüfer de akacak. Benim adım Ümit, bizim bir ümidimiz var. Bu sene geçen seneye göre daha iyi olacak. Balıkçılar olarak her geçen yıl daha iyiye gidiyoruz, daha iyi de olacağız. Genç reislerimiz var, önleri açık. Onlar bu işin kompetanı olacak inşallah gelecekte." dedi.
"YURT DIŞI İHRACATI İÇİN ÇALIŞIYORUZ"
Denizin çocukluktan beri kendilerine bir nebze gurbet olduğunu söyleyen Balaban, "1 hafta 10 günlüğüne gidip geri geliyoruz. Körfezde her yeri geziyoruz ama haftada 1 kere de olsa evimize dönüyoruz. Tabi ki zorlanıyoruz çocuklarımız var, ailemiz var, ama geçinmek zorundayız. Şu an Türkiye genelindeyiz, bu bölgede çalışıyoruz. Yurt dışına daha açılamadık ama ilerleyen zamanlar için çalışmalarımız var. Buzhane sistemi yapacağız, yurt dışına ihracatımız olacak ama zamanla olacak şeyler bunlar." ifadelerine yer verdi.
"DOĞDUĞUMDAN BERİ BALIKÇILIĞIN İÇİNDEYİM"
Genç reis Mehmet Ali Cezayir, baba mesleğini sürdürmek istediğini belirtti ve "16 yaşındayım. Doğduğumdan beri balıkçılığın içindeyim. Babamdan devralarak bu mesleği sürdüreceğim, kardeşimle birlikte bu mesleten devam edeceğiz." dedi.
" SEZON BU YIL İYİ GEÇMEZSE YİNE CEPTEN GİDECEK"
Sezon hazırlıklarının tam gaz sürdüğünü ifade eden Ulaş Balaban ise, "Ufak tefek işlerimiz kaldı onları yetiştirmeye çalışıyoruz. Kazasız belasız bir sezon diliyorum. Bu sene balık bolluğu açısından bereketli olabilir. Hamsi biraz az, denizde kıt görünüyor ama lüfer ve çinekop olma olasılığı yüksek. İnşallah herkes ucuz balık yer, balıkçılarımız da bolca balık tutar. Geçen sene müsilaj vardı denizde, kimse denize çıkamadı. Ağ atamadık, attığımızda da ağlarımız zarar gördü. Bu sene denizde müsilaj yok. Geçen sene elde ettiğimiz gelir maliyetlerimizi karşılamadı, umarım bu sene karşılar. Devletimizden biraz destek aldık. Cüzi bir rakam ama hiç yoktan iyidir. Ne öldürüyor, ne güldürüyor orta halli bir destek. Sezon bu yıl iyi geçmezse yine cepten gidecek." dedi.
"DEVLET KÜÇÜK KAYIKLARA PEK DESTEK OLMUYOR"
Mahalle sakini Enver Çakır, balıkçı arkadaşlarının maliyetleri karşılamakta güçlük çektiğini aktardı. Çakır, "Denize açılan arkadaşlarım var. Açıkçası biraz sıkıntıları oluyor. Balıkçılar devlet tarafından çok desteklenmiyor. Özellikle de ufak kayıklar. Büyük kayıklar daha çok devlet desteği alıyor ama devlet küçük kayıklara pek destek olmuyor. Onlar kendi çapında, kendi çabalarıyla sezonu bitirmek zorunda kaldıkları için biraz zorlanıyorlar gördüğüm kadarıyla." ifadelerini kullandı.
ÖZEL HABER: KEVSER KARADUMAN
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

