Kadın Sağlığında Görünmeyen Tehdit: Lipödem
Kadın Sağlığında Görünmeyen Tehdit: Lipödem
Toplumda yaygın görülmesine rağmen çoğu zaman kilo fazlalığı veya obezite ile karıştırılan Lipödem, kadınların yaşam kalitesini derinden etkiliyor. Kalp ve Damar Cerrahı Op. Dr. Hakkı Kürşat Çetin, Söz Haber'den Ebrar Ulaş’a Lipödem'in belirtilerini, tedavi yöntemlerini ve erken farkındalığın önemini anlattı.
Kadınlarda en çok bacak, kalça ve kollarda orantısız yağ birikimiyle kendini gösteren lipödem, yalnızca estetik bir sorun değil; ağrı, hassasiyet ve hareket kısıtlılığına neden olan kronik bir hastalık. Kadınların yaşam kalitesini ciddi biçimde etkileyen bu rahatsızlık, estetik kaygıların ötesinde ağrı, hassasiyet ve hareket kısıtlılığına yol açıyor. Hastaların çoğu, durumun farkına geç vararak tedaviye gecikmiş olarak başvuruyor.
Kalp ve Damar Cerrahı Op. Dr. Hakkı Kürşat Çetin, erken teşhisin önemine dikkat çekerek, konservatif tedavi yöntemlerinden liposakşına kadar hastalığın farklı aşamalarındaki müdahaleleri anlattı. Ayrıca lipödem'in psikolojik etkileri, erken farkındalık ve toplumdaki yanlış algılar üzerine değerlendirmelerde bulundu.
HASTALAR DURUMUN FARKINDA OLMADAN POLİKİNLİKLERE BAŞVURUYOR!
Çetin, lipödem'in özellikle kadınlarda görülen, genetik ve hormonal faktörlere bağlı bir hastalık olduğunu belirterek, erken teşhisin hastaların yaşam kalitesini artırmadaki önemine dikkat çekti. Hastaların çoğunlukla durumun farkında olmadan polikliniğe başvurduğunu ve tedaviye geç başlamalarının sorun yarattığını dile getiren Çetin, "konservatif tedavi yöntemleri, basınçlı çoraplar ve masaj uygulamalarının hastalığın ilerlemesini yavaşlattığını" ifade etti. çetin, “Basınçlı çoraplar ve masajlar, şişlikleri azaltıyor ve hastaların yaşam kalitesini yükseltiyor” diyerek uygulamaların etkisine değindi.

Çetin, liposakşının yalnızca ileri evre ve kozmetik kaygıların yoğun olduğu durumlarda uygulandığını, her hastaya önerilmediğini ve uygulamada bazı sağlık riskleri bulunduğunu vurguladı. Toplumda lipödem farkındalığının düşük olduğunu belirten Çetin, “Sosyal medya ve medyada tedavi öncesi-sonrası görsellerinin paylaşılması farkındalığı artırmada çok etkili” dedi.
ÇETİN ŞUNLARI DEĞERLENDİRDİ:
“ Lipödem daha çok kadınlarda görülen, kadınlarda görülmesinin en büyük sebeplerinden birisi de genetik ve hormonel faktörlerdir. Kadınlarda görülen bacaklarda, kalçada ve nadir de olsa kollarda yağlanmayla ve cilt büyümesiyle gelen bir hastalıktır.
Ellerde ve ayaklarda görülmemesinin sebebi de vücudun kendi metabolizmal durumundan dolayıdır; ellerde ve ayaklarda görülmez.
Lipödem hastaları bizim polikliniğimize çok sık geliyor. Lipödemle geldiklerinde aslında hastalar, lipödem olduklarının farkında olmadan geliyorlar. Bu kişiler genellikle gecikmiş hastalar oluyor. O yüzden tedavi tam bir tedavi olmasına rağmen, konservatif yöntemlerle gelişebilecek ayaklardaki şişliğin önüne geçebiliyoruz.

'HASTALAR GENELLİKLE GECİKMİŞ OLUYORLAR'
İlk olarak bu hastalar kalp damar cerrahisi kliniklerine başvuruyor. Peki neden? Çünkü lipödem hastaları çoğunlukla geç kalıyor. Bunun sebeplerinden biri, durumu kilo alımıyla karıştırmalarıdır. Bu yüzden doktora gitmiyorlar. Diğer sebep ise, ayaklarda şişliğin en büyük nedenlerinden biri olan kronik venöz yetmezlik yani iç varis nedeniyle kalp damar cerrahisine başvurmalarıdır. Aslında biz, hastaları kalp damar cerrahisi olarak görüyoruz.
Diğer karıştırılan tanı lenfödem hastalıklarıdır. Lenfödem, özellikle kasık bölgesinde lenf drenajının iyi olmamasından dolayı gelişir. Lipödem hastalarının tanısı konuluncaya kadar, çoğu hasta venöz yetmezlik, lenfödem veya ‘obeziteyim, bacaklarım şişti’ gibi şikâyetlerle geç başvurur. Lipödem hastalarının tanısı daha çok sorguyla gerçekleşir; hastalar daha çok “neyim var, bacaklarım ne zamandır şiş, genetiğimde var mı, hormon olarak adet dönemi nasıl düzensizlikler var, östrojen etkisi ne kadar fazla?” gibi sorularla Lipödem tanısını koyup tedavisine başlıyoruz.

Lipödem tedavisine başladığımızda genellikle gecikmiş oluyor. Lipödem tedavisinde konservatif yöntemler kullanıyoruz. Bunlar arasında basınçlı çoraplar, basınçlı giysiler, pnömatik kompresörlü cihazlar ve fizik tedavi ile masajlar yer alıyor.
GENETİK FAKTÖRLERE BAĞLI!
Tedaviler SGK tarafından karşılanıyor ve erişim oldukça kolay. Ancak en zor olan şey, hastaların tedaviye geç başlaması ve erken dönemde erişime ulaşamamalarıdır.
Genetik faktörlere bağlıdır. Eğer genetik faktörleri zayıfsa, yani genetiğinde lipödem varsa daha çok anneden kıza geçer; zaten daha çok kadın cinsiyet tutar. Genetiğinde yoksa daha çok menopoz sonrası ortaya çıkıyor, ama genetik yatkınlığı fazlaysa 20’li yaşlardan itibaren başlayabilir.

'BACAKLARDAKİ ŞİŞME İLERİKİ DÖNEMLERE UZATILABİLİYOR'
Lipödem erken teşhis edildiği zaman da tam bir tedavisi yoktur. Ben Lipödemin tedavisini yaparsam “sen lipödem olmayacaksın” diye bir olay yoktur. Lipödem erken teşhisinin en büyük avantajı, Lipödemin ileriki doğuracağı belirtilerin önüne geçmesidir. Bacağı şişirmesi daha çok selülit tablosu gibi görünür; zaten bu selülit tablosu bacağın daha çok şişmesinin önüne geçer. Erken teşhis ettiğimiz zaman tedaviye erken başlıyoruz. Tedavi erken başladığımız zaman da hastanın bacaklarındaki şişmeyi daha ileriki dönemlere kadar uzatabiliyoruz.
Örnek veriyorum, 20 yaşında şüpheyle gelmiş bir hastanın tedavisine masaj tedavisine, konservatif çorap tedavisine ya da diyetine erken başladığımız zaman, o hasta 25 yaşında tam bir lipödem hastası olacakken süreci uzatıp 40–45 yaşına kadar bacaklarına tedavi ile daha sağlam tutup, daha ileriki dönemlerde lipödem tablosu ağırlaşmasına karşı karşıya kalabiliyor.
Hatta bu tedaviyi düzenli uygularsa, lipödem tablosu ağırlaşmadan, ömür boyu bacakları çok şişmeden hayatını devam ettirebiliyor."

HASTALIĞIN ERKEKLERDE GÖRÜLME ORANI!
Çetin, “Bu hastaların en büyük sıkıntıları psikolojik sıkıntılardır; çünkü bayanların en önem verdiği şey estetik kaygılardır. Estetik kaygının önüne geçtiği zaman psikolojik olarak da rahatlıyorlar. İnsanlar sadece estetik değil, yaşam kalitesi açısından da etkileniyor” diyerek psikolojik boyutu anlattı.
Erkeklerde lipödemin çok nadir görüldüğünü belirten Çetin, “Erkeklerde neredeyse lipödem görülmez. Çok nadir görülen hastalar tıp literatüründe yayınlanır. Ben 6 yıldır Şişli Etfal’deyim ve bu süre zarfında erkek hastalardan bir tane bile gelmedi” dedi.
Kalp damar cerrahisinin uyguladığı tedavilerle ilgili Çetin, “Kompresyon tedavisi, şişmiş bacaklara basınç uygulamak anlamına geliyor. Basıncı çoraplarla sağlıyoruz ve hastaların çoğuna, uzun süre ayakta kaldıklarında bu çorapları giymelerini öneriyoruz. Bu uygulama, hem selülit hem de lipödemli bacak görüntüsünü azaltıyor. Uzun süreli kullanımlarda bacaklardaki şekil düzensizlikleri de azalıyor” dedi.
Diğer tedavi seçenekleri için de konuşan Çetin, “Fizik tedavi doktorları veya fizyoterapistler, masaj ve egzersizlerle lipödemin görüntüsünü azaltmaya çalışıyor. Lenfödem masajları, lenf drenajını arttırarak bacaklarda şişliği ve ağrıyı azaltıyor. Tedavide beslenme de çok önemli; katı yağlardan uzak durulursa lipödemin ilerlemesini geciktirebiliyoruz” ifadelerini kullandı.

LİPOSAKŞIN VE KOZMETİK TEDAVİLER
Çetin, “Liposakşın özellikle kozmetik kaygılar yoğun olduğunda ve konservatif tedavi sonrası rahatsız edici bir görüntü hâlâ varsa uygulanır. Her lipödem hastasına önerilmez. Önce kompresyon tedavisi ve fizik tedavi alınmalı, sonra gözle görülür rahatsız edici bir durum varsa liposakşın seçeneğine başvurulur” diyerek uygulamanın sınırlarını anlattı.
Lipödemden şüphelenenlerin deneyimli doktorlara başvurması gerektiğini söyleyen Çetin, “Bu hastalık için multidisipliner yaklaşım şarttır. Lipödem deneyimi olan damar cerrahisi, fizik tedavi ve plastik cerrahi doktorları birlikte hareket etmelidir. Ayrıca kronik venöz yetmezlikler ve lenfödem, lipödemle karıştırılabiliyor. Tek taraflı şişmelerde genellikle lenfödemden şüpheleniyoruz. Halk bunu bilmiyor; bu yüzden doktora başvurmaları şart” ifadelerini kullandı.
Çetin, farkındalık eksikliğine dikkat çekerek, “ Lipödem günü 11 Haziran’da uluslararası olarak kabul edildi. Ancak toplumda farkındalık hâlâ düşük. Kadınların %20-30’u bu şikâyetle doktora başvurmuyor. Sosyal medya, televizyon ve gazeteler farkındalığı artırmada kritik rol oynayabilir. Tedavi öncesi-sonrası fotoğraflar, lipödemin ilerlemesini ve tedavi etkinliğini gösterebilir” dedi.
Erken teşhis ve multidisipliner tedavinin, hastaların yaşam kalitesini yükselttiğini ve lipödemin ilerlemesini yavaşlattığını belirten Çetin, “Erken teşhis ve multidisipliner tedavi, hastaların yaşam kalitesini yükseltiyor ve lipödemin ilerlemesini yavaşlatıyor. Farkındalık oluşturmak, hem hastaları hem de toplumu bilinçlendirmek için çok önemli” ifadelerini kullandı.
SÖZLERİNE DEVAM EDEN ÇETİN ŞU İFADELERİ KULANDI:
" Sağlık Bakanlığı’nın bu konuda yeterliliği iyi; belki yoğunluktan dolayı biz doktorların devlet hastanesinde tedaviyi çok uzun süre birebir takip edemediğimiz durumlar var. Çünkü bir hasta bana lipödemle geldiğinde, tedavisine başladığımız zaman bir dahaki gelişinde başka bir doktorla karşılaşabiliyor. O yüzden tedavinin devamlılığı devlet hastanelerindeki yoğunluktan aksıyor. Ama şöyle de bir durum var; lipödeme her ne kadar halk, kadınlar çok önemsemese de sonradan farkına varırsa, biz doktorlar olarak eğitim hayatımızda lipödemi çok önemsemedik.
Ben kalp damar cerrahisi doktoruyum; daha çok baypas ameliyatları, kapak ameliyatları, varis ameliyatları ile haşir neşir olduğum için, lipödemin mortalite dediğimiz öldürücü sonuçları olmadığı için daha çok öldürücü sonuçlara eğiliyoruz.

FARKINDALIK İÇİN SOSYAL MEDYANIN ÖNEMİ!
Biz doktorlar biraz gördüğümüz sonucu, yani baypas ameliyatlarındaki sonucu daha fazla gördüğümüz için belki öyle yaklaşıyoruz. Psikoloji aslında her şeyin üzerinde; insanı bitiren bir şey. En önemli hastalıklardan biri de psikolojik hastalıklardır. O yüzden bu farkındalığı arttırmak için, bu hastalığın farkındalığını arttırmanın en önemli yolu sosyal medyada sonuçlarının görülmesidir.
Ağrı şikayetleri çok ileriki dönemlerde lipödem nedeniyle ayaklarda yara çıkması şeklinde olur; bu da hastalarda kötü sonuçlar doğurabilecek bir durumdur. Psikolojinin yanında, sağlığı tehdit eden yara olayları da enfeksiyon riski sebebiyle önemlidir; bu da sonuçları iyi olmayan durumlara götürebilir.
Lipödem ameliyatları tedavi edici ameliyatlar değil, daha çok kozmetik amaçlı ameliyatlardır. Her lipödem hastasına ameliyat düşünmemek gerekir; ben kendi hastalarıma çok ileri evrede olduğunda öneriyorum.
Liposakşının sağlık açısından en önemli riski, künierenbolidir. Çok sık görülmediği için değil, liposakşın yapılan hastalarda künierenboli riski olduğu için risk taşır. Künierenboli, akciğere pıhtı atması demektir. Liposakşında “bacağımı düzelteyim” derken daha büyük sorunlarla karşılaşabilirsiniz.

'HER HASTAYA LİPOSAKŞIN YAPILMAZ'
Liposakşın uygulamasında ağrı şikâyeti çok fazladır. Kompresyon tedavisi uygulanmış, diyet yapılmış ve bir yıl boyunca takip edilmiş bir hastada bile ağrı artabilir. Cilt sertleşmeye ve büyük katmanlar oluşmaya başladığında hastanın psikolojisi ciddi şekilde etkilenir. Böyle durumlarda ve başka olumsuz sonuçlar oluşma riski varsa liposakşın düşünülmelidir.
Herkesin liposakşını yaptırmaması gerekir. Görselliği düşünürken, liposakşının doğuracağı sonuçları da düşünmek gerekir; tabi bunu hasta bilemez, doktor çok iyi anlatmalıdır.
Bütün hastalıklarda olduğu gibi erken tanı çok önemlidir. Bu hem doktorun hem de hastanın işini kolaylaştırır. Hastalar erken tanıya gittiğinde, lipödem ilerlemesini durdurmuş oluruz. İnsanlara erken dönemde başvuru yapmayı öneririm. Hastanın ayağında şişlik veya ağrı şikayeti başlamışsa başvurması gerekir. Bazı hastalarda, özellikle genetik yatkınlığını, kim bilir haftanın kendisi bilir. Mesela annesinde veya babasında hangi hastalığın olduğunu kendisi bilir. Bu sadece lipödem için geçerli değil; kalp hastalığı, şeker hastalığı veya bacaklarında herhangi bir sıkıntısı olan hastalar için de geçerlidir. Bu hastaların erken başvurması gerekir."
ÖZEL HABER: EBRAR ULAŞ
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

