Mahkemede kağıtları yere fırlatmıştı! Fatih Altaylı nedenini açıkladı!

Gündem 01.12.2025 - 10:39, Güncelleme: 01.12.2025 - 10:48
 

Mahkemede kağıtları yere fırlatmıştı! Fatih Altaylı nedenini açıkladı!

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı 'tehdit ettiği' iddiasıyla yargılandığı davada 4 yıl 2 ay hapis cezası alan Gazeteci Fatih Altaylı’nın mesajları, YouTube kanalındaki programında asistanı Emre Acar tarafından okundu.
158 gündür Silivri Cezaevi'nde bulunan Fatih Altaylı, geçtiğimiz günlerde Youtube kanalındaki yayınlarına devam edeceğini açıklamıştı. Altaylı verdiği aranın ardından yaptığı ilk programında aldığı 4 yıl 2 aylık hapis cezasını ve cezaevi koşullarını anlattı. “BELLİ Kİ SOĞUK BİR HÜCREDE EPEY VAKİT GEÇİRECEĞİM” Aldığı hapis cezasını değerlendiren Altaylı, “Karar henüz yazılmadığı için cezaevinde ne kadar kalacağımı bilmiyorum. Bu arada hem bir üst mahkemeye hem de istinafa itiraz haklarım var. Umudum az, belli ki soğuk bir hücrede, plastik bir sandalye üzerinde epey vakit geçireceğim. Bu haksız, hukuksuz ve adaletsiz kararın yarattığı duygu çok acı. Tam bir aldatılma, en güvendiğin tarafından ihanete uğrama hissi. Umarım adaletin benim üzerimden katledilmesi bölge adliye mahkemesinde ve hatta onun öncesinde bir üst mahkeme tarafından engellenir” şeklinde konuştu. “İNFAZ KORUMA MEMURLARI BİLE BENİM BU SİPARİŞİMİ ŞAŞKINLIKLA KARŞILAMIŞLARDI” Tahliye edilmeyi beklemediğini ifade eden Altaylı, “Açıkçası bırak bavul hazırlamayı, perşembe günü teslim edilen kantin siparişlerini dahi vermiştim. Öyle ki geçmiş benzer davalara bakarak tahliye olacağımı düşünen infaz koruma memurları bile benim bu siparişimi şaşkınlıkla karşılamışlardı. Ziyaretime gelen avukatlar da tahliye edileceğimden eminlerdi. Çünkü çok ünlü ve değer verdiğim bir avukat, beni tahliye etmezler dediğimde "hukuksuzluğun bu kadarına kimse cesaret edemez" demişti. Benim kafamda ise Mekteb-i Sultani'den sınıf arkadaşım avukat Coşkun Coşar'ın sözleri yankılanıyordu. Sık sık ziyaretime gelip mektep arkadaşlarımın mesajlarını getiren Coşkun, mütalaayı okuduktan sonra şöyle demişti: "Fatihçiğim, seni üzmek istemem ama şunu görüyorum. Sulh ceza hakimliğine sevk yazın, iddianamen ve mütalaan aynı elden çıkmış. Bu da seni tahliye etme gibi bir niyetleri olmadığını gösteriyor. Adalet bekleme. Beklemiyordum. Bu yüzden de eşyalarımı toplamamış, Murat Can kardeşimin deyimiyle bavulumu hazırlamamıştım. Ama itiraf ediyorum, odamda dip bucak bir temizlik yapmıştım. Çünkü eğer yanılır da tahliye olursam eşyalarımı toplamak birkaç dakikamı alırdı. Üç gömlek, üç kazak, üç beş iç çamaşırı, üç pantolon dışında başka eşyam yoktu ve toplamak kolaydı. Ama odayı temizlemek için yeterince vaktim olmayabilirdi. Öyle bir durumda arkamda olabildiğince pırıl pırıl bir oda bırakmak istiyordum” ifadelerini kullandı. “ZOR AMA BİR UMUT” Hapis cezasının kendisini şaşırtmadığını söyleyen Altaylı, “Karar hukukçuları şaşırttı ama Türkiye'yi, bugünün Türkiye'sini bilen biri olarak beni üzdü ama şaşırtmadı. Yine de itiraf etmem gerekir ki tüm hukukçuların ve cezaevindekilerin tahliye beklentisi beni de içten içe az da olsa umutlandırmıştı. Kızıma, eşime, sevdiklerime kavuşma olasılığının olması beni heyecanlandırıyordu. Olmadı. Karar henüz yazılmadığı için cezaevinde ne kadar kalacağımı bilmiyorum. Bu arada hem bir üst mahkemeye hem de istinafa itiraz haklarım var. Umudum az. Belli ki soğuk bir hücrede, plastik bir sandalye üzerinde epey vakit geçireceğim. Emreciğim bu haksız, hukuksuz ve adaletsiz kararın yarattığı duygu çok acı. Tam bir aldatılma, en güvendiğin tarafından ihanete uğrama hissi. Umarım adaletin benim üzerimden katledilmesi Bölge Adliye Mahkemesi'nde ve hatta onun öncesinde bir üst mahkeme tarafından engellenir. Zor ama bir umut” dedi. “BANA YAŞATTIKLARINI UMARIM BİR GÜN ONLAR DA YAŞARLAR” Mahkeme başkanı kararı açıkladıktan sonra elindeki dosyaları havaya fırlattığı öne sürülen Altaylı, “Adaleti yere ben fırlatmadım. Adalet yere düşürüldüğü için ben de savunmamı yere fırlattım. Emreciğim şunu açıkça söyleyeyim. Bana verilen ceza hukuki değil, siyasi. Bu kararın arkasında olan siyasi otorite kimse kim, hiç ilgimi çekmiyor ve beni öfkelendirmiyor. Siyasetçi salt kendi çıkarını düşünür. Bizi siyasetçiye karşı koruma görevi, halkı, vatandaşı koruma görevi ise yargınındır. Ben siyasete ne kızgınım, ne kırgın ne de öfkeli. Ama yargıya çok kızgın ve kırgınım. Bu kararı verenler vicdanen gerçekten hukuka uygun davrandıklarına inanıyor ve bunun huzuru içindelerse, yenilen hakkım helali hoş olsun. Ama inanmadıkları, vicdanlarında yer etmeyen bir karara imza atmak zorunda kalarak beni buna mahkum ettilerse, bana yaşattıklarını umarım bir gün onlar da yaşarlar. Yani sevdiklerine hasret kalırlar” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı 'tehdit ettiği' iddiasıyla yargılandığı davada 4 yıl 2 ay hapis cezası alan Gazeteci Fatih Altaylı’nın mesajları, YouTube kanalındaki programında asistanı Emre Acar tarafından okundu.

158 gündür Silivri Cezaevi'nde bulunan Fatih Altaylı, geçtiğimiz günlerde Youtube kanalındaki yayınlarına devam edeceğini açıklamıştı. Altaylı verdiği aranın ardından yaptığı ilk programında aldığı 4 yıl 2 aylık hapis cezasını ve cezaevi koşullarını anlattı.

“BELLİ Kİ SOĞUK BİR HÜCREDE EPEY VAKİT GEÇİRECEĞİM”

Aldığı hapis cezasını değerlendiren Altaylı, “Karar henüz yazılmadığı için cezaevinde ne kadar kalacağımı bilmiyorum. Bu arada hem bir üst mahkemeye hem de istinafa itiraz haklarım var. Umudum az, belli ki soğuk bir hücrede, plastik bir sandalye üzerinde epey vakit geçireceğim. Bu haksız, hukuksuz ve adaletsiz kararın yarattığı duygu çok acı. Tam bir aldatılma, en güvendiğin tarafından ihanete uğrama hissi. Umarım adaletin benim üzerimden katledilmesi bölge adliye mahkemesinde ve hatta onun öncesinde bir üst mahkeme tarafından engellenir” şeklinde konuştu.

“İNFAZ KORUMA MEMURLARI BİLE BENİM BU SİPARİŞİMİ ŞAŞKINLIKLA KARŞILAMIŞLARDI”

Tahliye edilmeyi beklemediğini ifade eden Altaylı, “Açıkçası bırak bavul hazırlamayı, perşembe günü teslim edilen kantin siparişlerini dahi vermiştim. Öyle ki geçmiş benzer davalara bakarak tahliye olacağımı düşünen infaz koruma memurları bile benim bu siparişimi şaşkınlıkla karşılamışlardı. Ziyaretime gelen avukatlar da tahliye edileceğimden eminlerdi. Çünkü çok ünlü ve değer verdiğim bir avukat, beni tahliye etmezler dediğimde "hukuksuzluğun bu kadarına kimse cesaret edemez" demişti. Benim kafamda ise Mekteb-i Sultani'den sınıf arkadaşım avukat Coşkun Coşar'ın sözleri yankılanıyordu. Sık sık ziyaretime gelip mektep arkadaşlarımın mesajlarını getiren Coşkun, mütalaayı okuduktan sonra şöyle demişti: "Fatihçiğim, seni üzmek istemem ama şunu görüyorum. Sulh ceza hakimliğine sevk yazın, iddianamen ve mütalaan aynı elden çıkmış. Bu da seni tahliye etme gibi bir niyetleri olmadığını gösteriyor. Adalet bekleme. Beklemiyordum. Bu yüzden de eşyalarımı toplamamış, Murat Can kardeşimin deyimiyle bavulumu hazırlamamıştım. Ama itiraf ediyorum, odamda dip bucak bir temizlik yapmıştım. Çünkü eğer yanılır da tahliye olursam eşyalarımı toplamak birkaç dakikamı alırdı. Üç gömlek, üç kazak, üç beş iç çamaşırı, üç pantolon dışında başka eşyam yoktu ve toplamak kolaydı. Ama odayı temizlemek için yeterince vaktim olmayabilirdi. Öyle bir durumda arkamda olabildiğince pırıl pırıl bir oda bırakmak istiyordum” ifadelerini kullandı.

“ZOR AMA BİR UMUT”

Hapis cezasının kendisini şaşırtmadığını söyleyen Altaylı, “Karar hukukçuları şaşırttı ama Türkiye'yi, bugünün Türkiye'sini bilen biri olarak beni üzdü ama şaşırtmadı. Yine de itiraf etmem gerekir ki tüm hukukçuların ve cezaevindekilerin tahliye beklentisi beni de içten içe az da olsa umutlandırmıştı. Kızıma, eşime, sevdiklerime kavuşma olasılığının olması beni heyecanlandırıyordu. Olmadı. Karar henüz yazılmadığı için cezaevinde ne kadar kalacağımı bilmiyorum. Bu arada hem bir üst mahkemeye hem de istinafa itiraz haklarım var. Umudum az. Belli ki soğuk bir hücrede, plastik bir sandalye üzerinde epey vakit geçireceğim. Emreciğim bu haksız, hukuksuz ve adaletsiz kararın yarattığı duygu çok acı. Tam bir aldatılma, en güvendiğin tarafından ihanete uğrama hissi. Umarım adaletin benim üzerimden katledilmesi Bölge Adliye Mahkemesi'nde ve hatta onun öncesinde bir üst mahkeme tarafından engellenir. Zor ama bir umut” dedi.

“BANA YAŞATTIKLARINI UMARIM BİR GÜN ONLAR DA YAŞARLAR”

Mahkeme başkanı kararı açıkladıktan sonra elindeki dosyaları havaya fırlattığı öne sürülen Altaylı, “Adaleti yere ben fırlatmadım. Adalet yere düşürüldüğü için ben de savunmamı yere fırlattım. Emreciğim şunu açıkça söyleyeyim. Bana verilen ceza hukuki değil, siyasi. Bu kararın arkasında olan siyasi otorite kimse kim, hiç ilgimi çekmiyor ve beni öfkelendirmiyor. Siyasetçi salt kendi çıkarını düşünür. Bizi siyasetçiye karşı koruma görevi, halkı, vatandaşı koruma görevi ise yargınındır. Ben siyasete ne kızgınım, ne kırgın ne de öfkeli. Ama yargıya çok kızgın ve kırgınım. Bu kararı verenler vicdanen gerçekten hukuka uygun davrandıklarına inanıyor ve bunun huzuru içindelerse, yenilen hakkım helali hoş olsun. Ama inanmadıkları, vicdanlarında yer etmeyen bir karara imza atmak zorunda kalarak beni buna mahkum ettilerse, bana yaşattıklarını umarım bir gün onlar da yaşarlar. Yani sevdiklerine hasret kalırlar” diye konuştu.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve sariyersoz.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.