Psikolog Gizem Karataş: “Akran zorbalığındaki artışın en büyük sebeplerinden biri dijitalleşme”
Psikolog Gizem Karataş: “Akran zorbalığındaki artışın en büyük sebeplerinden biri dijitalleşme”
Psikolog Gizem Karataş, son dönemde okullarda sıklaşan akran zorbalığının dijitalleşme, aile içi iletişim eksikliği ve yanlış model alma davranışlarından beslendiğini belirterek; çocukların duygu durumlarının yakından izlenmesi, okul–aile iş birliğinin güçlendirilmesi ve erken farkındalık eğitimlerinin önemine dikkat çekti.
Son dönemlerde okullarda ve sosyal çevrelerde artan akran zorbalığı, çocukların ve gençlerin psikolojik gelişimini olumsuz yönde etkiliyor. Uzmanlar bu durumun yalnızca bireysel değil, toplumsal bir sorun haline geldiğini vurguluyor. Bizler de konuyla alakalı Psikolog Gizem Karataş ile yaptığımız röportajda; akran zorbalığının çocuklar üzerinde etkisi, altında yatan nedenleri, ailelerin bu durumla alakalı yapması gerekenleri ve 'zorbalığın çözümü olabilir mi' konularının üzerine konuştuk.
"ZORBALIK DAVRANIŞININ ALTINDA YATAN SEBEPLERDEN BİRİ DE DİJİTALLEŞME"
Yakın zamanda okullarda meydana gelen, öğrenciler arasında artan akran zorbalığının şiddete döndüğüne şahit oluyoruz. Bu durumun artmasının altında yatan faktörlerin neler olduğuyla alakalı sorumuza cevap veren Psikolog Gizem Karataş, "Son zamanlarda bu haberlere çok fazla tanık oluyoruz. Bu artışın sebebi araştırmalara göre daha çok dijitalleşme ve teknolojik gelişmelerle olabiliyor, tabi birçok sebep ve gerekçe var ama hepimizin bildiği gibi dijitalleşme sosyal medyanın etkisiyle birlikte daha çok artış göstermekte. Aynı zamanda aile içi iletişim konusu çok önemli bir konu. Aile içi iletişim eksikliğinin de oldukça katkı sağladığı bir husus aslında, sınırların yeterince belirlenememiş olması ve çocukların aile içi ortamda tanık olduğu bazı olumsuzluklar, ve bazı olumsuz davranış modellerini örnek almaları, bunları arttıran sebeplerden diyebiliriz. Onu dışında model almadan bahsettim, yine aile içerisinde veya aile dışında sosyal çevrede çocukların örnek aldığı, öfke sorunları olan ya da zorbalık davranışı sergileyen yetişkin bireyleri örek almaları da bunu arttıran faktörler arasında yer alabilir. Onun dışında özellikle zorbalığı okullarda çok fazla görüyoruz, okul döneminin başlamasıyla birlikte çocukların bu eğilimleri gösterme ihtimalleri yükseliyor. Tabii burada sosyal ortama ilk kabul edildikleri ve uyum süreçlerinin bir parçası oldukları için okul zamanında, orada ilk zorbalık mağdurlarını ya da zorbaları gözlemliyoruz diyebiliriz. Yine bunun altında başka psikolojik nedenler de elbette var, çocuğun kendi davranış bozukluklarıyla doğru orantılı olarak ilişkilendirebiliriz. Öfke kontrolü olmayan, duygularını kontrol etmekte zorluk çeken çocukların daha çok bu davranışlara yöneldiklerini gözlemliyoruz" ifadelerini kullandı.

"MAĞDUR OLAN ÖĞRENCİYİ BELİRLEMEK İÇİN DUYGU DURUMUNU TAKİP ETMEKTE FAYDA VAR"
Zorbalığa maruz kalan bireyler, çoğu zaman yaşadığı durumları gizleyebiliyorlar. Özellikle öğrenciler bu durumu söyleyemeyip saklayabiliyor. Aileler ve öğretmenler davranış değişikliklerinden yola çıkarak çocuğun veya bireyin zorbalığa uğradığını anlayabilir mi, sorusuna cevap veren Karataş "Tabii bu davranış yoluyla gözlemlenebilir. Belli başlı bazı değişik duygu durumlarını izlemekte fayda var. Çoğu zaman çocuklar da bunu sözlü yolla dile getirebiliyorlar. Çoğunlukla da dile getiremeyebiliyorlar ve bazı problemli davranışlarla da gösterebiliyorlar. Burada ailelere düşen görev, bunları iyi gözlemleyebilmek. Çocukta olan herhangi bir davranış bozukluğunun sebebini incelemek. Örneğin; okula çok düzenli gidiyordur ama birden gitmek istemez, ya da çok sosyal ve konuşkan bir çocuktur birden bire içine kapanma ve bununla beraber sosyalleşmeyi azaltma görüldüğünde bu durumlara dikkat çekilebilir. Zorbalık kimi zaman çocuklarda eşyaların çalınmasıyla birlikte de gözlemlenebiliyor, sık sık tekrarlayan eşyaların kaybolması örnek olarak; suluk, kalem olabilir. Az önce de bahsettim, sosyal hayattan kaçınması daha önce gitmekten hoşlandığı yerlere gitmek istememesi olabilir. Bunlar tabi ki belirleyici şeyler, çocuğun bunun dışında okulda öğretmenleriyle olan ilişkisini de takip etmekte fayda var. Çünkü bazen, aileleri ile paylaşmayı tercih etmiyor olabilirler bunun yerine öğretmenleriyle paylaşıyorlar ya da rehber öğretmenleri veya herhangi bir sınıf arkadaşıyla paylaşabilirler. Sürecin içinde olmalarında fayda var" dedi.

"ZORBALIK DAVRANIŞINA MARUZ KALAN ÇOCUKLARIN AİLELERİ DURUMU KİŞİSEL ALGILAMAMALI"
Zorbalık durumu tespit edildiğinde ailelerin ilk adımının ne olması gerektiği konusuna dikkat çeken Karataş, "En önemli nokta aslında burası çünkü bazen aileler zorbalık konusunu duyduklarında olayı kişiselleştirip, kendilerine bu durum yapılmış gibi atfettirip, sindiremeyebiliyorlar. Örneğin, 'benim çocuğum nasıl böyle bir durum yaşayabilir, kendisine nasıl böyle yapılmasına müsaade eder, zayıf birisi mi, karaktersiz mi şeklinde. Ve bu durumu çocuklarına yansıtabiliyorlar aynı zamanda yargılayıcı tutum da sergileyebiliyorlar. Bu durum bizim tercih etmediğimiz bir yöntem ve davranış modeli. Öncelikle çocuğu yargılamadan ve durumu anlayıp, anlayış göstererek çocuğun da aynı zamanda güvende olduğunu ona hissettirerek bu şekilde hareket edilmeli. Bunun yanı sıra bahsettiğim gibi öğretmenleriyle iş birliği yapmak, rehber öğretmen okulda varsa onunla iletişime geçmek, yakın arkadaşları varsa arkadaşlarıyla konuşup durumu dinlemek çok daha faydalı. Ebeveynlerin bazen çocuklarıyla olan iletişimi azalabilir, hepimiz insanız yoğun olduğumuz dönemler olabilir. Bu durumda konuyu daha iyi öğrenebilmek için durumu gözlemleyebilirler. Gerekirse hatta bir uzmandan yardım alınabilir fakat bu durumda gerekliliğe bakmak lazım. Çocuktaki bu içe kapanma davranışları ya da okula gitmek istememe, uyumsuzluk gibi davranışlar devam ediyor mu, yoksa iletişim kurulduğunda bu problem ortadan kalkıyor mu, bunların gözlenmesi gerekir. Tüm bunlar düşünüldüğünde çocukla konuşarak olay çözümlenebilir, karşılıklı özür dilenebilir. Bu şekilde çözüm üretici bir noktadan yaklaşılırsa yaşanan olumsuz olay yavaş yavaş toparlanabilir. Burada dikkat edeceğimiz husus, bu durumdan sonra çocuktaki reaksiyonlar devam ediyor mu, gece uykuya dalmakta zorlanıyor mu bunlara dikkat etmek gerekir. Eğer hala gözlemleniyorsa bu durumlar bir uzmana başvurulabilir" şeklinde konuştu.
"TOPLU EĞİTİMLER ZORBALIK DURUMLARININ FARKINDALIĞI İÇİN FAYDALI OLABİLİR"
Okullardaki rehberlik servislerinin bu süreçlerde ne kadar yeterli ve etkili bir rol üstlenip, bu duruma ne tür bakış açısıyla yaklaşabileceklerini sorduğumuzda Karataş, "Bildiğimiz kadarıyla tüm okullarda rehberlik servisleri var ama bazen nüfusun yoğunluğundan dolayı her biriyle bireysel olarak ilgilenmek zor olabiliyor. Bu konuya dair toplu eğitim ve seminerler verilerek, öğrencilerin 'zorbalık nasıl bir şeydir, neden zorbalık davranışlarına yöneliriz, bunun üstesinden nasıl gelebiliriz' şeklinde bazı eğitici içeriklerin düzenlenmesiyle, okullardaki rehberlik öğretmenleri hem öğrencilere hem velilere ve öğretmenlere kısaca tüm toplumu kapsayan bireylere eğitim ve etkinlikler düzenlenebilir. Bu tasarıda olan bir uygulama sayesinde öğrencilerle tek tek ilgilenmekten daha kolay olabilir. Bu eğitim ve seminerlerle birlikte zorbalığa maruz kalan bireylerin de tespit edilmesi daha kolay olur. Tespit edildiğinde ise rehber öğretmenlerin aileyle kontak kurması bu durumla mücadele etmekte bir adım niteliğinde olabilir. Burada önemli olan uzmanların ve ebeveynlerin iş birliği içerisinde çalışması" dedi.

"ZORBALIK MAĞDURU OLAN BİREYE DESTEK, ZORBALIĞI GERÇEKLEŞTİREN BİREYE İSE FARKINDALIK SAĞLAMAK GEREKİYOR"
Zorbalığa maruz kalan bireylerin duygu durumu dışında zorbalığı yapan bireylerin de psikolojik durumlarına bakılması aynı zamanda ortaya çıkan tablo karşısında her iki birey arasında nasıl bir denge kurulur konusuna değinildiğinde Karataş, "Burada en önemli şey ceza vermemek, bunun yerine farkındalık içeren eğitimler vermek ve zorbalığı yapan bireyi bu duruma sürükleyen psikolojik davranışın sebebine inmek önemli. Çünkü o zorbalığı yapan kişiler de aile içinde ya da sosyal hayatında farklı psikolojik sıkıntılar ile uğraşan ya da öfke kontrol sorunları yaşayan bir birey olabilir. Bu noktada her iki tarafa da odaklanmak, destek olmak gerekir. Mağdura bu yaşadıklarının sonucunda hissettiği duygular için destek, zorba bireye ise bu davranışı neden yaptığı konusunda ve buna iten sebepleri psikolojik çerçevede inceleyerek konuya ilişkin farkındalık sağlamak önemli. Çünkü bu şekilde büyüyen çocuklar, zorba davranışları sürdürmeye devam edebiliyor ilerleyen yaşlarda. Bu noktada zorbalığa uğrayan çocuk da ilerleyen yaşlarında büyüyüp örneğin öğretmen olduğunda belki öğrencilerine zorbalık yaparak bunu bir döngüye çevirebilir. Bu konuda; aile, okul, rehber öğretmeni bir seferberlik kapsamında yaklaşarak durumu çözmesi faydalı olacaktır" diyerek her iki bireyin de sorunlarının üzerine eğilmenin gerekli olduğunu vurguladı.
"ÇOCUKLARA KÜÇÜK YAŞTAN İTİBAREN MEDYA OKURYAZRLIĞI DERSİ VERİLEBİLİR"
Son olarak akran zorbalığının yüksek ölçüde önlenebileceği ihtimalini konuştuğumuzda; aileler, öğretmenler, okul yönetimi nasıl bir sistem kurarsa bu durumun önüne geçileceği hususuna ise Karataş, "Bu durum tamamen ortadan kaldırılabilir bir şey değil. Fakat büyük bir ölçüde azaltılabilir. Azaltmak da şu şekilde olabilir; belediyelerin, hükümetlerin buna yönelik çalışmasıyla, okullarda, mahallelerde, aileler ve öğrencilerle iş birliği yapılabilir. Örneğin eğitimler ve farkındalık çalışmalarıyla önleyici politikalar sergilenebilir. Ek olarak empati duygusunun gelişmesi açısından ve duygusal farkındalık kazanımları için çalışmalar yapılabilir. Konuyla alakalı olarak belediyelerin uygulaması var mesela 'drama' şeklinde. Burada yapılan uygulamalar destekleyici olmakla birlikte duygusal farkındalığı arttırıp empati duygusunu geliştirmek için etkili olabiliyor. Aslında var olan bir sürü çalışma var ama bunlar geliştirilebilir. Özellikle dijitalleşme ile birlikte bu konuda eğitim verilebilir, çünkü sosyal medya artık kontrol edilemez bir noktada. Aileler elbette bu konuda çocuklarını kontrol etmeye çalışsalar da kimlik belirtmeden anonim şekilde bireyler hakkında çok kolay yorum yapma hakkında sahip olunabiliyor. Özellikle dijital platformlarda çocukların bu durumlarda mağdur olmamaları için medya okuryazarlığı dersleri küçük yaştan itibaren öğretilmeye başlanabilir" dedi.
"ZORBALIK SADECE ÇOCUKLAR ARASINDA OLMUYOR"
Diğer yandan zorbalığın sadece çocuklar arasında olmadığına da değinen Karataş, "Bu konu yetişkinler arasında da var. Şirketlerde ve iş yerlerinde çalışanlar arasında da görülebiliyor, hatta buna biz 'mobbing' diyoruz. Bakıldığında sadece isim değişiyor ve biz yine zorbalığı görebiliyoruz. Bu durumda da yine zorbalığa maruz kalan ve zorbalığı yapanlar oluyor. Sonuç olarak konuyu sabit bir yerden almaktansa toplum bazlı almak daha mantıklı olabilir. Sorunun köküne inilip en temel eğitimden yani aileden başlayarak bu durum bu yaşanan olumsuz olayları büyük ölçüde çözecektir" ifadelerini kullandı.
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

