Türkiye'nin Nüfusu Tehlike Altında: Doğum Oranları Kritik Seviyede

Gündem 13.08.2025 - 12:42, Güncelleme: 13.08.2025 - 13:11
 

Türkiye'nin Nüfusu Tehlike Altında: Doğum Oranları Kritik Seviyede

Türkiye’de nüfus 2025’in birinci yarısında 85,824,854’e yükselirken, en genç yaş grubunda ciddi düşüş yaşandı. Doğum oranlarındaki düşüş Türkiye’nin genç nüfus avantajını eritirken, yaşlı nüfus hızla artıyor.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi (ADNKS) verilerine dayalı olarak 1 Temmuz 2025 tarihli dönemsel nüfus verilerini yayımladı. Buna göre, Türkiye nüfusunda yılın ilk yarısında 159 bin 910 kişi artarak 85 milyon 824 bin 854 kişiye yükseldi. En kalabalık yaş grubu 25–29 yaş olurken, bu grupta 6 milyon 592 bin kişi yer aldı. 0–4 yaş grubundaki çocuk sayısı, 1 Temmuz 2024’te 5 milyon 223 bin iken, 1 yıl içinde 277 bin azalarak 4 milyon 945 bine geriledi. 65 yaş üstü nüfus 9 milyon 738 bine ulaşarak toplam nüfusun yüzde 11,3’ünü oluşturdu.  DOĞUM ORANLARINDA DÜŞÜŞ SÜRÜYOR  Türkiye’nin nüfusu 2025’in ilk yarısında 159 bin 910 kişi artarak 85 milyon 824 bin 854’e yükseldi. Ancak rakamların ardında ciddi bir demografik uyarı var: 0–4 yaş grubu çocuk sayısı son bir yılda 277 bin azalarak 4 milyon 945 bine düştü. Oransal olarak da bu yaş grubunun toplam nüfustaki payı yüzde 6’dan yüzde 5,8’e geriledi. Bu, doğum oranlarındaki düşüşün istisnai değil, kalıcı bir eğilim haline geldiğini gösteriyor.  Türkiye, halen genç bir nüfus yapısına sahip olsa da 5–14 yaş arası çocukların toplam nüfustaki oranının son üç dönemde artış göstermemesi, gelecekteki doğurganlık potansiyelinin zayıfladığını işaret ediyor.  EKONOMİK FAKTÖRLER DOĞUM KARARLARINI ETKİLİYOR  Ekonomik koşullar, ailelerin çocuk sahibi olma kararlarında belirleyici olmaya devam ediyor. Türkiye'de son yıllarda artan enflasyon, yüksek yaşam maliyetleri, gelir güvencesindeki zayıflama, barınma sorunları, eğitim ve sağlık harcamalarının artışı, özellikle genç çiftlerin çocuk sayısını sınırlamasına neden oluyor. Hükümetin uyguladığı ekonomik politikalar, büyüme hedeflerini öncelese de geniş kesimlerin alım gücünü korumakta etkili olamıyor. 25–29 yaş grubu halen en kalabalık kuşak ancak bu yaş aralığındaki bireylerin evlilik ve çocuk sahibi olma oranlarında önceki nesillere kıyasla gerileme gözleniyor.  Uzmanlara göre, gelir güvencesi, konut erişimi ve sosyal destek politikalarında iyileştirme yapılmadıkça doğum oranlarının tekrar yükselmesi zor. Bu durum, sadece nüfus dinamiklerini değil, uzun vadede işgücü yapısını ve sosyal güvenlik sistemini de etkileyecek.  TÜRKİYE’DE YAŞLANMA HIZLANIYOR  Genel çerçeveye bakıldığında, Türkiye’deki düşüş, dünya genelinde gözlenen doğurganlık gerilemesinin bir parçası. Avrupa ülkeleri uzun süredir düşük doğum oranlarıyla karşı karşıya. Asya’nın birçok gelişmiş ekonomisinde de benzer bir tablo var.Türkiye ise halen birçok ülkeye kıyasla genç nüfus avantajına sahip olsa da 65 yaş ve üzeri nüfusun 9 milyon 738 bine ulaşması ve oranının yüzde 11,3’e çıkması, yaşlanma sürecinin hızlandığını gösteriyor.  TÜRKİYE ÜZERİNDEKİ EKONOMİK BASKI ARTACAK Ancak diğer Avrupa ve Asya ülkelerine kıyasla Türkiye için doğum oranlarındaki düşüş ve yaşlı nüfusun artışı kritik bir sorun. Demografik projeksiyonlar, mevcut eğilim devam ederse önümüzdeki yıllarda Türkiye’nin yaşlı nüfus oranının hızla artacağını, çocuk ve genç nüfusun ise toplam nüfus içindeki payının azalacağını öngörüyor. Bu da hem ekonomik büyüme potansiyelinde yavaşlama hem de sosyal güvenlik yükünün artması anlamına geliyor. Yaşlı nüfusun payının artması sağlık ve emeklilik harcamalarında kalıcı yükler yaratacak. Bunun sonucunda da Türkiye üzerinde halihazırda olan ekonomik baskı daha da artacak.
Türkiye’de nüfus 2025’in birinci yarısında 85,824,854’e yükselirken, en genç yaş grubunda ciddi düşüş yaşandı. Doğum oranlarındaki düşüş Türkiye’nin genç nüfus avantajını eritirken, yaşlı nüfus hızla artıyor.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi (ADNKS) verilerine dayalı olarak 1 Temmuz 2025 tarihli dönemsel nüfus verilerini yayımladı. Buna göre, Türkiye nüfusunda yılın ilk yarısında 159 bin 910 kişi artarak 85 milyon 824 bin 854 kişiye yükseldi. En kalabalık yaş grubu 25–29 yaş olurken, bu grupta 6 milyon 592 bin kişi yer aldı. 0–4 yaş grubundaki çocuk sayısı, 1 Temmuz 2024’te 5 milyon 223 bin iken, 1 yıl içinde 277 bin azalarak 4 milyon 945 bine geriledi. 65 yaş üstü nüfus 9 milyon 738 bine ulaşarak toplam nüfusun yüzde 11,3’ünü oluşturdu. 

DOĞUM ORANLARINDA DÜŞÜŞ SÜRÜYOR 

Türkiye’nin nüfusu 2025’in ilk yarısında 159 bin 910 kişi artarak 85 milyon 824 bin 854’e yükseldi. Ancak rakamların ardında ciddi bir demografik uyarı var: 0–4 yaş grubu çocuk sayısı son bir yılda 277 bin azalarak 4 milyon 945 bine düştü. Oransal olarak da bu yaş grubunun toplam nüfustaki payı yüzde 6’dan yüzde 5,8’e geriledi. Bu, doğum oranlarındaki düşüşün istisnai değil, kalıcı bir eğilim haline geldiğini gösteriyor. 

Türkiye, halen genç bir nüfus yapısına sahip olsa da 5–14 yaş arası çocukların toplam nüfustaki oranının son üç dönemde artış göstermemesi, gelecekteki doğurganlık potansiyelinin zayıfladığını işaret ediyor. 

EKONOMİK FAKTÖRLER DOĞUM KARARLARINI ETKİLİYOR 

Ekonomik koşullar, ailelerin çocuk sahibi olma kararlarında belirleyici olmaya devam ediyor. Türkiye'de son yıllarda artan enflasyon, yüksek yaşam maliyetleri, gelir güvencesindeki zayıflama, barınma sorunları, eğitim ve sağlık harcamalarının artışı, özellikle genç çiftlerin çocuk sayısını sınırlamasına neden oluyor. Hükümetin uyguladığı ekonomik politikalar, büyüme hedeflerini öncelese de geniş kesimlerin alım gücünü korumakta etkili olamıyor. 25–29 yaş grubu halen en kalabalık kuşak ancak bu yaş aralığındaki bireylerin evlilik ve çocuk sahibi olma oranlarında önceki nesillere kıyasla gerileme gözleniyor. 

Uzmanlara göre, gelir güvencesi, konut erişimi ve sosyal destek politikalarında iyileştirme yapılmadıkça doğum oranlarının tekrar yükselmesi zor. Bu durum, sadece nüfus dinamiklerini değil, uzun vadede işgücü yapısını ve sosyal güvenlik sistemini de etkileyecek. 

TÜRKİYE’DE YAŞLANMA HIZLANIYOR 

Genel çerçeveye bakıldığında, Türkiye’deki düşüş, dünya genelinde gözlenen doğurganlık gerilemesinin bir parçası. Avrupa ülkeleri uzun süredir düşük doğum oranlarıyla karşı karşıya. Asya’nın birçok gelişmiş ekonomisinde de benzer bir tablo var. Türkiye ise halen birçok ülkeye kıyasla genç nüfus avantajına sahip olsa da 65 yaş ve üzeri nüfusun 9 milyon 738 bine ulaşması ve oranının yüzde 11,3’e çıkması, yaşlanma sürecinin hızlandığını gösteriyor. 

TÜRKİYE ÜZERİNDEKİ EKONOMİK BASKI ARTACAK

Ancak diğer Avrupa ve Asya ülkelerine kıyasla Türkiye için doğum oranlarındaki düşüş ve yaşlı nüfusun artışı kritik bir sorun. Demografik projeksiyonlar, mevcut eğilim devam ederse önümüzdeki yıllarda Türkiye’nin yaşlı nüfus oranının hızla artacağını, çocuk ve genç nüfusun ise toplam nüfus içindeki payının azalacağını öngörüyor. Bu da hem ekonomik büyüme potansiyelinde yavaşlama hem de sosyal güvenlik yükünün artması anlamına geliyor. Yaşlı nüfusun payının artması sağlık ve emeklilik harcamalarında kalıcı yükler yaratacak. Bunun sonucunda da Türkiye üzerinde halihazırda olan ekonomik baskı daha da artacak.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve sariyersoz.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.