20 yaşındaki ben,
35 yaşındaki ben,
40 yaşındaki ben ve
bugünkü ben, dördümüz.
Birden, 20 yaşımı 35 yaşıma karşı oturttum.
40 yaşıma da ben geçtim.
20 yaşım, 35 yaşımdaki beni tutucu buldu.
40 yaşım, ikisinin de salak olduğunu söyledi.
Yatıştırayım dedim.
“Sen karışma moruk!” dediler. Büyük bir kavga çıktı.
Komşular alttan üstten duvarlara vurdular.
20 yaşım, 40 yaşıma bardak attı.
Evin de içine ettiler.
Bende kabahat.
Ne çağırıyorsun tanımadığın adamları evine…
Büyük üstad Can Yücel, bu keyifli şiirinde değişimi, her yaşın farklı algısını ve tahammülsüzlüğünü mizahi bir üslupla şiire dökmüş.
Tahammülsüzlük çok büyük boyutlara ulaştı...
Herkes çok gergin...
Dünya gergin...
Çocuk gergin...
Hanım gergin...
Her yerde bir gerginlik...
Kendimize gelelim, hoşgörüyü ve sevgiyi birbirimizden eksik etmeyelim.
Tam mevsimi...
Bu zor zamanlarda birbirimize destek olalım.