Abdullah Ağar’dan PKK’nın Silah Bırakma Töreni Değerlendirmesi: Yeni Nesil Terör Stratejisi

Gündem 11.07.2025 - 13:55, Güncelleme: 11.07.2025 - 13:58
 

Abdullah Ağar’dan PKK’nın Silah Bırakma Töreni Değerlendirmesi: Yeni Nesil Terör Stratejisi

Terör ve Güvenlik Uzmanı Abdullah Ağar, PKK’nın bugün gerçekleştirilen silah bırakma törenini “algı yönetimi ve yeni nesil terör stratejisi” olarak değerlendirdi. Ağar, “hedef: ‘Devletsiz bir devleti’, yerel meclisler, sivil yapılar ve demokratik konfederalizm maskesiyle kurmak” ifadelerini kullandı.
Terör örgütü PKK’nın bugün 11 Temmuz’da Süleymaniye-Ranya bölgesinde gerçekleştirdiği sözde silah bırakma töreni, Türkiye’de ve bölge kamuoyunda yeni bir tartışmanın fitilini ateşledi. Gelişmeleri değerlendiren terör ve güvenlik uzmanı Abdullah Ağar, yaşananları “silahların gölgesinde yürütülen yeni nesil bir siyasal strateji” olarak tanımladı. Ağar’a göre bu adım, PKK’nın gerçek anlamda silah bırakmasından ziyade, algı yönetimi ve stratejik bir yeniden konumlanma hamlesi niteliği taşıyor. “SHOW’UN MERKEZİ: SEMBOLİK VE PAZARLIKÇI BİR GÖSTERİ” PKK’nın Süleymaniye’nin Ranya/Raperin bölgesindeki bir mağaradan 30-40 kişilik bir grupla yaptığı töreni, "silah bırakma show'u" olarak değerlendiren Ağar, bu girişimin örgütün ideolojik veya yapısal bir dönüşümünden çok, sembolik bir jest olduğunu belirtti: “Silah bırakma show’u aslında bir pazarlık, şantaj aracı. Ve ilginç bir şekilde ve kibirlice ‘Bir jest yapıyorum’ diyor. Devlete; ‘Ben adım atıyorum, şimdi sen atacaksın’ diyor.” “YENİ NESİL TERÖR: KAVRAMLARIN SİLAHLAŞTIRILMASI” Ağar’a göre, terör örgütü silahla başaramadığını artık ideolojik ve kavramsal dönüşümle gerçekleştirme peşinde. Örgütün bu stratejisinin temelinde Murray Bookchin’in postmodern eko-anarşist kuramı bulunuyor. Terör örgütü lideri Abdullah Öcalan’ın bu kuramı PKK’nın yeni nesil terör doktrinine entegre ettiğini söyleyen Ağar, şöyle devam etti: “Apo, Bookchin’i kendi terör yazılımının yeni işletim sistemi olarak kullanmıştır.” “Silahlar bırakılıyor algısıyla kavramlar silahlaştırılıyor. Demokrasi, insan hakları, barış, kardeşlik, kadın, çevre, özyönetim gibi kelimelerle toplumsal sinyaller manipüle ediliyor.” “DEĞİŞEN BİR ŞEY YOK: NİYET, KADRO, ALANLAR AYNI” Ağar, PKK’nın bu hamlesinin samimi bir dönüşüm değil, bir görüntü ve algı operasyonu olduğunu belirterek örgütün temel yapısının değişmediğini şu ifadelerle sıraladı: “PKK’nın niyet, hesap, kadro ve angajmanlarında değişme var mı? HAYIR. Özünde, ideolojisinde bir değişiklik var mı? HAYIR. KCK bütün bileşenleriyle dağılıyor mu? HAYIR. Kontrol ettiği alanları bırakıyor mu? HAYIR.” “SURİYE VE IRAK'TA STRATEJİK HEDEFLER SÜRÜYOR” Ağar’ın değerlendirmesine göre, PKK’nın bu hamlesi yalnızca Türkiye’ye yönelik bir manevra değil. Aynı zamanda Suriye’de YPG/PYD aracılığıyla devletleşme sürecine meşruiyet kazandırma çabası, Irak’ta ise Sincar ve Mahmur’un statüsü üzerinden bölgesel alan etkisini tahkim etme stratejisi içeriyor. “YENİ YÖNTEM: SİVİL KUŞATMA VE ZİHİNSEL SABOTAJ” Ağar’a göre örgütün güncel taktiği klasik silahlı mücadeleden çok daha tehlikeli: “Bu da silahlı ayrılıkçılıkla yapamadığını; – Bir sivil kuşatmayla, – İçten çürütmeyle, – Zihinsel kodlara zehirli bir virüs enjekte ederek yapmaya çalışıyor.” “AMAÇ: DEVLETSİZ BİR DEVLET KURGUSU” Ağar’a göre PKK’nın Bookchin doktrini üzerinden inşa ettiği ideolojik altyapı, klasik bir meşruiyet üretme hamlesi. Hedef; “devletsiz bir devlet” modelini, demokratik konfederalizm adı altında yerel meclisler, sivil yapılar ve sembollerle hayata geçirmek: “Buradaki net hedef: ‘Devletsiz bir devleti’, yerel meclisler, sivil yapılar ve demokratik konfederalizm maskesiyle kurmak.” SONUÇ: GÖSTERİ DEĞİL, GÜNCELLENMİŞ BİR TEHDİT Abdullah Ağar’ın ifadesiyle, bu gelişmeleri yalnızca bir silah bırakma eylemi olarak değil; “çok katmanlı bir emperyal operasyonun” parçası olarak okumak gerekiyor. PKK’nın yeni stratejisi, terörü doğrudan değil, kavramsal ve ideolojik alanda sürdürüyor: “Terör örgütü, kazanımlarını ve etkisini koruyarak; devletin ve toplumun siyasi, kültürel ve duygusal yapılarına yönelmiş bir sabotaj yürütüyor.” “Durum kısaca budur. Anlayana, anlamak isteyene tabii. Uyuyanı uyandırmak kolaydır. Ama uyuyor numarası yapanı uyandıramazsınız!”
Terör ve Güvenlik Uzmanı Abdullah Ağar, PKK’nın bugün gerçekleştirilen silah bırakma törenini “algı yönetimi ve yeni nesil terör stratejisi” olarak değerlendirdi. Ağar, “hedef: ‘Devletsiz bir devleti’, yerel meclisler, sivil yapılar ve demokratik konfederalizm maskesiyle kurmak” ifadelerini kullandı.

Terör örgütü PKK’nın bugün 11 Temmuz’da Süleymaniye-Ranya bölgesinde gerçekleştirdiği sözde silah bırakma töreni, Türkiye’de ve bölge kamuoyunda yeni bir tartışmanın fitilini ateşledi. Gelişmeleri değerlendiren terör ve güvenlik uzmanı Abdullah Ağar, yaşananları “silahların gölgesinde yürütülen yeni nesil bir siyasal strateji” olarak tanımladı.

Ağar’a göre bu adım, PKK’nın gerçek anlamda silah bırakmasından ziyade, algı yönetimi ve stratejik bir yeniden konumlanma hamlesi niteliği taşıyor.

“SHOW’UN MERKEZİ: SEMBOLİK VE PAZARLIKÇI BİR GÖSTERİ”

PKK’nın Süleymaniye’nin Ranya/Raperin bölgesindeki bir mağaradan 30-40 kişilik bir grupla yaptığı töreni, "silah bırakma show'u" olarak değerlendiren Ağar, bu girişimin örgütün ideolojik veya yapısal bir dönüşümünden çok, sembolik bir jest olduğunu belirtti:

“Silah bırakma show’u aslında bir pazarlık, şantaj aracı. Ve ilginç bir şekilde ve kibirlice ‘Bir jest yapıyorum’ diyor. Devlete; ‘Ben adım atıyorum, şimdi sen atacaksın’ diyor.”

“YENİ NESİL TERÖR: KAVRAMLARIN SİLAHLAŞTIRILMASI”

Ağar’a göre, terör örgütü silahla başaramadığını artık ideolojik ve kavramsal dönüşümle gerçekleştirme peşinde. Örgütün bu stratejisinin temelinde Murray Bookchin’in postmodern eko-anarşist kuramı bulunuyor. Terör örgütü lideri Abdullah Öcalan’ın bu kuramı PKK’nın yeni nesil terör doktrinine entegre ettiğini söyleyen Ağar, şöyle devam etti:

“Apo, Bookchin’i kendi terör yazılımının yeni işletim sistemi olarak kullanmıştır.”

“Silahlar bırakılıyor algısıyla kavramlar silahlaştırılıyor. Demokrasi, insan hakları, barış, kardeşlik, kadın, çevre, özyönetim gibi kelimelerle toplumsal sinyaller manipüle ediliyor.”

“DEĞİŞEN BİR ŞEY YOK: NİYET, KADRO, ALANLAR AYNI”

Ağar, PKK’nın bu hamlesinin samimi bir dönüşüm değil, bir görüntü ve algı operasyonu olduğunu belirterek örgütün temel yapısının değişmediğini şu ifadelerle sıraladı:

  • “PKK’nın niyet, hesap, kadro ve angajmanlarında değişme var mı? HAYIR.
  • Özünde, ideolojisinde bir değişiklik var mı? HAYIR.
  • KCK bütün bileşenleriyle dağılıyor mu? HAYIR.
  • Kontrol ettiği alanları bırakıyor mu? HAYIR.”

“SURİYE VE IRAK'TA STRATEJİK HEDEFLER SÜRÜYOR”

Ağar’ın değerlendirmesine göre, PKK’nın bu hamlesi yalnızca Türkiye’ye yönelik bir manevra değil. Aynı zamanda Suriye’de YPG/PYD aracılığıyla devletleşme sürecine meşruiyet kazandırma çabası, Irak’ta ise Sincar ve Mahmur’un statüsü üzerinden bölgesel alan etkisini tahkim etme stratejisi içeriyor.

“YENİ YÖNTEM: SİVİL KUŞATMA VE ZİHİNSEL SABOTAJ”

Ağar’a göre örgütün güncel taktiği klasik silahlı mücadeleden çok daha tehlikeli:

“Bu da silahlı ayrılıkçılıkla yapamadığını;
– Bir sivil kuşatmayla,
– İçten çürütmeyle,
– Zihinsel kodlara zehirli bir virüs enjekte ederek yapmaya çalışıyor.”

“AMAÇ: DEVLETSİZ BİR DEVLET KURGUSU”

Ağar’a göre PKK’nın Bookchin doktrini üzerinden inşa ettiği ideolojik altyapı, klasik bir meşruiyet üretme hamlesi. Hedef; “devletsiz bir devlet” modelini, demokratik konfederalizm adı altında yerel meclisler, sivil yapılar ve sembollerle hayata geçirmek:

“Buradaki net hedef: ‘Devletsiz bir devleti’, yerel meclisler, sivil yapılar ve demokratik konfederalizm maskesiyle kurmak.”

SONUÇ: GÖSTERİ DEĞİL, GÜNCELLENMİŞ BİR TEHDİT

Abdullah Ağar’ın ifadesiyle, bu gelişmeleri yalnızca bir silah bırakma eylemi olarak değil; “çok katmanlı bir emperyal operasyonun” parçası olarak okumak gerekiyor. PKK’nın yeni stratejisi, terörü doğrudan değil, kavramsal ve ideolojik alanda sürdürüyor:

Terör örgütü, kazanımlarını ve etkisini koruyarak; devletin ve toplumun siyasi, kültürel ve duygusal yapılarına yönelmiş bir sabotaj yürütüyor.”

“Durum kısaca budur. Anlayana, anlamak isteyene tabii.
Uyuyanı uyandırmak kolaydır.
Ama uyuyor numarası yapanı uyandıramazsınız!”

Habere ifade bırak !
Habere Ek Video
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve sariyersoz.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.