Oğuz Murat Aci'nin Eşi: Tazminatı Kayınpederim Elimden Aldı

Daha önce şikayetini geri çeken Şükriye Aci, eşinin ölümüne ilişkin davada aldığı tazminatın kayınpederi tarafından baskıyla elinden alındığını iddia etti.

Eylem Tok ve oğlu Timur Cihantimur davasında tazminat alarak, eşinin ölümüyle ilgili şikayetini geri çeken Şükriye Aci, tv100’de çarpıcı açıklamalarda bulundu.  Şükriye Aci, hayat sigortasından kendisine 4,3 milyon TL ödendiğini, ancak bu tutarın kayınpederi tarafından “ihaleye gireceğim” vaadiyle elinden alındığını iddia etti. Açıklamaları sırasında, “Haram zehir zıkkım olsun!” ifadelerini kullandı.  Aci, süreci şöyle anlattı: “Gizli bir telefon aldım. Avukat Hacı Bey’in ofisine gittim; ‘Beni biri aradı, böyle bir tekliften bahsetti. Biz bu parayı asla Özer Bey’e vermeyeceğiz, bir para verilecekse kadına ve çocuğa vereceğiz’ dedi.”  Noterde baskı uygulanarak avukatı Burak Bey’den azlettirildiğini belirten Aci, “Bana hayat sigortasından 4,3 milyon lira yattı. Parayı elimden aldılar” diye konuştu.  NOTERDE ZORLA AVUKAT DEĞİŞİKLİĞİ  Şükriye Aci, dava sürecinin ilk altı ayında hiçbir bilgi almadığını ve avukat seçiminden tutun hukuki gelişmelere kadar her şeyin kayınpederi tarafından yönetildiğini ifade etti.  Altı aylık süreci anlatırken şunları söyledi:  “Aylardır davanın gidişatının bozulmaması için sustum. Son noktada artık daha fazla bunlarla uğraşamayacağımı düşünerek davadan çekilme kararı aldım. Tek başıma bir çocuk büyütüyorum; dava süreci muallakta ve yıllarca sürme ihtimali var. Bunu kaldıracak bir psikolojim de yok.”  Altı ay boyunca sürecin tüm detaylarından habersiz kaldığını, avukat seçiminde bile önerilerinin dikkate alınmadığını belirtti.  AVUKATLARA PAZARLIK İDDİALARI  Aci, avukat Hacı Bey ve Burak Bey’in ortak olduğuna dikkat çekerek, ofiste para pazarlıkları yapıldığını şöyle özetledi:  “AVUKAT YANIMDA TELEFON AÇTI, PARA PAZRLIĞINA BİZZAT ŞAHİT OLDUM”  Kayınpederinin pazarlık yapmadığını iddia etmesine karşın, kendisinin telefon trafiği ve görüşmelerle tüm süreci öğrendiğini, bu nedenle dava sürecine dair inancını yitirdiğini anlattı ve şunları söyledi:  "Aylardır davanın gidişatının bozulmaması için sustum. Son noktada artık daha fazla bunlarla uğraşamayacağımı düşünerek davadan çekilme kararı aldım. Beni bunlara iten çok şey var. Tek başıma bir çocuk büyütüyorum aynı zamanda. Dava süreci muallakta ve hala bekleniyor. 3-4 yıl veya daha fazla da sürebilir. Ben bu sürede bunlarla uğraşmak istemiyorum. Bunu kaldıracak bir psikolojim de yok.  Ayrıca eşimin ailesiyle olan problemlerim de beni bu karara itti. Olayın ilk gününden itibaren 6’ncı aya kadar her şeyin dışında tutuldum. Hukuki sürecin, röportajların… Çünkü bütün süreci kayınpederim yönetiyordu.     "OLAYDAN SONRA 6 AY BOYUNCA HİÇBİR ŞEYDEN HABERİM YOKTU"  6 ay boyunca hiçbir şeyden haberim yoktu. İlk etapta bir avukatla yola devam edecektik, benim önerdiklerim de oldu ancak eşimin babası verdi avukat kararını da. Ben de saygı duydum ve vekaletimi verdim. Bu süreçte kesinlikle bana bilgilendirme yapılmadı.   6’ncı ayda avukat Hacı bey tarafından ilk kez konuşmaya çağrıldım. Zaten bir şeyler fark etmeye başlamıştım ama yine de bilgim yoktu. Bir şeylerin yönetildiğini düşündüm çünkü görüşme ofiste olacakken de son anda evde oldu. Bana 50-55 milyon gibi bir teklifin olduğunu, eğer böyle bir şey olursa fevri düşünüp duygusal davranmamam gerektiği konusunda benimle konuştum. Ben sadece düşüneceğimi söyledim o gün çok fazla bir şey konuşmadı.  "AVUKATLARLA GÖRÜŞÜNCE PARA PAZARLIKLARINI ÖĞRENDİM"  Bir zaman sonra avukatın ofisine gittim. Hacı bey ve Burak bey ikisi de ortaktı ve oraya gidince Burak Beyin benim geleceğimden haberi yokmuş. Hacı beyle konuşunca ve Burak bey de bu konuşmayı görünce ben ofisten çıkınca Burak bey beni aradı ve kafasına takılan bir şeyler olduğunu ve bana bazı sorular sormak istediğini söyledi. Sonra anlaşılıyor ki benden gizli birçok şey yürütülüyor. Para pazarlıkları vs…  Bunu anlayınca Hacı beye kendisi de baskı yapmaya başlıyor. Bu davanın yüzde 90 sahibinin benim olduğunu söylüyor ve izinsiz yapılan işler konusunda ortağını uyarıyor.  Bir süre gizli bir telefon görüşmesi alıyorum ve bunun üzerine tekrar ofise gidiyorum. Beni birinin aradığını ve böyle bir tekliften bahsettiğini söyleyerek ‘Biz asla böyle bir parayı Özer beye vermeyeceğiz. Böyle bir para verilecekse kadına ve çocuğa vereceğiz’ dediğini söylüyorum.  "AVUKAT YANIMDA TELEFON AÇTI, PARA PAZARLIĞINA BİZZAT ŞAHİT OLDUM"  Ardından yanımda birini arıyor ve beni arayıp aramadığını ona soruyor. Bu olayların üzerine kayınpederim hala hiç para pazarlığı yapmadığını iddia ediyor.  Telefondaki kişi "Biz size 50-55 milyon TL’yi elinizin tersiyle ittiniz. Bülent bey (Timur Cihantimur’un babası) o defteri kapattı. Özer beye gelmeyecek kimse” diyor.   Eşimin ailesi zor insanlar açıkçası ve ben onları karşıma almak istemedim. Ben zaten olayı yaşamışım, kendimde değilim, aradan 6 ay geçmiş ve kendimi aptal gibi hissettim. Hacı beyle bu yüzden irtibat kurdum ve olayların farkında olduğumu onlara göstermek istedim ancak sonuç alamadım.  Sonuç alamayınca Burak bey de Hacı beyi darlayınca yöntem değiştirdiler. Burak bey Boston’a iade davası için gittiğinde sahte bir mesajla bana gelindi. ‘Burak bizi sattı, Boston’a gitti, seni de kafalamış 100 milyon alıyormuşsunuz’… şeklinde.  Bunları duyunca tepki gösterdim. Karşı tarafından Burak beyi ABD’ye gönderdiğini söylüyorlardı. Halbuki sadece gidip dinleyip bizim dilekçelerimizi savcıya verip gelecekti. Oldukça mantıksızdı."  OLAYIN GEÇMİŞİ  1 Mart 2024’te İstanbul Eyüpsultan’da seyir halindeki üç ATV’den biri arızalanınca yol kenarına çekilmiş, tamir sırasında aynı yönde ilerleyen bir diğer araç ATV’lere çarpmış ve beş kişi yaralanmıştı. Bu kazada Oğuz Murat Aci hayatını kaybetmişti.  Kazaya neden olan 17 yaşındaki Timur Cihantimur ise annesi Eylem Tok tarafından olay yerinden uzaklaştırılarak önce Mısır, ardından ABD’ye kaçırılmıştı. Türkiye, şüphelilerin iadesi için ABD’ye talepte bulunmuş, şubat 2025’te iade kararı alınmıştı. Şu anda Tok ve Cihantimur’un Türkiye’ye dönüş süreci bekleniyor.