Tekstil Sektörü 2025’te Denge Arayışında: Daralma Yavaşladı, Umutlar Kur ve ABD Pazarında
Tekstil Sektörü 2025’te Denge Arayışında: Daralma Yavaşladı, Umutlar Kur ve ABD Pazarında
2024 yılında ciddi bir daralma yaşayan tekstil sektörü 2025’in ilk 6 ayında da bekleneni veremedi. Yılın geri kalan 6 ayında ciddi bir daralma beklenmese de maliyet baskısı, sektör beklentisinin altında kalan düşük kur ve yüksek faiz oranları sektörün rekabet gücünü sınırlandırıyor.
İstanbul Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği (İTHİB) Başkanı Ahmet Öksüz, sektördeki daralma ve 2025 beklentileri hakkında Söz Haber’den Meryem Kartal’a açıklamalarda bulundu. Öksüz, bu yıl yeni bir gerileme beklemediklerini ve ihracatta en azından mevcut rakamların korunmasının hedeflendiğini belirtiyor. Ancak tablo hala belirsiz: Maliyet baskısı, düşük kur ve yüksek faiz oranları sektörün rekabet gücünü sınırlandırıyor.
“ZOR BİR YILDAN ÇIKTIK, 2025’TE YENİ BİR DARALMA BEKLEMİYORUZ”
Hazır giyim ve tekstil sektörü 2024’te yaşadığı ciddi daralmanın ardından 2025’e temkinli bir iyimserlikle girdi. İstanbul Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği (İTHİB) Başkanı Ahmet Öksüz, 2024'te sektörün ciddi bir daralma yaşadığını, üretimde ve ihracatta birçok işletmenin zararla çalışmak zorunda kaldığını belirtti. Ancak 2025’in ilk yarısında büyük bir ek daralma yaşanmadığını vurgulayan Öksüz, yılın geri kalanına ilişkin beklentilerini şöyle aktardı:
“2024’te ciddi bir daralma yaşadık. 2025 yılında daha da bir daralma beklemiyoruz. En azından bu rakamları korumayı, hatta biraz üzerine çıkmayı hedefliyoruz. Tabii bu biraz da dünyadaki gelişmelere bağlı.”
Öksüz, 2024’te dünya genelinde tekstil ve hazır giyim sektöründe yaklaşık 60 milyar dolarlık bir küçülme yaşandığını; Türkiye’nin bu küçülmeden dünya ortalamasından fazla etkilenmediğini söyledi. “En azından dünya pazarındaki payımızı koruduk, bu bizim için bir teselli” dedi. Ancak artan üretim maliyetlerinin sektör üzerinde ağır baskı oluşturduğunu ve kârsız ya da zararına satışların yaygın hale geldiğini de ekledi: “Maliyetlerin çok artması, sektörün maliyetinin altında hatta zararına satış yapmasına sebep oldu. Aslında zor bir yıl oldu. Bu yıl da şartlar zor devam ediyor.”
REKABET GÜCÜ İÇİN “ KUR DESTEĞİ” VURGUSU
2025’te ihracatın artması için başta döviz kuru olmak üzere bazı makroekonomik parametrelerde iyileşme gerektiğini söyleyen Öksüz, sektörün düşük kur nedeniyle uluslararası pazarda fiyat avantajını kaybettiğini vurguladı: “Önümüzdeki süreçte kurlar çok düşük kaldı. Kurlar biraz artarsa, en azından ihracatta bir rekabet şansımızı artıracak. Bu gerçekleşirse sektör ihracat rakamlarını artırma yönünde gayret gösterebilir.”
Bu bağlamda, ihracatçılar açısından kurun 30 TL bandının altında kalmasının maliyetleri daha da zorlayıcı hale getirdiği ve özellikle dolar bazında ücretlerin rakip ülkelere göre yüksek kaldığı biliniyor.
“BU FAİZLERLE BORÇLANIP PARA KAZANMAK MÜMKÜN DEĞİL”
Sektördeki bir diğer temel şikâyet yüksek faizler. Ahmet Öksüz, “bu faizlerle borçlanıp para kazanmak mümkün değil” diyerek, hem yatırım hem işletme sermayesi tarafında finansmana erişimin zorlaştığını söyledi. Faizlerin bu düzeyde kalmasının yalnızca tekstil değil, genel sanayi yatırımları için de caydırıcı olduğunu belirtti.
ÇÖZÜM NE OLMALI?
Çözüm önerileri arasında ABD pazarındaki fırsatları daha verimli değerlendirme çağrısı dikkat çekiyor. Öksüz, ABD ile karşılıklı gümrük vergilerinin kaldırılması yönünde bir anlaşmanın, Türk tekstilinin bu pazarda daha rekabetçi hale gelmesini sağlayacağını belirtiyor: “Trump döneminde bazı ticaret avantajları sağlanabilir. Belki orada karşılıklı vergiler sıfırlanarak Amerika pazarında daha rekabetçi olmamız mümkün olabilir.”
ÜRETİMİN DIŞA KAYMASI SÜRÜYOR
Sektörde dikkat çeken bir diğer eğilim ise yatırımların Kuzey Afrika ve Asya ülkelerine kayması. Özellikle Mısır, son yıllarda Türk hazır giyim firmaları için düşük işçilik maliyetleri nedeniyle cazibe merkezi haline geldi. Öksüz, bu eğilimi şöyle yorumladı: “Türkiye’de tekstilin hazır giyim ve üretim kısmı daha emek yoğun. Bu nedenle biraz Mısır’a yatırımların kaydığını görüyoruz. Yurt dışında daha ucuz işçiliğe doğru bir kayma var ve bunun önüne geçemeyiz. Türkiye pahalı olduğu müddetçe bu olacaktır.”
Ancak bu kaymanın geri dönüşünün zor olacağını vurgulayan Öksüz, yatırımların Türkiye’de tutulmasının stratejik önemi olduğunu da ekliyor: “Bizim arzumuz yatırımları burada devam ettirebilmek. Çünkü tekrardan giden yatırımı yerine koymak çok zor. Sadece tekstil değil, sanayi sektöründe de yeni yatırım beklemek artık oldukça zor.”
2025'İN GERİ KALANI İÇİN BEKLENTİLER
Sektör açısından 2025’in kalan ayları, dünya ticaretindeki genel toparlanma eğilimine, kur seviyesindeki olası düzeltmelere ve dış pazar fırsatlarının değerlendirilmesine bağlı. Öksüz, bu yılı daha fazla kayıp yaşamadan tamamlamak istediklerini söylüyor: “Ben düşeceğini sanmıyorum ama ihracatımızı artırmak için bu bahsettiğim şartlarda iyileşme olması gerekiyor.”
SEKTÖRDE DENGE ARAYIŞI SÜRÜYOR
2025 tekstil sektörü açısından yeni bir sıçrama yılı değil, ama dibi görmüş bir sektörün yeniden denge bulma mücadelesi yılı olarak öne çıkıyor. Kur politikası, ihracat destekleri ve dış ticaret anlaşmaları bu sürecin kaderini belirleyecek temel faktörler arasında. Aksi halde, üretimin dışa kayma süreci daha da hızlanabilir ve iç pazarda hem üretim hem istihdam açısından geri dönülmesi güç bir tablo oluşabilir.
ÖZEL HABER: MERYEM KARTAL
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.