Prof. Dr. Mehmet Ceyhan açıkladı: Arkalarında kimler var?

Özel Haberler 06.11.2025 - 12:22, Güncelleme: 25.11.2025 - 17:32
 

Prof. Dr. Mehmet Ceyhan açıkladı: Arkalarında kimler var?

Aşı karşıtı söylemlerde bulunanların halkı yanlış yönlendirdiğine dikkat çeken Ceyhan, “Bunların ciddi bir maddi destekleri var. Bir sürü ürün var piyasada çıkıp diyorlar ki; ‘Siz aşı olmayın, benim ürünümü, bu otu için zaten hasta olmayacaksınız’, ‘benim diyetimi uygulayın, aşıya ihtiyacımız yok’. Bunlar öyle saf duygularla değil, maksatlı olarak yapılıyor, yanlış bilgiden kaynaklanmıyor” dedi.
ÖZEL HABER/  TOLGA ŞAHİN Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, Sarıyer Söz Gazetesi'ne konuştu. Ceyhan, aşı karşıtı olarak adlandırılan grupla ilgili çarpıcı açıklamalarda bulundu. “BİR TANE BİLE ÖLÜM YOK” Ceyhan, aşı karşıtlığına ilişkin tartışmalara değinerek, “Bunlar maksatlı olarak yapılıyor, yanlış bilgiden kaynaklanmıyor. Bir tane yayın vs.  gösteremiyorlar. 14 milyar doz aşılama yapıldı covid sırasında ve henüz aşıya bağlı bir tane bile onların iddia ettiği gibi ölüm yok. Ama sen bunları istediğin kadar söyle onlar belli bir amaç için yaptıkları için söylemeye devam ediyorlar. Hatta diyorlar ki “doktorlar ikiye bölündü”, öyle bir şey de yok. Türkiye’de doktor sayısı 300 bini geçti, toplasan 100 doktor bile yok aşının aleyhinde konuşan. Ama bunlar ilgi çektiği için sürekli haber oluyor. Geri kalan 300 bin doktor aşının yapılması gerektiğini ve söylenen gibi bir durum olmadığını söylüyor ancak bunlar ilgili çekmiyor” ifadelerini kullandı.  “BU OTU İÇ HASTA OLMA” Ceyhan, “Bunları öyle saf duygularla yapmıyorlar. Bunların ciddi bir maddi destekleri var. Bir sürü ürün var piyasada yok probiyotik yok bilmem ne otuydu vs. Çıkıp diyorlar ki ‘bu otu iç, hasta olma’. Bunların en büyük rakibi, yüzyıllardır uygulanan aşı ve aşının etkisi de biliniyor. Bir sürü hastalık da aşı sayesinde ortadan kalkmış ama çıkıp ‘Siz aşı olmayın, benim ürünümü, bu otu için zaten hasta olmayacaksınız’ diyorlar. Bir kadın var ya çıkıp söylüyor ‘benim diyetimi uygulayın, aşıya ihtiyacımız yok’ diye. Bunu kimisi menfaat için yapıyor, kimisi meşhur olmak için. Halkın bir kesimi de inanıyor. Bakın 100 milyonlarca insanı öldüren ve çaresi bulunamayan çiçek hastalığının çaresi aşıyla bulundu. Çocuk felcinin çaresi aşıyla bulundu. Türkiye’de 30 senedir çocuk felci vakası yok. Bunların hepsi aşı ile mümkün oldu” dedi. “İNSANLARIN BU GRUBU KAİLE ALDIĞI YOK”  “Bu aşı karşıtı denilen grubun herhangi bir tıp eğitimi, bilimsel çalışması falan yok” diyen Ceyhan, “Şimdi bunlar istediği kadar konuşsun sanıldığı gibi fazla değiller. Bakın Türkiye’de şuanda çocuklarda aşılama oranı yüzde 95-98 civarında, demek ki insanlar da kaile almıyor bu grupları. Yüzde 2 ila 5’lik kısım ise,  Türkiye’nin feodal yapısından kaynaklı olarak aşı yapılamayanlar ya da eğitimi düşük kesim. Örneğin Güneydoğu’da oranın şıhhını ikna etmeden oradaki insanları aşılamak mümkün olmuyor. Yine bu çocuk aşılama oranlarına baktığımızda pandemiden sonra çocuk aşılamalarında minimal bir azalma var ama bunun da nedeni, pandemi nedeniyle bakanlığın çocukluk aşılamalarına ağırlık verememesi. O yüzden aşı karşıtı denilen kesimi çok ciddiye almamak lazım” diyerek sözlerine devam etti. “AÇILAN DAVALARI KAYBETTİLER” Pandemi sonrası Almanya’da açılan aşı davalarına da değinen Ceyhan, “Almanya’da Wolkswagen davasıyla zengin olan bir avukatlık bürosu var. Wolkswagen’in bir serisinde hata vardı. O dönem bu aracın kullanıcılarına ulaşan avukatlar, kullanıcıların hiç niyeti yokken onlardan vekalet aldı ve dava açtılar. Dava sonunda da tazminat kazandılar. Aynı durumu covid aşılarında da yapmak istediler. Bu avukatlık bürosu 323 kişi adına dava açtı. Dava açılabilir, davanın neticesi önemli. Bu dava neticesinde ne oldu biliyor musunuz? O davaları kazanamadılar, bunların tamamı olumsuz neticelendi. Hiçbirinde aşıdan olabilir diye bir tazminata ya da başka bir yaptırama yönelik karar çıkmadı” ifadelerini kullandı. “ÖLÜME YOL AÇAN CİNSTEN DEĞİLDİ” Kalp kası iltihabı (miyokardit) iddialarına da açıklık getiren Ceyhan, “Hiçbir yan etkisi olmayan bir şey yoktur, su bile içseniz insana zarar verebilir. ‘Kalp kasıyla ilgili olaylar da bir artış var’ diye bir çalışma çıktı fakat bunların hiçbir tanesi kalıcı etkisi olan ya da ölüme yol açan cinsten değildi. Hafif perikardit dediğimiz olay oldu. Ama bu da aşıya bağlı mı? Bilmiyoruz ama çıkıp ‘bu aşıya bağlı değil’ demiyoruz. Biz bilim adamıyız” dedi. “AÇILMIŞ BİR TANE BİLE DAVA YOK” Ceyhan ayrıca “Türkiye’de hemen hemen herkes covid geçirdi. Bunların büyük bir kısmı hafif belirtilerle geçirdi ve covid geçirdiğinin farkında değil ama aşı olduysa bunu biliyor ve bir hastalığı çıktığında ‘Ben covid olmadım ama aşı oldum. Demek ki ona bağlı olarak bu bende çıktı’ diyor. Halbuki öyle bir şey yok. Bir sürü yalan dolaşıyor ortalıkta. Yok işte ‘teyzem öldü’, ‘dayım öldü’, ‘insanlar sokakta patır patır düşüp ölüyorlar’ falan diye. Ben de onlara diyorum ki Sağlık Bakanlığı’nı dava edin. Ama bakıyoruz bir tane bile açılmış dava yok. Onun da bahanesi şu oluyor; ‘Bizden imza aldılar’. O imzanın ölüm olduktan sonra hiçbir geçerliliği yok. Şimdi hastaneye ameliyat için yatış durumlarında mutlaka “riskleri biliyorum” şeklinde bir imza alıyorlar. Ameliyatta yakınınızı kaybettiniz, dava açmıyor musunuz? ‘Ben imza attım sorumluluğu aldım’ mı diyorsun. Dava her zaman açılabilir” ifadelerini kullandı. “BÜTÜN PANDEMİLERDE UYGULANAN BİR DURUMDU” Pandemi dönemi aşılarının ayrı bir grup olduğuna da değinen Ceyhan, “Aşının kısa sürede ortaya çıkması nedeniyle aşıya güvenemediklerini söylüyorlar. Evet normal prosedürler uygulandığında 15 yıl sürer ancak pandemi de 15 yıl beklemek gibi bir lüksümüz yok. Dolayısıyla bazı prosedürler hızlandırılıyor, sonrasında takiple bakılıyor. Şuanda o durumdayız. Ayrıca sadece bu pandemiye özgü bir uygulama değildi, dünya üzerinde daha önce çıkan bütün pandemilerde uygulanan bir durumdu” dedi. “KALP PROBLEMLERİ 4 KAT DAHA FAZLA ÇIKTI” Bugün aşı çalışmalarının halen devam ettiğini belirten Ceyhan, “Şuan 40 bin kişinin verileri toplanarak çok büyük bir çalışma yayınlandı ve aşı yaptırmayanlar da kalp problemleri aşı yaptıranlara oranla 4 kat daha fazla çıktı. Yani aşı aslında 4 kat daha az görülmesini sağladı. Hatta bu sonuç en çok kalp problemi yaptığı söylenen vektör bir aşı olan Oxford aşısında çıktı. Yani o aşı bile yüzde 75 koruyucuydu” diyerek sözlerine devam etti.  “TÜRKİYE’DE ZORUNLU AŞI UYGULAMASI OLMADI” Pandemi boyunca Türkiye’de hiçbir aşının zorunlu olmadığını vurgulayan Ceyhan, “Türkiye’de tam doz aşılamada oran yüzde 40’da, herhangi bir doz aşılamada yüzde 60’larda kaldı. Aşı zorunlu olsaydı bu oranlarda kalır mıydı? O zaman yüzde 100 aşılama olurdu. Zorunlu aşılama şu demek; yani sen aşıyı yapacaksın yapmazsan eğer belli yaptırımları olacak o yüzden Türkiye’de şu anda zorunlu yapılan herhangi bir aşı yok ki. Geçmişte de sadece çiçek aşısında 1924’te Hıfzısıhha Kanunu’na konmuştu öyle bir madde ve onu yaptırmak zorundaydın, çünkü yaptırmazsan okula gidemiyordun vb. belirli yaptırımları vardı. Bunun dışında herhangi bir zorunlu aşı uygulaması olmadı Türkiye’de. Bu aşı karşıtları bunu da bilmediği için ‘Zorla aşı yaptırıyorlar’ diye bağırıyorlardı. Halbuki zorla kimseye aşı yapılmadı” ifadelerini kullandı. “YENİ BİR PANDEMİ DALGASI BEKLEMİYORUZ” Türkiye’de şu anda Omicron varyantına karşı özel aşı bulunmadığını, ancak bu varyanta bağlı enfeksiyonların genellikle hafif seyrettiğini belirten Ceyhan, “Şu an toplumsal bağışıklık yüksek olduğu için yeni bir pandemi dalgası beklemiyoruz” dedi. İLGİLİ HABERLER      
Aşı karşıtı söylemlerde bulunanların halkı yanlış yönlendirdiğine dikkat çeken Ceyhan, “Bunların ciddi bir maddi destekleri var. Bir sürü ürün var piyasada çıkıp diyorlar ki; ‘Siz aşı olmayın, benim ürünümü, bu otu için zaten hasta olmayacaksınız’, ‘benim diyetimi uygulayın, aşıya ihtiyacımız yok’. Bunlar öyle saf duygularla değil, maksatlı olarak yapılıyor, yanlış bilgiden kaynaklanmıyor” dedi.

ÖZEL HABER/  TOLGA ŞAHİN

Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, Sarıyer Söz Gazetesi'ne konuştu. Ceyhan, aşı karşıtı olarak adlandırılan grupla ilgili çarpıcı açıklamalarda bulundu.

“BİR TANE BİLE ÖLÜM YOK”

Ceyhan, aşı karşıtlığına ilişkin tartışmalara değinerek, “Bunlar maksatlı olarak yapılıyor, yanlış bilgiden kaynaklanmıyor. Bir tane yayın vs.  gösteremiyorlar. 14 milyar doz aşılama yapıldı covid sırasında ve henüz aşıya bağlı bir tane bile onların iddia ettiği gibi ölüm yok. Ama sen bunları istediğin kadar söyle onlar belli bir amaç için yaptıkları için söylemeye devam ediyorlar. Hatta diyorlar ki “doktorlar ikiye bölündü”, öyle bir şey de yok. Türkiye’de doktor sayısı 300 bini geçti, toplasan 100 doktor bile yok aşının aleyhinde konuşan. Ama bunlar ilgi çektiği için sürekli haber oluyor. Geri kalan 300 bin doktor aşının yapılması gerektiğini ve söylenen gibi bir durum olmadığını söylüyor ancak bunlar ilgili çekmiyor” ifadelerini kullandı.

 “BU OTU İÇ HASTA OLMA”

Ceyhan, “Bunları öyle saf duygularla yapmıyorlar. Bunların ciddi bir maddi destekleri var. Bir sürü ürün var piyasada yok probiyotik yok bilmem ne otuydu vs. Çıkıp diyorlar ki ‘bu otu iç, hasta olma’. Bunların en büyük rakibi, yüzyıllardır uygulanan aşı ve aşının etkisi de biliniyor. Bir sürü hastalık da aşı sayesinde ortadan kalkmış ama çıkıp ‘Siz aşı olmayın, benim ürünümü, bu otu için zaten hasta olmayacaksınız’ diyorlar. Bir kadın var ya çıkıp söylüyor ‘benim diyetimi uygulayın, aşıya ihtiyacımız yok’ diye. Bunu kimisi menfaat için yapıyor, kimisi meşhur olmak için. Halkın bir kesimi de inanıyor. Bakın 100 milyonlarca insanı öldüren ve çaresi bulunamayan çiçek hastalığının çaresi aşıyla bulundu. Çocuk felcinin çaresi aşıyla bulundu. Türkiye’de 30 senedir çocuk felci vakası yok. Bunların hepsi aşı ile mümkün oldu” dedi.

“İNSANLARIN BU GRUBU KAİLE ALDIĞI YOK”

 “Bu aşı karşıtı denilen grubun herhangi bir tıp eğitimi, bilimsel çalışması falan yok” diyen Ceyhan, “Şimdi bunlar istediği kadar konuşsun sanıldığı gibi fazla değiller. Bakın Türkiye’de şuanda çocuklarda aşılama oranı yüzde 95-98 civarında, demek ki insanlar da kaile almıyor bu grupları. Yüzde 2 ila 5’lik kısım ise,  Türkiye’nin feodal yapısından kaynaklı olarak aşı yapılamayanlar ya da eğitimi düşük kesim. Örneğin Güneydoğu’da oranın şıhhını ikna etmeden oradaki insanları aşılamak mümkün olmuyor. Yine bu çocuk aşılama oranlarına baktığımızda pandemiden sonra çocuk aşılamalarında minimal bir azalma var ama bunun da nedeni, pandemi nedeniyle bakanlığın çocukluk aşılamalarına ağırlık verememesi. O yüzden aşı karşıtı denilen kesimi çok ciddiye almamak lazım” diyerek sözlerine devam etti.

“AÇILAN DAVALARI KAYBETTİLER”

Pandemi sonrası Almanya’da açılan aşı davalarına da değinen Ceyhan, “Almanya’da Wolkswagen davasıyla zengin olan bir avukatlık bürosu var. Wolkswagen’in bir serisinde hata vardı. O dönem bu aracın kullanıcılarına ulaşan avukatlar, kullanıcıların hiç niyeti yokken onlardan vekalet aldı ve dava açtılar. Dava sonunda da tazminat kazandılar. Aynı durumu covid aşılarında da yapmak istediler. Bu avukatlık bürosu 323 kişi adına dava açtı. Dava açılabilir, davanın neticesi önemli. Bu dava neticesinde ne oldu biliyor musunuz? O davaları kazanamadılar, bunların tamamı olumsuz neticelendi. Hiçbirinde aşıdan olabilir diye bir tazminata ya da başka bir yaptırama yönelik karar çıkmadı” ifadelerini kullandı.

“ÖLÜME YOL AÇAN CİNSTEN DEĞİLDİ”

Kalp kası iltihabı (miyokardit) iddialarına da açıklık getiren Ceyhan, “Hiçbir yan etkisi olmayan bir şey yoktur, su bile içseniz insana zarar verebilir. ‘Kalp kasıyla ilgili olaylar da bir artış var’ diye bir çalışma çıktı fakat bunların hiçbir tanesi kalıcı etkisi olan ya da ölüme yol açan cinsten değildi. Hafif perikardit dediğimiz olay oldu. Ama bu da aşıya bağlı mı? Bilmiyoruz ama çıkıp ‘bu aşıya bağlı değil’ demiyoruz. Biz bilim adamıyız” dedi.

“AÇILMIŞ BİR TANE BİLE DAVA YOK”

Ceyhan ayrıca “Türkiye’de hemen hemen herkes covid geçirdi. Bunların büyük bir kısmı hafif belirtilerle geçirdi ve covid geçirdiğinin farkında değil ama aşı olduysa bunu biliyor ve bir hastalığı çıktığında ‘Ben covid olmadım ama aşı oldum. Demek ki ona bağlı olarak bu bende çıktı’ diyor. Halbuki öyle bir şey yok. Bir sürü yalan dolaşıyor ortalıkta. Yok işte ‘teyzem öldü’, ‘dayım öldü’, ‘insanlar sokakta patır patır düşüp ölüyorlar’ falan diye. Ben de onlara diyorum ki Sağlık Bakanlığı’nı dava edin. Ama bakıyoruz bir tane bile açılmış dava yok. Onun da bahanesi şu oluyor; ‘Bizden imza aldılar’. O imzanın ölüm olduktan sonra hiçbir geçerliliği yok. Şimdi hastaneye ameliyat için yatış durumlarında mutlaka “riskleri biliyorum” şeklinde bir imza alıyorlar. Ameliyatta yakınınızı kaybettiniz, dava açmıyor musunuz? ‘Ben imza attım sorumluluğu aldım’ mı diyorsun. Dava her zaman açılabilir” ifadelerini kullandı.

“BÜTÜN PANDEMİLERDE UYGULANAN BİR DURUMDU”

Pandemi dönemi aşılarının ayrı bir grup olduğuna da değinen Ceyhan, “Aşının kısa sürede ortaya çıkması nedeniyle aşıya güvenemediklerini söylüyorlar. Evet normal prosedürler uygulandığında 15 yıl sürer ancak pandemi de 15 yıl beklemek gibi bir lüksümüz yok. Dolayısıyla bazı prosedürler hızlandırılıyor, sonrasında takiple bakılıyor. Şuanda o durumdayız. Ayrıca sadece bu pandemiye özgü bir uygulama değildi, dünya üzerinde daha önce çıkan bütün pandemilerde uygulanan bir durumdu” dedi.

“KALP PROBLEMLERİ 4 KAT DAHA FAZLA ÇIKTI”

Bugün aşı çalışmalarının halen devam ettiğini belirten Ceyhan, “Şuan 40 bin kişinin verileri toplanarak çok büyük bir çalışma yayınlandı ve aşı yaptırmayanlar da kalp problemleri aşı yaptıranlara oranla 4 kat daha fazla çıktı. Yani aşı aslında 4 kat daha az görülmesini sağladı. Hatta bu sonuç en çok kalp problemi yaptığı söylenen vektör bir aşı olan Oxford aşısında çıktı. Yani o aşı bile yüzde 75 koruyucuydu” diyerek sözlerine devam etti.

 “TÜRKİYE’DE ZORUNLU AŞI UYGULAMASI OLMADI”

Pandemi boyunca Türkiye’de hiçbir aşının zorunlu olmadığını vurgulayan Ceyhan, “Türkiye’de tam doz aşılamada oran yüzde 40’da, herhangi bir doz aşılamada yüzde 60’larda kaldı. Aşı zorunlu olsaydı bu oranlarda kalır mıydı? O zaman yüzde 100 aşılama olurdu. Zorunlu aşılama şu demek; yani sen aşıyı yapacaksın yapmazsan eğer belli yaptırımları olacak o yüzden Türkiye’de şu anda zorunlu yapılan herhangi bir aşı yok ki. Geçmişte de sadece çiçek aşısında 1924’te Hıfzısıhha Kanunu’na konmuştu öyle bir madde ve onu yaptırmak zorundaydın, çünkü yaptırmazsan okula gidemiyordun vb. belirli yaptırımları vardı. Bunun dışında herhangi bir zorunlu aşı uygulaması olmadı Türkiye’de. Bu aşı karşıtları bunu da bilmediği için ‘Zorla aşı yaptırıyorlar’ diye bağırıyorlardı. Halbuki zorla kimseye aşı yapılmadı” ifadelerini kullandı.

“YENİ BİR PANDEMİ DALGASI BEKLEMİYORUZ”

Türkiye’de şu anda Omicron varyantına karşı özel aşı bulunmadığını, ancak bu varyanta bağlı enfeksiyonların genellikle hafif seyrettiğini belirten Ceyhan, “Şu an toplumsal bağışıklık yüksek olduğu için yeni bir pandemi dalgası beklemiyoruz” dedi.

İLGİLİ HABERLER

 

 

 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve sariyersoz.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.