Hiçbir devlet, aslında demokrasiyle yönetilmez.
Demokrasi, yalnızca bir imkândır; halkın eline sunulmuş bir anahtardır. Saltanat ise o anahtarı bir tek elde toplar.
Devlet dediğin şey, esasında hukukla ayakta durur. Hukuk yoksa ne demokrasi kalır ne de saltanat; geriye yalnızca sürprizlerle dolu, kimsenin güvenmediği rejimler kalır. Devlet yıkılsa bile hukuk bâki kalır; çünkü hukuk, binaların değil, insanlığın hafızasında yaşar.
Roma yıkılalı bin yıl geçti; ama onun kurduğu hukuk hâlâ yaşıyor, güncelleniyor, çağdan çağa devrediyor. Osmanlı, Roma hukukuyla İslâm hukukunu bir arada yürüttü ve yıkılmış olsa da, onun hukuku Kudüs’te hâlâ ayakta. Daha başka bir çok örneği mevcuttur.
Tarihte de bugün de birçok devlet, bu büyük devletlerin mirasçısı olduğunu iddia ederek bir misyon taşıdığını söyler; bu, hâlâ süregelen bir propagandadır.
Türkiye’de ise bazıları demokrasinin eksik olduğuna inanıyor. Oysa bana göre demokrasi işliyor; hem de gayet iyi işliyor. Türkiye, demokratik bir devlettir; belki de bu açıdan Avrupa’dan bile ileri bir demokrasisi vardır. Çok partili hayat derseniz… Bizdeki, aslında “aşırı partili hayat”tır.
Ama şunu bilmek gerekir: Hukuk yoksa, demokrasinin bir anlamı yoktur.
Hukuku olan bir saltanat, hukuksuz bir demokrasiden daha değerlidir. Asıl sorun demokrasi değil, hukuktur.
Mesele, iktidarın değişse bile kendini bağlı hissetmek zorunda olduğu bir kurallar manzumesinin varlığıdır. Toplum ve devlet, bu kuralların değişmezliğini bilmelidir.
Saltanat değişebilir; ama değişmeyen kuralların olduğu bir rejim, hukuksuz demokrasiden daha adildir. Demokrasiyle gelenin kendi kurallarını dayattığı bir rejimde, hukuk yoksa demokrasi sadece bir aldatmacadır.
Türkiye’de seçimler serbesttir; katılım yüksektir. Sandığa yansıyan millî irade tartışılmaz. Fakat gelen iktidarın kendini sınırlamak zorunda hissedeceği hiçbir engel yoktur.
Bu yüzden memleket, iktidar değişimini kolay kolay göze alamaz; çünkü yarının mağduru olmamak, her serbest eylemin soruşturulmasına uğramamak için insanlar çekinir.
Cumhuriyet de demokrasi de hukuksuz eksiktir. Bizim başka seçeneğimiz yok: Cumhuriyetin ve demokrasinin yanına mutlaka iktidar değiştiğinde sürprizler yaşanmayacak hukuk temelli devlet mimarisi inşa etmek zorundayız. Bunu vaad eden ve ilan eden iktidarı alır.
Son olarak Türkiye’de demokrasi de artık tehlike altındadır. Bu ayrı bir değerlendirme konusu.

