Galatasaray, 10 maçta 9 galibiyet ve 1 beraberlikle 28 puanda, ligin zirvesinde yer alıyordu.
Trabzonspor ise 10 maçta 7 galibiyet, 2 beraberlik ve 1 mağlubiyetle 23 puanla ikinci sıradaydı.
Ligin tepesindeki iki takım kozlarını paylaşacaktı. Ev sahibi Galatasaray, puan farkını açıp liderliğini pekiştirmeyi hedeflerken; ikinci sıradaki Trabzonspor ise farkı eritip zirveye bir adım daha yaklaşmanın peşindeydi.
İlk yarı başladı, ancak bu 45 dakikaya “derbi” demek futbola ihanet olurdu.
Orta alanda sıkışan, zevksiz bir mücadele izledik. Sertlik vardı, istek vardı; ama üretkenlik ve yaratıcılık yoktu.
Oyun orta sahada kilitlendi, iki takım da rakip kaleye gitmekte zorlandı.
Topun oyunda kalma süresi düşük, pozisyon sayısı az, son paslar sıkıntılı
Osimhen’in direkten dönen kafa vuruşu dışında, ilk 45 dakikada futbol adına kayda değer hiçbir şey yoktu.
İkinci yarıda tempo biraz yükseldi, iki takım da golü daha fazla düşündü.
Trabzonspor özellikle Zubkov’la etkili olmaya çalıştı. Ukraynalı oyuncunun müthiş kafa vuruşunu Uğurcan aynı güzellikle çıkardı; bir şutu da direkten döndü.
Galatasaray’da işler tıkanınca, Okan Buruk son çeyrekte Icardi’yi sahaya sürüp çift forvete döndü. Ancak bu hamle de oyunu açmaya yetmedi. Sarı-kırmızılılar üretmekte zorlandı; Trabzonspor’un savunma disiplini duvar gibi ayaktaydı.
Oyunun gidişatına bakınca, Galatasaray’ın kendi sahasında “özellikle Liverpool ve Bodo maçlarında gördüğümüz” o oyun üstünlüğünü sahaya yansıtamadığını gördük.
Ne takım ne de taraftar oyunun içine girebildi. Kendi sahasında baskı kuran, rakibi boğan Galatasaray görüntüsü bu kez yoktu.
Buna izin vermeyen Trabzonspor’un orta alandaki iki atleti, bitmek bilmeyen enerjileriyle Oulai ve Folcarelli oldu. Takımın savunma dörtlüsü de son derece konsantreydi.
Fakat bu oyuna Trabzonspor’un ön alandaki oyuncuları pek uyum sağlayamadı. Onuachu tek başına vasatı aşamadı.
Buna Augusto ve “varlığıyla yokluğu belli olmayan” Muçi de eklenince üretkenlik düştü.
Fatih hocanın Muçi inadından vazgeçmesi iyi olur. Eğer inat edilecekse, altyapıdaki kaliteli gençler için inat edilmelidir.
Lemina adına ayrıca bir parantez açmak gerek. Dün Davisson’un yokluğunda defansta mükemmel bir oyun ortaya koydu.
Okan Buruk’un, stoper konusunda gelecek maçlarda elini rahatlatmış oldu.
Hakem performansı açısından ise, Trabzonspor lehine verilmeyen birkaç sarı kart dışında genel olarak, iyi bir yönetim sergiledi.
VAR kontrollerinin hızlı yapılması da gecenin futbol adına güzel sürprizlerinden biriydi.
Galatasaray adına, kayıp iki puan eksi hanesine yazıldı. Ligdeki ikinci sıradaki rakibiyle puan farkını koruması ise artı hanesine.
Trabzonspor adına, puan farkının kapanmaması eksi hanesine yazıldı. Müthiş takımdaşlık görüntüsü, oyuna sadık güçlü mücadele ve gelecek adına kazandıkları özgüven ise artı hanesine.

