Çaykur Rizespor Deplasmanında Kritik Zafer
Trabzonspor, Karadeniz derbisinde Çaykur Rizespor’u deplasmanda 2-1 mağlup ederek zirve takibini sürdürdü. İki komşu kentin karşılaşması, sahadaki mücadeleden çok deplasman tribünü yasağıyla başlayan gereksiz bir gerginliğin gölgesinde oynandı. Ancak futbolun dili sonunda sahada konuştu; Bordo-Mavililer, Rize deplasmanından üç puanla döndü.
Maçın ilk 20 dakikasında Trabzonspor öylesine etkili başladı ki, farkın büyüyeceği izlenimi oluştu. Tempo, pas kalitesi, oyun disiplini… Her şey yerindeydi. Fakat ne olduysa, rehavet mi, konsantrasyon kaybı mı bilinmez; Savić gibi tecrübeli bir oyuncunun yapmaması gereken o bireysel hata, oyunun dengesini bozdu. Rizespor bir anda cesaretlendi, rüzgâr tersine döndü, kontrol ev sahibine geçti.
Trabzonspor’un 2-0’dan sonra kendi yarı sahasında top çevirip atak hazırlığı yaparken rakibin presine yakalanması, bireysel gibi görünen hataların aslında geçiş oyunu zayıflığından kaynaklandığını gösterdi. O anlarda, topu tutan, takımı yönlendiren, oyunu sakinleştiren bir “Hamsik tarzı oyun kurucu” eksikliği derinden hissedildi.
Fatih Tekke’nin Trabzonspor’u disiplinli, dengeli, ne yaptığını bilen bir takım. Fakat bu kadroda bir yaratıcı dokunuş, bir oyun beyni eksikliği göze çarpıyor. Yine de takımın refleksi güçlü; baskı altında dağılmıyor, skoru korumayı biliyor.
Başkan Ertuğrul Doğan’ın dediği gibi, “Bu bütçelerle İstanbul takımlarıyla yarışmak zor.” Ama Trabzonspor tarih boyunca bunu başardı; parayla değil, planlamayla, karakterle kazandı. Bugün de aynı ruhun yeniden inşa edilmesi gerekiyor. Artık Trabzonspor taraftarı 40 yılda bir değil, 3 5 yılda bir şampiyonluk görmek istiyor.
Rizespor ise evinde dirençliydi, ama hücum etkinliği zayıf kaldı. Orta sahada oyunu kurmakta istekliydi, fakat son pas ve şut kalitesi yetersizdi. Trabzonspor’un tecrübesi, maçı koparan farkı yarattı.
Sonuç olarak Trabzonspor bu maçta ezici bir oyun sergilemedi belki ama kazanmayı bildi. Bu da en az güzel futbol kadar değerlidir. Çünkü büyük takım olmanın bir gereği de, kötü oynarken bile kazanabilmektir.
Fatih Tekke’nin sistemi bu kadroyla belli bir yere kadar taşınabilir. Devre arası takviyelerle – bir 10 numara, bir yedek santrfor ve bir stoperin katılımıyla– bu takım sezon sonunda hedeflerini yakalayabilir.
Son söz şu: Trabzonspor kendisini hesaba katmayanlara, Yarışta ben de varım dedi.
Tıpkı o unutulmaz şampiyonluk sezonunda olduğu gibi…

