Efsane Başkan: Süleyman Seba
Sezon başındaki yönetimsel krizler, sezonun devamında yaşanan hoca değişimi, yapılan hatalı transferler ve ardı ardına gelen başarısız sonuçlar… Tüm bu karmaşanın içinden geçen Beşiktaş, milli maç arasını “Rafa Silva krizi” ile kapatıp Dolmabahçe’ye döndü ve zorlu bir rakip olan Samsunspor’u konuk etti.
Tribünler tıklım tıklım doluydu; Dolmabahçe’de büyük bir coşku vardı. Sahadaki Beşiktaş aynı enerjiye sahipti ama organize değildi. Samsunspor’un maçın ilk anlarından itibaren kurduğu baskı ve gol arayan oyun anlayışı, sanki tersine dönen bir hikâyenin ilk işaretleri gibiydi. Beşiktaş’ın ilk şutu, dakika 30’da Cerny’nin kaleyi bulmayan vuruşuyla geldi. Topa daha çok sahip görünen siyah-beyazlı ekip, aslında oyunun hâkimi değildi; oyuna hükmeden Samsunspor’du.
Sergen Yalçın, eksiklere rağmen takımını 3 puana şartlandırmıştı. Beşiktaş’ta önemli eksikler olduğu gibi Samsunspor da bazı kilit oyuncularından yoksundu.
Maçın ilk 20 dakikası belirgin bir Samsunspor üstünlüğüyle geçti. Karadeniz ekibi iki net gol pozisyonu buldu; ancak Ersin yaptığı kritik kurtarışlarla takımını oyunda tuttu. Sonrasında baskıyı kuran, rakibine karşı daha dominant görünen taraf Beşiktaş’tı. Yine de aradığı golü bulamadı.
İkinci yarı, iki takımın da 3 puan isteğiyle daha hareketli, daha heyecanlı bir hal aldı. Cengiz’in penaltı golüyle öne geçen Beşiktaş, yine Cengiz’in hatalı geri pası sonrası gelişen pozisyonda kalesinde beraberlik golünü gördü. Dün gece çok net gördüğümüz şey şu: Beşiktaş iyi niyetle çabalıyor ama takım kalitesi yetersiz olduğu için zorlanıyor.
Sahada birbirine benzer, düşük verimle oynayan oyuncular… Kanatların işlememesi… Topu tutan, rakibi ısıran bir forvetin olmaması… Tüm bunlar, Samsunspor gibi kompakt ve planlı bir rakip karşısında alınan beraberliğin aslında kötü bir sonuç olmadığını gösteriyor.
“3 puana kim daha yakındı?” derseniz, hiç tereddüt etmem: Samsunspor.
Özellikle Ersin’in kurtarışları ve Paulista’nın savunmadaki sağlam duruşu sayesinde Beşiktaş dün gece mağlubiyetten kurtuldu. Samsunspor ise giren–çıkan oyuncusuyla planı olan, disiplinli bir takım görüntüsü verdi ve hak ettiği bir sonuçla evine döndü.
Beşiktaş için özetle şunu söyleyebilirim:
Sergen Yalçın’ın bu takımı ayağa kaldırıp yarışın içine sokması hiç kolay olmayacak.
Plansız, programsız, işi bilmeyen yönetimlerin; transferi tek çözüm gibi gören zihniyetlerin, kulübü bu noktaya taşıdığı çok açık. Sadece “yapılacak transferlere” bağlanan başarı beklentisi, Beşiktaş’ın geleceği adına iyi bir tablo çizmiyor.
Ve tüm bunların arasında, efsane başkan Süleyman Seba’nın o unutulmaz sözü kulaklarımızda çınlarken…
İnönü Stadı’nın üzerinde süzülen ve çimlere konan martı, taraflı tarafsız herkesi duygulandırdı. Bizlere, efsane başkanımızı ne kadar özlediğimizi bir kez daha hatırlattı. Süleyman Seba’nın ruhu İnönü’nün üzerinde dolaşırken gördükleri karşısında inciniyor olmalı.
İncitmeyin.

