Saadet Partili Mehmet Karaman: Türkiye Dış Politikada Aciz Kaldı

Özel Haberler 26.09.2025 - 17:29, Güncelleme: 27.09.2025 - 18:02
 

Saadet Partili Mehmet Karaman: Türkiye Dış Politikada Aciz Kaldı

Saadet Partisi Samsun Milletvekili Mehmet Karaman, Türkiye'de belediyelere yapılan kayyum atamalarını demokrasiye aykırı bulduklarını belirtti. Karaman, erken seçim ihtimalinden Gazze meselesine, Erbakan döneminden bugünün siyasetine kadar pek çok konuda çarpıcı değerlendirmelerde bulundu.
Saadet Partisi Samsun Milletvekili Mehmet Karaman, Söz Haber Muhabiri Kevser Karaduman'a gündeme ve siyasete dair önemli açıklamalarda bulundu. Karaman, belediye başkanlarının görevden alınarak yerlerine kayyum atanmasını yanlış bulduklarını ifade ederken, "Demokrasiye güven azalıyor, bu da Türkiye’ye ekonomik ve siyasi açıdan zarar veriyor" dedi. Türkiye’nin Filistin'e yönelik politikalarını da eleştiren Karaman, İsrail ile ticaretin hala dolaylı yoldan sürdüğünü iddia etti. Prof. Dr. Necmettin Erbakan'ın 23 yıl özel kalem müdürlüğünü yapan Karaman, "O olsaydı Gazze’ye bir tane kurşun dahi atılamazdı." ifadelerini kullandı. "KAYYUM ATAMALARI DEMOKRASİYE OLAN GÜVENİ AZALTIYOR" Kayyum atamalarının demokrasiye olan güveni azalttığını öne süren Karaman, "Türkiye'de bugüne kadar bazı demokratik kurallara aykırı şeyler oldu. Belediye başkanları görevden alınıyor. Normalde görevden alınan belediye başkanlarının yerine, belediye meclis üyelerinin belediye başkanı seçmesi gerekirken buralara kayyum atamalarını doğru bulmuyoruz. İktidar döneminde önce DEM Parti iler başladı bu ugulamalar, sonra Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) ile devam etti. Bunları doğru bulmuyoruz. Eğer bu belediyelerin suçları varsa, yanlış yaptılarsa, bunlar yargıya intikal eder ve mahkeme kararıyla görevden alınmaları uygun görülürse görevden alınırlar, cezalandırılırlar. Her halükarda kişiyi belediye meclis üyelerinin seçmesi gerekiyor. Niye doğru bulmuyoruz? Çünkü Türkiye'de demokrasiye güven azalıyor. Bu vesileyle insanların güveni kaybediliyor. Ekrem İmamoğlu'nun ve diğer başkanların görevden alınmasının maliyetinin, 50-60 milyar dolar olduğu söyleniyor. Döviz yükseliyor, hisse senetleri düşüyor, yabancı sermaye Türkiye'den çıkıyor ve bunların hepsi Türkiye'ye zarar veren hadiseler." dedi. "ERKEN SEÇİM OLACAĞINI DÜŞÜNMÜYORUM" "Saadet Partisi önümüzdeki seçimde ya da olası bir erken seçim ihtimalinde 'altılı masa' gibi bir ittifakta yer alabilir mi?" sorusunu yanıtlayan Karaman, erken seçime ihtimal vermediğini vurguladı. Karaman, konuya ilişkin şu ifadelere yer verdi: "Altılı masada yer almamızın sebebi, Türkiye'yi nasıl yöneteceğimiz konusunda 6 tane partinin genel başkanı oturdu bir karar verdi. Parlamenter sisteme geçilmesi konusunda. 'Anayasa değişikliği nasıl yapılacak, ülke nasıl yönetilecek?' denilerek bir mutakabat metni hazırlandı ve bu metin ile bir ittifak yapıldı. Bu ittifak 2023 seçimleri nedeniyle yapıldı. Bu ittifak o seçimden sonra bitti, şu anda ittifak devam etmiyor ama mevcut Türkiye Cumhuriyeti'nin anayasası başkanlık sistemine geçti. Başkanlık sisteminde, yürütmeyi yapacak başkan yüzde 50+1 oyla yürütmeyi kazanmış oluyor. Bunun neticesinde parlamento seçimlerinde bir baraj söz konusu. Türkiye'de bu barajın kaldırılması lazım, çünkü demokrasiye aykırı. Her parti aldığı oy sayısı kadar milletvekili çıkartabilmelidir. Bu barajı kaldırırlarsa Türkiye'de ittifak sadece cumhurbaşkanlığı seçiminde olur, milletvekilliğinde bir ittifak söz konusu olmaz. Şu anda ben erken seçim olacağını düşünmüyorum. Çünkü bu ekonomik krizde, Türkiye gerçekten ekonomik bir bunalım içinde. İç ve dış politikada büyük sıkıntılar var. Dış politikada, İrsail'in Türkiye'ye saldıracağı konusunda cumhurbaşkanının söylemleri var. O nedenle şu anda bir erken seçim söz konusu değil. Seçim olacağı zaman da bir ittifak olma durumu olursa, o zamanki şartlara göre partimiz kendi yönetici kurullarını toplar ve kararını verir. Yani bu sistemde ittifaksız seçim olmayacağını bilmek lazım." "TÜRKİYE'DEN İSRAİL'E YÜZ BİNLERCE VARİL BENZİN GİDİYOR" Filistin ve Gazze ile ilgili Türkiye'nin izlediği politikanın yeterli olmadığını söyleyen Karaman, "Türkiye, bugüne kadar 78 tane açıklama yapmış. Bunların bir kısmı kınama, bir kısmı şiddetli kınama, bir kısmı ise tamamen kabul etmeme. Tamamen kınama noktasında organizasyonlar yapılmış, bunun dışında Türkiye'den beklenen daha önemli şeyler vardır. Parlamentoda bu konuda 4 defa önerge verdik. Bir kardeşimiz Kocaeli Milletvekili Hasan Bitmez, parlamentoda bu dış politika ve Gazze konusunda Türkiye'nin yaptığı yanlışları söylerek kürsüde yaptığı konuşma sırasında, kalp krizi geçirerek şehit oldu. Bundan eminiz. Biz Türkiye'de bu konuların yeterli olmadığını söylemek mecburiyetindeyiz. Türkiye İsrail ile ticareti kesmeli, ticaret hala devam ediyor. Bakü-Ceyhan boru hattından petrol geliyor, burdan günde 700 bin varil petrol İsrail'e gidiyor. Her varil petrol için 1.27 sent para alıyor Türkiye. Bu ülke bu paraları verir bu devlete. Yeter ki bu vanalar kısılsın. İsrail ile ticareti kestik diyorlar, gemiler İtalya'ya gidiyor diyerek yük yüklüyorlar ve yolda İsrailli bir firmaya bunun satışını yaptık diyorlar, gemiler İsrail'e gidiyor. Bunları adım adım takip ediyor ve ortaya çıkartıyoruz. Bunlar Gazze'deki savaşı durdurup, ateşkesi sağlayacak çalışmalar değil. Biz Saadet Partisi olarak, uluslararası Sumud Filosu'nun çıkartılması konusunda çaba gösterdik. Bu konuda da Türkiye'den çok şey bekledik, muhalefet partisi milletvekilleri olarak Meclis'i olağanüstü toplantıya çağırdık. İktidar'dan şunu talep ettik, 'Siz bu konuda yardımcı olmuyorsunuz, hiç olmazsa Türk vatandaşlarının da bineceği bu filodaki gemilerin güvenliğinin sağlanması için bir açıklama yapın' dedik. En azından bir hava ve deniz kuvvetlerine ait bazı şeylerle bu gemilerin güvenliğini sağlayın. Bunu yapamayacaksanız, en azından 'Bu gemilerde benim vatandaşlarım var, bu gemilere saldırı olduğu takdirde bunu ülkeme saldırı olarak kabul ederim' şeklinde açıklama yapın dedik ve bu açıklama da yapılmadı. Bu gemiler İspanya ve Tunus'tan kalktı, şu anda da Gazze'ye doğru gidiyorlar." "TÜRKİYE DIŞ POLİTİKADA ACİZ KALDI" İspanya, İtalya ve Malezya'nın Sumud Filosu için seferber olduğunu aktaran Karaman, Türkiye'nin bu konuda beklentiyi karşılamadığını ifade etti ve "İspanya başbakanı bu açıklamayı yaptı. 'Bu gemilere saldırı olursa, benim ülkeme saldırı kabul ederim' dedi. İtalya ve Malezya'ya bu açıklamayı yaptı. Dün 10 tane dron saldırısı gerçekleştirildi. Bunlarda hayat kaybı olmadı, sadece korkutma amacıyla yapıldı. Bunun üzerine İspanya ve İtalya, bu gemilerin güvenliğini sağlamak için Akdeniz'e gemiler gönderdi. Türkiye'den de bu konuda bir açıklama yapılmasını bekledik ve maalesef yapılmadı. Ancak Cumhurbaşkanımız Birleşmiş Milletler (BM) toplantısına giderken tek taraflı olarak, Amerika'dan Türkiye'ye gelecek malların vergilerini sıfırladı. Amerika ise Türkiye'den gidecek ürünlere vergileri sıfırlamadı. Bunların hepsi dış politikada Türkiye'nin ne kadar aciz kaldığının göstergesidir. Biz inanıyoruz ki Filistin toprakları Filistinlilerindir. Oradan hiçbir zaman Filistinlilerin sürgün edilmesine müsade etmeyeceğiz. Meclis'te de bu konunun takipçisi olacağız." dedi. "İSRAİL'E BİLGİ AKTARAN KÜRECİK ÜSSÜ KAPATILMALIDIR" Dolaylı olarak İsrail ile ilişkilerin hala sürdüğünü açıklayan Karaman, "Türkiye'de Kürecik Üssü var, İncirlik Üssü var. Kürecik üssünde radar var, bu radar İsrail'e bilgiler aktarıyor. İsrail'e direkt aktarmıyor ama Kürecik Üssü, NATO üssü olduğu için NATO'ya verdiği bilgiler Amerika'ya gidiyor, Amerika da zaten İsrail'in arkasında onun destekçisi olan bir ülke. Hala ticaretin dolaylı olarak yapıldığına dair belgeler var bunları gazeteciler, gazetelerde açıklıyor. Bunun tamamen kesilmesini ve diplomatik ilişkilerin sonlanmasını istiyoruz. Kürecik ve İncirlik Üssü'nden bilgi verilmemesini, ya kapatılmasını ya da kontrol altına alınmasını istiyoruz. Bunlar yapılmadığı sürece Gazze'nin yanında olduğunu söylemesine biz katılmıyoruz." dedi. "ERBAKAN İKTİDARINDA GAZZE'YE 1 BOMBA DAHİ ATILAMADI" 23 yıl Erbakan'ın özel kalem müdürlüğünü yaptığını belirten Karaman, "Erbakan hoca olsaydı Gazze'ye bir tane kurşun atılamazdı." sözlerini dile getirdi. "Necmettin Erbakan hocamızın 40 yıllık siyasi hayatında, iktidarda olduğu dönem 4 yıl 6 aydır ki bunların hepsini koalisyon hükümetleri olarak yaptı. İlk koalisyon hükümetinin olduğu zaman Bülent Ecevit başbakan, Erbakan başbakan yardımcısıydı. Türkiye Kıbrıs Barış Harekatı'nı gerçekleştirdi. O zaman Kıbrıs'taki soydaşlarımızı öldürüyorlar, çocukları küvetlerde boğuyorlardı. İki defa harekat yapılmasına karar verildi ancak Amerika'dan gelen bir talimatla bu harekatlar durduruldu. O zaman Erbakan hocam başbakan yardımcısıydı, harekat emrini verenlerdendi ve Kıbrıs Barış Harekatı yapıldı. Daha sonraki hükümetlerde Türkiye'de ağır sanayi hamleleri yapılarak, Edirne'den Kars'a, Sinop'tan Mersin'e kadar her taraf fabrikalarla donatılmıştı. Savunma sanayi konusunda her türlü gayretler gösterilmişti ve bunlar bugüne kadar devam ettirilseydi zaten bugün daha güçlü olacaktık. Erbakan, son bir yıllık iktidarında ise 'Refah Yol' döneminde, Türkiye'de havuz sistemi getirildi ve uluslararası 8 tane Müslüman ülkenin birlikte olduğu D8'i kurdu. D8'e Türkiye tarafından da diğer ülkeler tarafından da gereken ilgi gösterilseydi, İsrail bugün Gazze'ye bu saldırıları yapamayacaktı. Erbakan hocanın 1997 yılındaki 1 yıllık iktidarı döneminde ve bunu Filistinliler de söylüyorlar; İsrail Gazze'ye 1 tane bomba dahi atamamıştır. Çünkü biliyorlardı ki onlar, Erbakan hoca bu işin içinde. Eğer bir şey yapılsa gereken cevabı alacaklardır ama Türkiye bu dönemde bu işi yapamadı. Erbakan hoca olsaydı Gazze'ye bir tane kurşun atılamazdı, Gazze'deki kardeşlerimiz topraklarından sürülemezdi. Şu anda Gazze'de 2 milyon insanın evleri yıkılmış halde. 65 bin şehit, 162 bin yaralı ve bunların yarısı çocuk ve kadınlardan oluşuyor. 40 bine yakın yetim var. Erbakan yaşasaydı, bunların hiçbiri olmayacaktı ve olmazdı." "TÜRKİYE SÜRATLE KUTUPLAŞTIRILIYOR" Geçmişte yapılan siyasetle günümüz siyasetini karşılaştırarak değerlendirmede bulunan Karaman, "Geçmişte siyasette birbirlerine ağır sözler söylerlerdi ama nezaket çizgisini geçmezdi. Bütün genel başkanlar, televizyonlarda açık oturuma hep birlikte katılırdı. Birbirlerine karşı söyleyeceklerini, yüzlerine söylerlerdi. Bu dönemde ise hiçbir şekilde partilerin genel başkanlarının bir araya gelip açık oturum yaptığına şahit olmadık. Türkiye süratle ötekileştiriliyor, kutuplaştırılıyor. Türkiye'de insanların birbiriyle kardeş olarak konuşması lazım. Bir atasözü vardır bilirsiniz; insanlar konuşa konuşa, hayvanlar koklaşa koklaşa anlaşırlar. Biz birbirimizin siyasi rakibi sayılırız, hepimiz Türkiye'yi yönetmeye talibiz. Nasıl yöneteceğimizi söyleyeceğiz, hükümetin yanlışlarını söyleyeceğiz, onlar da yanlışları düzeltecekler. Eğer bunlar yapılmazsa Türkiye süratle bir iç savaşın içine doğru sürüklenir. Bugün Türkiye'de yapılmak istenen bu. Partiler sanki birbirinin düşmanıymış gibi birbirine hakaretler ve olmayacak sözler söylemek siyasetin diline uygun değildir." dedi. "SİYESİLERİN BİRBİRİYLE KUCAKLAŞMASI LAZIM" Siyasi partilerin ortak hedeflerle hareket etmesi gerektiğine vurgu yapan Karaman, "1 Ekim 2024'te Cumhurbaşkanı mecliste bir konuşma yaptı. 'İsrail, Suriye'de bizim komşumuz oldu, artık Türkiye'ye saldıracak diye bekliyoruz ona göre tedbir alıyoruz' dedi. O halde böyle bir tehlike varsa, Türkiye'deki siyasilerin birbiriyle kucaklaşması lazım. Memleket meselelerinde ortak hedeflerle hareket etmesi lazım. Bu kutuplaşma devam ederse, yarın bir saldırı olduğunda biz onlara karşı cephe mi alacağız yoksa birbirimizle mi olacağız? Onun için Saadet Partisi; birlikte kardeşlik içinde yürümeyi, her şeyi konuşarak çözmeyi, doğrulara destek olmayı ve yanlışları düzelte konusunda hükümete tavsiyeler vermeyi hedeflemiş bir partidir. Bugün Türkiye, ilk 6 ayda 1 trilyon 250 milyar lira faiz ödemiş, kur korumalı mevduat hesabıyla 60 milyar dolar bu memlekete zarar getirilmiştir. Bunların hepsini üst üste koyup hesapladığınızda, 1 milyon 400 bin daireye tekabül ediyor. Bizim paramız çok aslında, bu paraların israf edilmemesi için gereken gayreti göstermemiz lazım. Bu hükümet yaparsa, bu hükümet başarılı olur. Yapmazlarsa biz gelip yapacağız bunları. Kur korumalı mevduatta yapılan zararların hepsi bu milletin sırtından giden paralar." ifadelerini kullandı. "ESKİDEN 'OYLARI BÖLÜYORSUNUZ' DİYEREK DÜKKANLARA ALINMIYORDUK" Karaman, İstanbul'a geliş nedenini şu sözlerle açıkladı: "Saadet Partimizin milletvekilleri Türkiye genelindeki 'Vekil Milletiyle Buluşuyor' etkinliği dolayısıyla İstanbul'a geldim. Salı günü Zeytinburnu'nda, Çarşamba günü Fatih ilçesindeydim. Bugün de Sarıyerdeyiz. Biz gittiğimiz illerde öncelikle yerel yöneticilerle, sivil toplum örgütleriyle, esnaflarla, tüccarlarla ve müşteri dernekleriyle görüşüyoruz. Dinlediğimiz insanların yüzde 90'ı Türkiye ekonomisinin doğru yola gitmediğini, aile yapısının bozulduğunu, uyuşturucunun ilkokullara kadar geldiğini duyuyoruz. Bunların hepsini üst üste koyduğumuz zaman Türkiye'de problemlerin büyüdüğünü ama çözülemeyecek olmadığını biliyoruz. Siyasetçi vatandaşa umut verir. Eskiden bizi 'Oyları bölüyorsunuz' diyerek dükkanına sokmayan insanlar vardı ama şimdi herkes bizi kucaklıyor, çay ve kahve ikram ediyor derdini açıkça söylüyor. Biz inanıyoruz ki bu insanlar 'milli görüş' çatısı altında toplanacak ve ülkeyi hep birlikte yöneteceğiz.   ÖZEL HABER: KEVSER KARADUMAN
Saadet Partisi Samsun Milletvekili Mehmet Karaman, Türkiye'de belediyelere yapılan kayyum atamalarını demokrasiye aykırı bulduklarını belirtti. Karaman, erken seçim ihtimalinden Gazze meselesine, Erbakan döneminden bugünün siyasetine kadar pek çok konuda çarpıcı değerlendirmelerde bulundu.

Saadet Partisi Samsun Milletvekili Mehmet Karaman, Söz Haber Muhabiri Kevser Karaduman'a gündeme ve siyasete dair önemli açıklamalarda bulundu. Karaman, belediye başkanlarının görevden alınarak yerlerine kayyum atanmasını yanlış bulduklarını ifade ederken, "Demokrasiye güven azalıyor, bu da Türkiye’ye ekonomik ve siyasi açıdan zarar veriyor" dedi. Türkiye’nin Filistin'e yönelik politikalarını da eleştiren Karaman, İsrail ile ticaretin hala dolaylı yoldan sürdüğünü iddia etti. Prof. Dr. Necmettin Erbakan'ın 23 yıl özel kalem müdürlüğünü yapan Karaman, "O olsaydı Gazze’ye bir tane kurşun dahi atılamazdı." ifadelerini kullandı.

" KAYYUM ATAMALARI DEMOKRASİYE OLAN GÜVENİ AZALTIYOR"

Kayyum atamalarının demokrasiye olan güveni azalttığını öne süren Karaman, "Türkiye'de bugüne kadar bazı demokratik kurallara aykırı şeyler oldu. Belediye başkanları görevden alınıyor. Normalde görevden alınan belediye başkanlarının yerine, belediye meclis üyelerinin belediye başkanı seçmesi gerekirken buralara kayyum atamalarını doğru bulmuyoruz. İktidar döneminde önce DEM Parti iler başladı bu ugulamalar, sonra Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) ile devam etti. Bunları doğru bulmuyoruz. Eğer bu belediyelerin suçları varsa, yanlış yaptılarsa, bunlar yargıya intikal eder ve mahkeme kararıyla görevden alınmaları uygun görülürse görevden alınırlar, cezalandırılırlar. Her halükarda kişiyi belediye meclis üyelerinin seçmesi gerekiyor. Niye doğru bulmuyoruz? Çünkü Türkiye'de demokrasiye güven azalıyor. Bu vesileyle insanların güveni kaybediliyor. Ekrem İmamoğlu'nun ve diğer başkanların görevden alınmasının maliyetinin, 50-60 milyar dolar olduğu söyleniyor. Döviz yükseliyor, hisse senetleri düşüyor, yabancı sermaye Türkiye'den çıkıyor ve bunların hepsi Türkiye'ye zarar veren hadiseler." dedi.

"ERKEN SEÇİM OLACAĞINI DÜŞÜNMÜYORUM"

"Saadet Partisi önümüzdeki seçimde ya da olası bir erken seçim ihtimalinde 'altılı masa' gibi bir ittifakta yer alabilir mi?" sorusunu yanıtlayan Karaman, erken seçime ihtimal vermediğini vurguladı.

Karaman, konuya ilişkin şu ifadelere yer verdi:

"Altılı masada yer almamızın sebebi, Türkiye'yi nasıl yöneteceğimiz konusunda 6 tane partinin genel başkanı oturdu bir karar verdi. Parlamenter sisteme geçilmesi konusunda. 'Anayasa değişikliği nasıl yapılacak, ülke nasıl yönetilecek?' denilerek bir mutakabat metni hazırlandı ve bu metin ile bir ittifak yapıldı. Bu ittifak 2023 seçimleri nedeniyle yapıldı. Bu ittifak o seçimden sonra bitti, şu anda ittifak devam etmiyor ama mevcut Türkiye Cumhuriyeti'nin anayasası başkanlık sistemine geçti. Başkanlık sisteminde, yürütmeyi yapacak başkan yüzde 50+1 oyla yürütmeyi kazanmış oluyor. Bunun neticesinde parlamento seçimlerinde bir baraj söz konusu. Türkiye'de bu barajın kaldırılması lazım, çünkü demokrasiye aykırı. Her parti aldığı oy sayısı kadar milletvekili çıkartabilmelidir. Bu barajı kaldırırlarsa Türkiye'de ittifak sadece cumhurbaşkanlığı seçiminde olur, milletvekilliğinde bir ittifak söz konusu olmaz. Şu anda ben erken seçim olacağını düşünmüyorum. Çünkü bu ekonomik krizde, Türkiye gerçekten ekonomik bir bunalım içinde. İç ve dış politikada büyük sıkıntılar var. Dış politikada, İrsail'in Türkiye'ye saldıracağı konusunda cumhurbaşkanının söylemleri var. O nedenle şu anda bir erken seçim söz konusu değil. Seçim olacağı zaman da bir ittifak olma durumu olursa, o zamanki şartlara göre partimiz kendi yönetici kurullarını toplar ve kararını verir. Yani bu sistemde ittifaksız seçim olmayacağını bilmek lazım."

"TÜRKİYE'DEN İSRAİL'E YÜZ BİNLERCE VARİL BENZİN GİDİYOR"

Filistin ve Gazze ile ilgili Türkiye'nin izlediği politikanın yeterli olmadığını söyleyen Karaman, "Türkiye, bugüne kadar 78 tane açıklama yapmış. Bunların bir kısmı kınama, bir kısmı şiddetli kınama, bir kısmı ise tamamen kabul etmeme. Tamamen kınama noktasında organizasyonlar yapılmış, bunun dışında Türkiye'den beklenen daha önemli şeyler vardır. Parlamentoda bu konuda 4 defa önerge verdik. Bir kardeşimiz Kocaeli Milletvekili Hasan Bitmez, parlamentoda bu dış politika ve Gazze konusunda Türkiye'nin yaptığı yanlışları söylerek kürsüde yaptığı konuşma sırasında, kalp krizi geçirerek şehit oldu. Bundan eminiz. Biz Türkiye'de bu konuların yeterli olmadığını söylemek mecburiyetindeyiz. Türkiye İsrail ile ticareti kesmeli, ticaret hala devam ediyor. Bakü-Ceyhan boru hattından petrol geliyor, burdan günde 700 bin varil petrol İsrail'e gidiyor. Her varil petrol için 1.27 sent para alıyor Türkiye. Bu ülke bu paraları verir bu devlete. Yeter ki bu vanalar kısılsın. İsrail ile ticareti kestik diyorlar, gemiler İtalya'ya gidiyor diyerek yük yüklüyorlar ve yolda İsrailli bir firmaya bunun satışını yaptık diyorlar, gemiler İsrail'e gidiyor. Bunları adım adım takip ediyor ve ortaya çıkartıyoruz. Bunlar Gazze'deki savaşı durdurup, ateşkesi sağlayacak çalışmalar değil. Biz Saadet Partisi olarak, uluslararası Sumud Filosu'nun çıkartılması konusunda çaba gösterdik. Bu konuda da Türkiye'den çok şey bekledik, muhalefet partisi milletvekilleri olarak Meclis'i olağanüstü toplantıya çağırdık. İktidar'dan şunu talep ettik, 'Siz bu konuda yardımcı olmuyorsunuz, hiç olmazsa Türk vatandaşlarının da bineceği bu filodaki gemilerin güvenliğinin sağlanması için bir açıklama yapın' dedik. En azından bir hava ve deniz kuvvetlerine ait bazı şeylerle bu gemilerin güvenliğini sağlayın. Bunu yapamayacaksanız, en azından 'Bu gemilerde benim vatandaşlarım var, bu gemilere saldırı olduğu takdirde bunu ülkeme saldırı olarak kabul ederim' şeklinde açıklama yapın dedik ve bu açıklama da yapılmadı. Bu gemiler İspanya ve Tunus'tan kalktı, şu anda da Gazze'ye doğru gidiyorlar."

"TÜRKİYE DIŞ POLİTİKADA ACİZ KALDI"

İspanya, İtalya ve Malezya'nın Sumud Filosu için seferber olduğunu aktaran Karaman, Türkiye'nin bu konuda beklentiyi karşılamadığını ifade etti ve "İspanya başbakanı bu açıklamayı yaptı. 'Bu gemilere saldırı olursa, benim ülkeme saldırı kabul ederim' dedi. İtalya ve Malezya'ya bu açıklamayı yaptı. Dün 10 tane dron saldırısı gerçekleştirildi. Bunlarda hayat kaybı olmadı, sadece korkutma amacıyla yapıldı. Bunun üzerine İspanya ve İtalya, bu gemilerin güvenliğini sağlamak için Akdeniz'e gemiler gönderdi. Türkiye'den de bu konuda bir açıklama yapılmasını bekledik ve maalesef yapılmadı. Ancak Cumhurbaşkanımız Birleşmiş Milletler (BM) toplantısına giderken tek taraflı olarak, Amerika'dan Türkiye'ye gelecek malların vergilerini sıfırladı. Amerika ise Türkiye'den gidecek ürünlere vergileri sıfırlamadı. Bunların hepsi dış politikada Türkiye'nin ne kadar aciz kaldığının göstergesidir. Biz inanıyoruz ki Filistin toprakları Filistinlilerindir. Oradan hiçbir zaman Filistinlilerin sürgün edilmesine müsade etmeyeceğiz. Meclis'te de bu konunun takipçisi olacağız." dedi.

"İSRAİL'E BİLGİ AKTARAN KÜRECİK ÜSSÜ KAPATILMALIDIR"

Dolaylı olarak İsrail ile ilişkilerin hala sürdüğünü açıklayan Karaman, "Türkiye'de Kürecik Üssü var, İncirlik Üssü var. Kürecik üssünde radar var, bu radar İsrail'e bilgiler aktarıyor. İsrail'e direkt aktarmıyor ama Kürecik Üssü, NATO üssü olduğu için NATO'ya verdiği bilgiler Amerika'ya gidiyor, Amerika da zaten İsrail'in arkasında onun destekçisi olan bir ülke. Hala ticaretin dolaylı olarak yapıldığına dair belgeler var bunları gazeteciler, gazetelerde açıklıyor. Bunun tamamen kesilmesini ve diplomatik ilişkilerin sonlanmasını istiyoruz. Kürecik ve İncirlik Üssü'nden bilgi verilmemesini, ya kapatılmasını ya da kontrol altına alınmasını istiyoruz. Bunlar yapılmadığı sürece Gazze'nin yanında olduğunu söylemesine biz katılmıyoruz." dedi.

"ERBAKAN İKTİDARINDA GAZZE'YE 1 BOMBA DAHİ ATILAMADI"

23 yıl Erbakan'ın özel kalem müdürlüğünü yaptığını belirten Karaman, "Erbakan hoca olsaydı Gazze'ye bir tane kurşun atılamazdı." sözlerini dile getirdi.

" Necmettin Erbakan hocamızın 40 yıllık siyasi hayatında, iktidarda olduğu dönem 4 yıl 6 aydır ki bunların hepsini koalisyon hükümetleri olarak yaptı. İlk koalisyon hükümetinin olduğu zaman Bülent Ecevit başbakan, Erbakan başbakan yardımcısıydı. Türkiye Kıbrıs Barış Harekatı'nı gerçekleştirdi. O zaman Kıbrıs'taki soydaşlarımızı öldürüyorlar, çocukları küvetlerde boğuyorlardı. İki defa harekat yapılmasına karar verildi ancak Amerika'dan gelen bir talimatla bu harekatlar durduruldu. O zaman Erbakan hocam başbakan yardımcısıydı, harekat emrini verenlerdendi ve Kıbrıs Barış Harekatı yapıldı. Daha sonraki hükümetlerde Türkiye'de ağır sanayi hamleleri yapılarak, Edirne'den Kars'a, Sinop'tan Mersin'e kadar her taraf fabrikalarla donatılmıştı. Savunma sanayi konusunda her türlü gayretler gösterilmişti ve bunlar bugüne kadar devam ettirilseydi zaten bugün daha güçlü olacaktık. Erbakan, son bir yıllık iktidarında ise 'Refah Yol' döneminde, Türkiye'de havuz sistemi getirildi ve uluslararası 8 tane Müslüman ülkenin birlikte olduğu D8'i kurdu. D8'e Türkiye tarafından da diğer ülkeler tarafından da gereken ilgi gösterilseydi, İsrail bugün Gazze'ye bu saldırıları yapamayacaktı. Erbakan hocanın 1997 yılındaki 1 yıllık iktidarı döneminde ve bunu Filistinliler de söylüyorlar; İsrail Gazze'ye 1 tane bomba dahi atamamıştır. Çünkü biliyorlardı ki onlar, Erbakan hoca bu işin içinde. Eğer bir şey yapılsa gereken cevabı alacaklardır ama Türkiye bu dönemde bu işi yapamadı. Erbakan hoca olsaydı Gazze'ye bir tane kurşun atılamazdı, Gazze'deki kardeşlerimiz topraklarından sürülemezdi. Şu anda Gazze'de 2 milyon insanın evleri yıkılmış halde. 65 bin şehit, 162 bin yaralı ve bunların yarısı çocuk ve kadınlardan oluşuyor. 40 bine yakın yetim var. Erbakan yaşasaydı, bunların hiçbiri olmayacaktı ve olmazdı."

"TÜRKİYE SÜRATLE KUTUPLAŞTIRILIYOR"

Geçmişte yapılan siyasetle günümüz siyasetini karşılaştırarak değerlendirmede bulunan Karaman, "Geçmişte siyasette birbirlerine ağır sözler söylerlerdi ama nezaket çizgisini geçmezdi. Bütün genel başkanlar, televizyonlarda açık oturuma hep birlikte katılırdı. Birbirlerine karşı söyleyeceklerini, yüzlerine söylerlerdi. Bu dönemde ise hiçbir şekilde partilerin genel başkanlarının bir araya gelip açık oturum yaptığına şahit olmadık. Türkiye süratle ötekileştiriliyor, kutuplaştırılıyor. Türkiye'de insanların birbiriyle kardeş olarak konuşması lazım. Bir atasözü vardır bilirsiniz; insanlar konuşa konuşa, hayvanlar koklaşa koklaşa anlaşırlar. Biz birbirimizin siyasi rakibi sayılırız, hepimiz Türkiye'yi yönetmeye talibiz. Nasıl yöneteceğimizi söyleyeceğiz, hükümetin yanlışlarını söyleyeceğiz, onlar da yanlışları düzeltecekler. Eğer bunlar yapılmazsa Türkiye süratle bir iç savaşın içine doğru sürüklenir. Bugün Türkiye'de yapılmak istenen bu. Partiler sanki birbirinin düşmanıymış gibi birbirine hakaretler ve olmayacak sözler söylemek siyasetin diline uygun değildir." dedi.

"SİYESİLERİN BİRBİRİYLE KUCAKLAŞMASI LAZIM"

Siyasi partilerin ortak hedeflerle hareket etmesi gerektiğine vurgu yapan Karaman, "1 Ekim 2024'te Cumhurbaşkanı mecliste bir konuşma yaptı. 'İsrail, Suriye'de bizim komşumuz oldu, artık Türkiye'ye saldıracak diye bekliyoruz ona göre tedbir alıyoruz' dedi. O halde böyle bir tehlike varsa, Türkiye'deki siyasilerin birbiriyle kucaklaşması lazım. Memleket meselelerinde ortak hedeflerle hareket etmesi lazım. Bu kutuplaşma devam ederse, yarın bir saldırı olduğunda biz onlara karşı cephe mi alacağız yoksa birbirimizle mi olacağız? Onun için Saadet Partisi; birlikte kardeşlik içinde yürümeyi, her şeyi konuşarak çözmeyi, doğrulara destek olmayı ve yanlışları düzelte konusunda hükümete tavsiyeler vermeyi hedeflemiş bir partidir. Bugün Türkiye, ilk 6 ayda 1 trilyon 250 milyar lira faiz ödemiş, kur korumalı mevduat hesabıyla 60 milyar dolar bu memlekete zarar getirilmiştir. Bunların hepsini üst üste koyup hesapladığınızda, 1 milyon 400 bin daireye tekabül ediyor. Bizim paramız çok aslında, bu paraların israf edilmemesi için gereken gayreti göstermemiz lazım. Bu hükümet yaparsa, bu hükümet başarılı olur. Yapmazlarsa biz gelip yapacağız bunları. Kur korumalı mevduatta yapılan zararların hepsi bu milletin sırtından giden paralar." ifadelerini kullandı.

"ESKİDEN 'OYLARI BÖLÜYORSUNUZ' DİYEREK DÜKKANLARA ALINMIYORDUK"

Karaman, İstanbul'a geliş nedenini şu sözlerle açıkladı:

"Saadet Partimizin milletvekilleri Türkiye genelindeki 'Vekil Milletiyle Buluşuyor' etkinliği dolayısıyla İstanbul'a geldim. Salı günü Zeytinburnu'nda, Çarşamba günü Fatih ilçesindeydim. Bugün de Sarıyerdeyiz. Biz gittiğimiz illerde öncelikle yerel yöneticilerle, sivil toplum örgütleriyle, esnaflarla, tüccarlarla ve müşteri dernekleriyle görüşüyoruz. Dinlediğimiz insanların yüzde 90'ı Türkiye ekonomisinin doğru yola gitmediğini, aile yapısının bozulduğunu, uyuşturucunun ilkokullara kadar geldiğini duyuyoruz. Bunların hepsini üst üste koyduğumuz zaman Türkiye'de problemlerin büyüdüğünü ama çözülemeyecek olmadığını biliyoruz. Siyasetçi vatandaşa umut verir. Eskiden bizi 'Oyları bölüyorsunuz' diyerek dükkanına sokmayan insanlar vardı ama şimdi herkes bizi kucaklıyor, çay ve kahve ikram ediyor derdini açıkça söylüyor. Biz inanıyoruz ki bu insanlar 'milli görüş' çatısı altında toplanacak ve ülkeyi hep birlikte yöneteceğiz.

 

ÖZEL HABER: KEVSER KARADUMAN

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (1 )

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve sariyersoz.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Serdar
(27.09.2025 15:19 - #321)
Elinize sağlık
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve sariyersoz.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.