Türkiye, basının en çalkantılı dönemlerinden birinden geçiyor. Ekranlarda "halkı bilinçlendirme” iddiasıyla yer alan pek çok isim, perde arkasında bambaşka ilişkiler, hesaplar ve yönelimler içinde. Gündem programlarında yüksek tonda konuşup kamuoyuna doğruları anlatmakla övünenlerin, iş arkasını görmezden gelmemizi bekleyen bir ikiyüzlülüğü var artık. Bu ikiyüzlülük sadece basına değil, toplumsal hafızamıza, sağduyumuza ve bilgiye olan güvenimize zarar veriyor.
Bugün vatandaşın en temel ihtiyacı, gerçek bilgiye ulaşmak. Peki kime güveneceğiz?
Reyting kaygısı güdenlere mi?
Siyasi rüzgâra göre yön değiştirenlere mi?
Yoksa konuşurken “millet için” diyen ama masada “menfaat için” hesap yapanlara mı?
Hayır.
Türkiye artık doğruyu söylemekten vazgeçmeyen, hiçbir makamdan, zengin masalarından, güç odaklarından bir beklentisi olmayan, kalemiyle vicdanı arasında tek bir çizgi taşıyan insanlara muhtaç. Bu ülke, kendini ülkesine adamış gazetecileri “azınlık” olarak görmeyi hak etmiyor. Asıl kıymet bilinmesi gerekenler, sessizce doğruyu yazan; yalanın, manipülasyonun ve çıkar ilişkilerinin arasında kaybolmayan insanlardır.
Fakat gelinen noktada bu gazeteciler çok az.
Az olmalarının sebebi toplumun bilinçsizliği değil; gerçek gazeteciliğin destek görmemesi. Kendi imkanlarıyla ayakta durmaya çalışan, baskılara rağmen susmayan bu gazeteler ve platformlar, ancak halkın desteğiyle büyüyebilir. Halkın gücü, gerçek haberciliğin nefesidir.
Milletimizin sağduyusu her zaman doğruyu yanlıştan ayıracak güçtedir.
Bugün ekranlarda “bilgi veriyoruz” diyenlerin arkasındaki hesapları çözmek için gazeteci olmaya gerek yok; yalnızca vicdanınız yetiyor. Çünkü hakikatin sesi, en gür propaganda sesinden bile daha yiğittir.
İşte bu yüzden diyoruz ki:
“Sesiniz olalım. Sesiniz olmaya devam edelim.”
Bu mücadele, yalnızca bir grup gazetecinin değil; doğruya muhtaç bir toplumun mücadelesidir. Bu mücadele, basını kirli ilişkilerden arındırmanın, haberi güvenli ve doğru şekilde halka ulaştırmanın mücadelesidir. Ülkemizin menfaatlerini savunan kalemlerin çoğalması için, bu kalemlere sahip çıkmak şarttır.
Bugün desteklenmesi gereken, gerçeği çarpıtan yüksek sesler değil;
her şeye rağmen doğruları fısıldayan temiz kalemlerdir.
Gelin, birlikte çoğalalım.
Birlikte güçlenelim.
Birlikte hakikatin bayrağını yere düşürmeyelim.
Çünkü biz söz veriyoruz:
Biz, milletimizin sesi olmaya devam edeceğiz.
Yeter ki siz de bu sesi yalnız bırakmayın.

