Erhan Vergili
Köşe Yazarı
Erhan Vergili
 

Sporun Ruhu Siyasetin Gölgesine Sığmaz

Sarıyer, yalnızca bir ilçe değildir. Sarıyer, Boğaz’ın serinliğinde yoğrulmuş bir ruhun, mahalle aralarında yankılanan çocuk seslerinin, balıkçı kahvelerinde sabaha kadar süren memleket muhabbetlerinin adıdır. Ve elbette Sarıyer, spordur. Terle yoğrulmuş formalar, yürekle atılmış goller, birlikteliğin ve kardeşliğin sahanın dört bir yanına yayıldığı anların adıdır Sarıyer. Ancak son dönemde üzülerek görüyorum ki, bu birlikteliğe gölge düşüren bir anlayış sessizce sahanın kenarına sızıyor. Spor kulüplerimizin içine, ne yazık ki siyasetin eli değmeye başladı. Oysa spor; ayrıştıran değil, birleştiren bir güçtür. Bir tribünde yan yana oturan insanların oy verdiği partilerin hiçbir önemi yoktur, yeter ki takım bir gol atsın da birlikte sarılsınlar. Siyasetin dili tribünlere sızdığında, o sarılmalar yerini ‘boş’  bakışlara, o sevinç yerini çekinceye bırakır. Bu yüzden ben, Sarıyer Spor Kulübü kongresinde açıkça ifade ettim: Hiçbir siyasi partinin ilçe başkanına o kürsüde söz verilmemelidir. Çünkü o kürsü, siyasetin değil, sporun kürsüsüdür. Alkışlar, politik kimliklere değil; alın terine, fedakârlığa ve sportmenliğe gitmelidir. Bu sözümün ardından, bazı siyasi parti temsilcileri tarafından arandım. Sözlerim bağlamından koparıldı ve bilinçli bir şekilde çarpıtıldı. İsmini zikretmek istemediğim kimi siyasiler, kongredeki showlarını açık ettiğim için şahsımı hedef aldı.  Kusura bakmayın ama bu anlayışla Sarıyer’i bir adım ileri götüremeyiz. Spor, kimsenin siyasi kariyer basamağı olamaz, olmamalıdır. Birlikte koşmamız gereken bir yol varken, partiler arası ayrışmalarla bu yolda tökezlemek Sarıyer’e yapılacak en büyük haksızlıktır. Evet, her kulüpte farklı siyasi görüşten insanlar olabilir. Olmalıdır da... Ama kongre kürsüsünde siyaset konuşulursa, o kulübün ortak paydası zarar görür. Siyaset, spora bulaştığında hedefler bulanıklaşır, menzile ulaşmak güçleşir. Buradan açık çağrımdır: Gelin, siyaseti spordan uzak tutalım. Sporu da siyasetten... Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın, hükümetin, yerel yönetimlerin spor kulüplerine destek vermesi doğaldır; olması gerekendir. Ama bu destek siyasi şov malzemesi haline getirilmemelidir. Sarıyer hepimizin! Sarıyer Spor Kulübü hepimizin.. Hepimiz farklı yerlerden gelmiş olabiliriz ama aynı renklerle heyecanlanıyor, aynı armayla gururlanıyoruz. Bugün bir kez daha söylüyorum: Spor siyasetin arka bahçesi değildir. O saha, yalnızca ayakkabıların izini taşımalıdır, politik ayak oyunlarının değil. Birbirimize omuz verelim, ayrışmayalım. Sözümüz net, duruşumuz dik olsun: Sporun içine siyaset karışmasın! Bu vesileyle Sarıyer Spor kulübümüzün yeni yönetimine de başarılar diliyorum. Birlikte güçlü Sarıyer’iz.
Ekleme Tarihi: 14 Temmuz 2025 -Pazartesi

Sporun Ruhu Siyasetin Gölgesine Sığmaz

Sarıyer, yalnızca bir ilçe değildir. Sarıyer, Boğaz’ın serinliğinde yoğrulmuş bir ruhun, mahalle aralarında yankılanan çocuk seslerinin, balıkçı kahvelerinde sabaha kadar süren memleket muhabbetlerinin adıdır. Ve elbette Sarıyer, spordur. Terle yoğrulmuş formalar, yürekle atılmış goller, birlikteliğin ve kardeşliğin sahanın dört bir yanına yayıldığı anların adıdır Sarıyer.

Ancak son dönemde üzülerek görüyorum ki, bu birlikteliğe gölge düşüren bir anlayış sessizce sahanın kenarına sızıyor. Spor kulüplerimizin içine, ne yazık ki siyasetin eli değmeye başladı. Oysa spor; ayrıştıran değil, birleştiren bir güçtür. Bir tribünde yan yana oturan insanların oy verdiği partilerin hiçbir önemi yoktur, yeter ki takım bir gol atsın da birlikte sarılsınlar.

Siyasetin dili tribünlere sızdığında, o sarılmalar yerini ‘boş’  bakışlara, o sevinç yerini çekinceye bırakır. Bu yüzden ben, Sarıyer Spor Kulübü kongresinde açıkça ifade ettim: Hiçbir siyasi partinin ilçe başkanına o kürsüde söz verilmemelidir. Çünkü o kürsü, siyasetin değil, sporun kürsüsüdür. Alkışlar, politik kimliklere değil; alın terine, fedakârlığa ve sportmenliğe gitmelidir.

Bu sözümün ardından, bazı siyasi parti temsilcileri tarafından arandım. Sözlerim bağlamından koparıldı ve bilinçli bir şekilde çarpıtıldı. İsmini zikretmek istemediğim kimi siyasiler, kongredeki showlarını açık ettiğim için şahsımı hedef aldı.

 Kusura bakmayın ama bu anlayışla Sarıyer’i bir adım ileri götüremeyiz. Spor, kimsenin siyasi kariyer basamağı olamaz, olmamalıdır. Birlikte koşmamız gereken bir yol varken, partiler arası ayrışmalarla bu yolda tökezlemek Sarıyer’e yapılacak en büyük haksızlıktır.

Evet, her kulüpte farklı siyasi görüşten insanlar olabilir. Olmalıdır da... Ama kongre kürsüsünde siyaset konuşulursa, o kulübün ortak paydası zarar görür. Siyaset, spora bulaştığında hedefler bulanıklaşır, menzile ulaşmak güçleşir.

Buradan açık çağrımdır: Gelin, siyaseti spordan uzak tutalım. Sporu da siyasetten... Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın, hükümetin, yerel yönetimlerin spor kulüplerine destek vermesi doğaldır; olması gerekendir. Ama bu destek siyasi şov malzemesi haline getirilmemelidir.

Sarıyer hepimizin! Sarıyer Spor Kulübü hepimizin.. Hepimiz farklı yerlerden gelmiş olabiliriz ama aynı renklerle heyecanlanıyor, aynı armayla gururlanıyoruz.

Bugün bir kez daha söylüyorum: Spor siyasetin arka bahçesi değildir. O saha, yalnızca ayakkabıların izini taşımalıdır, politik ayak oyunlarının değil. Birbirimize omuz verelim, ayrışmayalım. Sözümüz net, duruşumuz dik olsun: Sporun içine siyaset karışmasın!

Bu vesileyle Sarıyer Spor kulübümüzün yeni yönetimine de başarılar diliyorum. Birlikte güçlü Sarıyer’iz.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve sariyersoz.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.